Son günlerde cezaevlerinde neler yaşanıyor?

Senelerdir işkence ve katliamlarla anılan Türkiye cezaevleri, OHAL ile birlikte bu karakterini sağlamlaştırıyor. Halihazırda cezaevleri siyasi tutsaklar için tam anlamıyla işkence merkezlerine dönüştü.

Cezaevlerinde çıplak arama, fiziki şiddet, hakların kısıtlanması, taciz vb. saldırılar sürüyor. Batman, Mersin, Mardin, İzmir ve Siirt'ten gelen son bilgiler de uygulamaların AKP/Saray rejiminin talimatıyla hayata geçirildiğini işaret ediyor. Tutsaklar ve aileleri, can güvenliğini de tehlikeye atan bu gidişata karşı kamuoyunu duyarlılığa çağırıyor.

BATMAN 

Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan İdil Belediyesi Eş Başkanı Nevin Oyman Giresun, koğuşlara, tuvalet ve banyoların karşısına yerleştiren kameralarla taciz edildiklerini, ailesiyle yaptığı görüşmede aktardı. 

Giresun, “Özgürlükçü Demokrasi ve Rojeva Medya gazetelerini istiyoruz fakat cezaevi idaresi vermiyor" derken, haftalık 10 dakikalık telefon görüşmesi haklarının da kısıtlandığını bildirdi.

MERSİN

Mersin’in Tarsus ilçesinde “Örgüt üyesi olma ve örgüt propagandası yapma” suçlaması ile tutuklanan Hamza Çiçekçi, avukatı aracılığı ile İHD Şubesi'ne yaptığı başvuruda 35 gündür Silifke Cezaevinde hücrede tutulduğu aktardı. Taleplerinin cezaevi yönetimi tarafından kabul edilmediğini belirten Çiçekçi, gazete, tıraş olma, havalandırmaya çıkma, sigara, sıcak su ve çay gibi taleplerinin yerine getirilmediğini kaydetti. Çiçekçi, tutulduğu hücrenin yakınında inşaat çalışması yürütüldüğünü ve bu nedenle inşaat ve çimento tozuna maruz kaldığını aktardı. 

MARDİN

Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde siyasi tutsaklara yönelik baskılar OHAL döneminde tavan yaptı. Cezaevinde kalan tutukluların sosyal haklarına her gün getirilen kısıtlamaların yanında, bu kez de koğuşlarda ince aramanın asker ve gardiyanlar eşliğinde gerçekleştirildiği öğrenildi. Tutukluların ailelerinin yoluyla aktardıkları bilgiye göre, 2016 yılının son haftasında geç saatlerde her koğuşa çok sayıda asker ve gardiyan baskın yaptı, baskın sırasında tüm tutuklular koğuşlarından çıkartılarak soğuk havada saatlerce bekletildi.

Asker ve gardiyanların tutsaklara dayatılan ince aramanın yanında, koğuşlarda bulunan tüm kitap, kalem, defter ve özel eşyalarına el koyduğu belirtildi. Özellikle kadın tutuklulara ince arama adı altında rencide edici davranışlarda bulunulduğu ifade edildi. 

Tutuklu yakınları herkesi cezaevlerindeki durumuna karşı duyarlı olmaya çağırdı. 

İZMİR 

İzmir Aliağa'da bulunan Şakran Cezaevi’ndeki siyasi tutuklular, “işkence gördüklerini” ifade ederek gardiyanlar ve hapishane müdürleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Avukatları aracılığıyla Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen dilekçede cezaevi yönetimi ve görevlilerin “görevi kötüye kullanmak” ve “işkence yapmak” suçlarından soruşturulup dava açılması talep edildi.

Ayrıca, tutuklular Fırat Kaya, Ahmet Sercan Arslan, Ufuk Keskin’in maruz kaldığı darbın tespiti için hapishane revirinden rapor alındığı da belirtilerek, "işkencenin tespiti için Adli Tıp Kurumu’na da sevk edilmeleri" istendi.

