Yakalandığı kanser hastalığına 20 Ekim günü İstanbul’da yenik düşen 68 Hareketi’nin öncü kadınlarından ve THKO’nun kurucularından Gülay Ünüvar çeyrek yüz yıl yaşadığı İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen bir etkinlkle anıldı.

İşçi Eğitim Merkezi (ABF) salonunda yapılan etkinlikte bir masaya yerleştirilen Ünüvar’ın resimleri güllerle donatıldı ve önünde mumlar yakıldı.

Ünüvar ile ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelelerinde yaşamını yitiren devrim şehitleri anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşundan sonra Ünüvar’ın Türkiye, İsveç ve Avrupa’nın değişik ülkelerinde katıldığı küreselleşme ve kapitalizm karşıtı eylemlerdeki resimleri değişik dillerde çalınan marşlar eşliğinde gösterildi.

‘Kadın Örgütleri Ağı’ ve ‘Kadın Barış İnsiyatifi’nin örgütlediği etkinlikte, Stockholm Üniversitesi Kültür ve Estetik Enstitüsü Müdürü Per Olof Mattson, Ünüvar’ı İsveç’e geldiği günden beri 25 yıldan beri tanıdığını, dil öğrenmede yetenekli olan Ünüvar’ın çok kısa sürede İsveçceyi öğrendiğini söyledi.

Ünüvar’ın siyasetin yanı sıra sanat ve edebiyata ilgi duyduğunu Nazım Hizmet ve Pablo Neruda’nın yaşam ve mücadelelerini ele alan kültürel geceler örgütlediğini ve kendisini de bu etkinliklere konuşmacı olarak davet ettiğini söyleyen Mattson, Ünüvar’ın o dönemde yaptığı çalışmaları şu cümlelerle özetledi.

“Gülay Sosyalist Parti’nin kitapevi ve kafetaryasında çalıştı. 1990’lı yılların ortalarında bizler Arbetarmakt’ı (İşçi İktidarı) kurduktan bir kaç yıl sonra Gülay bizimle çalışmaya başladı. Hiç bir zaman üyemiz olmadı ama birlikte pek çok etkinlik yaptık. Avrupa’nın değişik ülkelerinde yapılan küreselleşme karşıtı gösteri ve etkinliklere birlikte katıldık. Richart adında İngiliz bir arkadaşımız Gülay’ın ölüm haberini aldıktan sonra sosyal medyaya ‘Gülay yaşamımda tanıdığın dünyanın en cesur insanıydı’ diye yazdı. Çünkü Gülay yapılan tüm uluslararası eylemlerde en önde yer aldı. Saldırılar karşısında sonuna kadar direnmeyi sürdürdü.”

Tiyatro Sanatçısı Serpil İnanç, Ünüvar’la 1967 yılında Üniversitede öğrenim görürlerken tanıştığını, Ünüvar’ın çok aktif bir gençlik lideri olduğunu ve yollarının 1980’li yıllarda Stockholm’de kesiştiğini söyledi.

Ünüvar’ın siyasi kişiliği yanında sanat ve edebiyata da ilgi duyduğunu, işçi sınıfının Şairi Sennur Sezer ve Gülten Akın’ın şiirlerini çok beğendiğini söyleyen İnanç, her üçünün de bir kaç gün arayla yaşamlarını yitirdiklerine dikkat çektikten sonra Şair Abdullah Nefes’in 68’liler için yazdığı şiiri okudu.

Hans Graffström, yaşamında Ünüvar gibi sınır tanımayan insan tanımadığını söyledikten sonra, “Gülay her zaman her türlü sınıfsal, etnik, ırk ve cinsel baskıya karşı mücadele etti. Ben ve hepimiz yaşamımız boyunca Gülay’ı mücadeleci ve güzel bir yoldaş olarak hatırlayacağız” şeklinde konuştu.

Gunnar Westin, Ünüvar ile birlikte Avrupa’da düzenlenen küreselleşme karşıtı pek çok gösteriye katıldığını ve 2001 yılında Prag’da polisin işgal ettiği köprüde bir eylem planladıklarını söyledi. Polisi köprüden sürmek için görev bölümü yaptıklarını, en öne güçlü olan gençleri en arka sıralara da biraz daha yaşlı olanları yerleştirdiklerini belirten Westin, Ünüvar’ın arkaya gitmeyi reddettiğini ve en önde kendileriyle beraber polisle çatıştığını anlattı.

Ünüvar’ın Marksizmi çok iyi bildiği gibi pedogojik ve akıcı bir şekilde aktardığını söyleyen Westin, “Ben ondan teorik ve pratik olarak çok şey öğrendim. Yorulmaz ve inançlı bir savaşçıyı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

Etkinlik Hayat Televizyonu’nun Ünüvar’ın yaşam ve mücadelesini anlatan kısa bir filminin gösterimiyle sona erdi.