‘Sınırın bir anlamının olmadığını gördüm’
‘Sınırın bir anlamının olmadığını gördüm’
‘Sınırın bir anlamının olmadığını gördüm’
Kobanê için bir aydır direniş nöbeti tutan Bulgar göçmeni felsefe öğrencisi Gamze Kafar, direniş alanından üniversite öğrencilerine şu çağrıda bulundu: “Eğer okulda olursam şu an, bu sistemin benden istediği şeydir. Benim çağrım en azından herkesin sınırdaki bir metrekareyi dahi boş bırakmamasıdır. Özellikle öğrenciler, genç kadınlar burada olmalıdır. Buraya geldiğimde o suni sınırın bir anlamının olmadığı gördüm” dedi.
Kobanê’de DAİŞ’in saldırılarına karşı YPG ve YPJ’lilerin direnişi 41’inci gününe girerken, Kobanê direnişine destek vermek amacıyla Suruç’un Mehser ve Miseynter köylerindeki direniş nöbetleri de devam ediyor. Bölge ve Türkiye’nin birçok yerinden bu köylere gelen her yaştan insan, DAİŞ çetelerinin Kobanê’den çıkarılacağı günü büyük bir umutla bekliyor. Direniş nöbetindeki halk, DAİŞ çeteleri Kobanê’de çıkarılmadığı sürece buradaki nöbetlerini sürdüreceklerini belirtiyor. Direniş nöbetinde yer alanlardan biri de Bulgar göçmeni olan Bursa Uludağ Üniversitesi Felsefe Bölümü öğrencisi Gamze Kafar. Kafar, direniş nöbetini bir aydır kesintisiz olarak sürdürüyor. Kendisini direniş nöbetinde yer almaya getiren şeyin, yıllar sonra tarih kitaplarında okuyacakları şeylere tanık olmak olduğunu belirten Kafar, “Güçler Kobanê’nin düşmesini istiyorlar. Çünkü Rojava Devrimi insanın yanında olan bir devrim. Bu devrime ben tanık olmak istedim ve süresiz olarak buraya geldim. Burada elimden geleni yapmaya çalışıyorum. İnsanın insana yabancılaştığı bu yüzyılda ben canlı olarak burada bulunmak istiyorum” dedi.
‘SAVAŞ GERÇEĞİ HER ŞEYİ GÖLGELİYOR’
Savaş gerçeğinin her şeyi gölgelediğine işaret eden Kafar, şunları söyledi: “Burada gördüklerim ve tanık olduklarım, önceki yaşamıma dair birçok şeyi silip süpürdü. Burada bambaşka bir gerçeklik var. Bundan sonraki hayatım çok çok daha farklı bir şekilde olacak.” Bu süreçte herkesin binalardan, okullardan çıkması gerektiğini dile getiren Kafar, şu çağrıda bulundu: “Okulların bizi pasifize ettiğini düşünüyorum. Ben felsefeyi kitaplardan değil bu topraklarda görüyorum. Sosyoloji, felsefe, psikoloji her şeyi barındırıyor yaşananlar. Ben eğer okulda olursam şu an, bu sistemin benden istediği şeydir. Benim çağrım en azından herkesin sınırdaki bir metrekareyi dahi boş bırakmamasıdır. Özellikle öğrenciler, genç kadınlar burada olmalıdır. Buraya geldiğimde o suni sınırın bir anlamının olmadığını gördüm.”
‘BENİM BÖLGEMDE BİR SAVAŞ GERÇEKLİĞİ VAR’
Direniş nöbetinde yer alan öğrencilerden biri de Urfa’nın Siverek ilçesinden Uludağ Üniversitesi Maliye Bölümü öğrencisi Eyüp Fors. Yaşananları haberlerde izlediğinde okulda ve evde oturmanın doğru olmadığını düşündüğü belirten Fors, “Benim bölgemde bir savaş gerçekliği var ve benim bunu evimde oturup, televizyonlardan, gazetelerinden takip etmem düşüncesi beni rahatsız etti. Orda savaşmam gerekirken, okula gidip, derslere girip, evime gelmem beni çok rahatsız ediyordu. Ülkemde bir savaş var. Bugün Kobanê’de yarın Siverek’te olmayacağı ne malum. Her iki yerde aynı bölge ve aynı insanlar” dedi.
‘CEHENNEM ATEŞİ KOBANÊ’YE KADAR GELMİŞTİR’
Kobanê’de yaşayanların da Kürt olduğunu ve onlara yapılanların kendilerine de yapıldığını dile getiren Fors, şunları ifade etti: “Bana bir saldırı oluyor ve ben bu saldırıdan kaçıp kendimi kampüslere, metropollere sığınmam bana bir ihanet gibi geliyor. Ortadoğu bir cehennemdir ve bugün o cehennemin ateşi, Kobanê’ye kadar gelmiştir. Bu demek oluyor ki; savaş daha da sürecektir. Kobanê’ye olan saldırılar, tüm Kürdistan’ı etkileyecektir. Bundan dolayı üniversitelerde olmanın ve derslere girmenin hiçbir anlamı yoktur. Bugün sadece Kobanê işgal altında değil, Suruç’ta TC’nin işgali altında. İnsanların kültürüne, her şeyine müdahale ediyorlar. Kürdistan’ın her yerinde anlamsız sınırlar mevcuttur.”