Tutuklulardan Fırat Kaya'nın 20 Aralık günü önce kendisine kargo geldiği söylenerek kargoların teslim edildiği yer olan avukat görüş odasına konulduğu, diğer tutukluların da diğer avukat görüş odalarına götürüldüğü belirtildi.

Dilekçede Gardiyanların Fırat Kaya’dan kimlik istediği ve vermemesi üzerine darp edildiği belirtilirken, başgardiyanın saldırı talimatı verdiği ve tutuklu Kaya'nın diğer gardiyanlar tarafından dövülmesini seyrettiği ifade edildi. Dilekçede “Gardiyanlar müvekkilim Kaya’ya tekme ve yumrukla saldırdı. Yere yatırıp kafasını yere vurdular, kafasına tekme attılar. Burnu kanamaya başlayınca koridorun orada bir odaya götürdüler. O odada da dövmeye devam ettiler, kafasına ve beline coplarla vurdular. Beline çok fazla tekme darbesi aldı. Saldırıyı başgardiyan E.’nin talimatı ile 5-6 gardiyan gerçekleştirdi" denildi. 

Kaya'nın daha sonra 9 numaralı süngerli hücreye götürüldüğünün belirtildiği dilekçede, "Süngerli hücre önünde tekrar dövdüler, kıyafetlerini çıkardılar, sadece iç çamaşırları üzerinde olduğu halde hücreye attılar. Kaya, soğuk hücrede 24 saat tutuldu. Süngerli hücreden çıkarıldıktan sonra revire götürdüler. Kırık şüphesi olan bölgelerin filmi çekilerek doktor raporu hazırlandı" ifadeleri kullanıldı. 

Avukat Dinçer Çalım ise dilekçede, müvekkili Kaya ile görüşmesinde Kaya’nın sol gözünün altında darbelerden kaynaklı tamamen morluklar olduğunu gözlemlediğini ve sol karın boşluğu üstünde batma ve ağrı olduğunu da anlattı. Kaya'nın kaburgasında kırık şüphesi olduğunu da belirten Çalım, sağ baldırının tamamen şiştiğini ifade etti. Çalım, "Başının sol tarafında da şişlik vardı. Sağ elmacık kemiğinde de şişlik gözlemledim" dedi.

SİİRT

Yeni açılan Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi’ne getirilen siyasi tutukluların saçlarının bir numara kesildiği, farklı renklere göre sınıflandırıldıkları, görüş saatlerinin 15 dakikaya indirildiği ve fiziki işkenceye maruz bırakıldığı öğrenildi. 

Tutuklulardan Mehmet Aşkara (27) ve Refik Kaçar’ın (28) aileleri, OHAL uygulamaları ile birlikte cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve baskıların arttığını anlattı. 

8 aydır tutuklu bulunan ve henüz dosyası açılmayan Mehmet Aşkara’nın ağabeyi Ömer Aşkara'nın verdiği bilgilere göre; görüş süreleri düşürüldü, götürülen kışlık eşyalar verilmiyor, herkese saçlarını bir numara kesme şartının getirildi, fiziki şiddet ve çıplak arama yapılıyor.

Kardeşinin, gardiyanların Osmanlı Ocakları’ndan getirildiğini söylediğini aktaran Aşkara, bu gardiyanların çok genç, agresif ve saldırgan olduğunu dile getirdi. 

Oğlu Refik Kaçar’ın görüşüne giden Agit Kaçar da çocuklarının can güvenliğinden endişe ettiklerini dile getirerek, “Çocuklarımız için burada kantin bile yok. Sabun gibi temizlik ihtiyaçlarını karşılayacak hijyen malzemeleri yok. Getirdiğimiz eşyaları bile vermiyorlar. Burada oğlumla birlikte diğer tutuklular da tedirgin” dedi.