Suruç'taki katliamın ardından halk tarafından yakalanarak polise teslim edilen Abdullah Ömer Arslan'ın üzerinde çıkan kimlikteki fotoğraf ile canlı bomba Abdurrahman Alagöz'ün basına servis edilen kimliğinde yer alan fotoğraf arasındaki benzerlik, iki canlı bombanın aynı fotoğrafı kullandığı şüphesini doğurdu.

33 devrimcinin öldürülmesi ile sonuçlanan Suruç katliamı soruşturmasındaki gizlilik kararı sürüyor. Bu nedenle soruşturmada herhangi bir gelişme olup olmadığı bilinmiyor. Ayrıca avukatların oluşturduğu Suruç İçin Adalet Platformu'nun soruşturma savcısına bildirdiği ve canlı bomba Abdurrahman Alagöz ile bağlantılı olduğu tahmin edilen Abdullah Ömer Arslan ile ilgili de herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı belirsiz.

HALK YAKALADI POLİSE TESLİM ETTİ

Patlamadan sonra Amara Kültür Merkezi'nin önüne motosikleti ile gelen bir kişi, şüpheli davranışları nedeniyle halk tarafından fark edilip, alıkonuldu. Üzerindeki tüm eşyalar kayıt altına kişi, daha sonra polise teslim edildi. Polis, söz konusu şüpheliyi Amara Kültür Merkezi'ne soktu. Görgü tanıklarına göre, sakalları kesilerek tipi değiştirilen kişi, polis tarafından hızla ulaklaştırıldı.

Bir daha da ortalık görünmedi. Bugüne kadar ne imamlık yaptığı köye dündü ne de kendisinden ya da ailesinden konuyla ilgili bir açıklama geldi.

Şüphelinin üzerinde çıkan belgeler dikkat çekici. Abdullah Ömer Arslan adına bir kimlik ile bir sürücü belgesi çıktı. Kimlik ve sürücü belgesi sahte değilse, halkın yakaladığı kişi Abdullah Ömer Arslan.

"12563669198" TC kimlik nolu Arslan, 19 Haziran 1994 doğumlu ve Konya Meram nüfusuna kayıtlı. Nüfus Müdürlüğü kayıtlarına göre, ailesinin ve kendisinin adresi Ankara'nın Gölbaşı ilçesi.

FOTOĞRAF BENZERLİĞİ

Şüpheli Abdullah Ömer Arslan'ın kimliklerinde yer alan fotoğrafı ile canlı bomba Abdurrahman Alagöz'ün katliamın ardından polis tarafından basına servis edilen kimlik fotoğrafı arasındaki benzerlik dikkat çekici. Her iki fotoğraf, aynı kişinin farklı yıllarda çekilmiş fotoğrafına benziyor.

Arslan'ın üzerinde çıkan bir başka fotoğrafın ise kime ait olduğu bilinmiyor. Abdullah Ömer Arslan'ın hem üzerinde çıkan hem de kimliğinde yer alan fotoğraf ile olay anında çekilen fotoğrafı arasında ise benzerlik kurulamıyor.

Canlı bomba Abdurrahman Alagöz ile irtibatının olduğuna kesin gözüyle bakılan Arslan'ın sırt çantasında çıkan diğer belgeler de dikkat çekici.

"Türkiye Büyük Millet Meclisi" logolu bir zarf ile Urfa Halfeti'deki Ziraat Bankası'nda 16 Haziran 2015 tarihinde açılan banka hesap cüzdanı da yer alıyor. Arslan'ın Halfeti'nin Gürkuyu köyünde imam olarak görevli olduğunu belirten bir kimlik de bulunuyor.

FURKAN DERGİSİ VE EL NUSRA BAYRAĞI

"Furkan Genç" adlı dergi de çantada çıkanlar arasında. "Aralık 2014" tarihli derginin kapağında "Engeller inanları yıldıramaz" manşeti dikkat çekiyor.

Söz konusu dergi, Furkan Vakfı'nın yayını olan Furkan Nesli'nin eki olarak "Hakkı batıldan ayıran genç" sloganı ile çıkıyor.

"El Nusra bayrağı" olarak bilinen siyah bayrak ile "Kur'an-ı Kerim başlama duası" ve "Halil İbrahim Al Ansari" yazılı esans kesesi Arslan'ın üzerinden çıkanlar arasında.

BİR DAHA KÖYÜNE DÖNMEDİ

Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, Abdullah Ömer Arslan "imamlık" yaptığı köye, olaydan sonra bir daha gitmedi. Nerede olduğu bilinmezken, adı basında çıkmasına rağmen bugüne kadar ne kendisinin ne de ailesinin konuya dair herhangi bir açıklaması olmadı.