Sağlık emekçileri: Savaş öldürür biz yaşatacağız
Sağlık emekçileri, Kürdistan’daki devlet katliamlarını Galatasaray Meydanı’nda giydikleri beyaz önlükleriyle protesto etti.
Sağlık emekçileri, Kürdistan’daki devlet katliamlarını Galatasaray Meydanı’nda giydikleri beyaz önlükleriyle protesto etti.
Sağlık emekçileri, Kürdistan’daki devlet katliamlarını Galatasaray Meydanı’nda giydikleri beyaz önlükleriyle protesto etti. Savaş karanlığına karşı ellerinde fenerler tutan bağlık emekçiler, savaşı körükleyen Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na istifa et çağrısında bulundular. Sağlık emekçileri karanlığa karşı fener ve Kürdistan’da devlet güçlerinin saldırısı sonucunda tahrip olan kentlerin fotoğraflarını taşıdılar.
HEP BİZİM YOKSUL ÇOCUKLAR ÖLÜYOR
Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Sağlık Emekçileri, Kürdistan’daki devlet ablukası ve katliamlarını protesto etti. Protestoya Beyaz önlükleriyle katılan 10 sağlık örgütü, Kürdistan’daki devlet ablukasının derhal sonlandırılmasını istedi. “Savaş öldürür biz yaşatacağız” pankartı açan ve savaş karanlığına karşı fener taşıyan sağlık emekçileri adına ilk sözü DİSK’e Dev-Sağlık-İş Genel Sekreteri Gürsel Kaya aldı. “İstikrar istiyorsan bize oy ver” diyenler 1 Kasım’da sonra Kürdistan’da savaş başlattığını hatırlatan Kaya, “30 yıldır süren bu savaşın kazananı olmaz” dedi. Polis, asker, gerilla hep yoksul çocukların hayatını kaybettiğine işaret eden Kaya, “Saray’da, villalarda oturanların çocukları değil bizim yoksul çocuklarımız ölüyor. Ölümler artık olmasın hemen barış şimdi barış” diye konuştu.
HÜKÜMETE SAVAŞI SONLANDIRIN ÇAĞRISI
Sağlık ve Sosyal Emekçileri Sendikası temsilcisi Aydın Erol, derhal savaşın durdurulması ve müzakerelere geri dönülmesini istedi. İstanbul Eczacılar Odası Başkanı Cenap Sarıalioğlu, Sur ilçesinde eczanelerin 15 gündür kapalı olduğuna dikkat çekerek, halkın 15 gündür ilaca ve sağlık hakkına ulaşmadığını aktardı. Sarıalioğlu, barışın acilen tesisi için yetkililere çağrı yaptı. İstanbul Tabip Odası (TTB) Genel Sekreteri Samet Mengüç, Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’nu savaşı körükleyen dil kullanmakla eleştirdi. Mengüç, “Sağlık Bakanı hastanelerin karargah olarak kullanılmasına bir şey demediği gibi, savaş ortamından rant elde etmeye çalışıyor. Savaşı körükleyen bir dil kullanıyor” dedi. Mengüç, bir an önce barış dilinin egemen olmasını isteyen Mengüç, hükümet yetkililerine savaşı durdurma çağrısında bulundu. TTB İkinci Başkanı Raşit Tükel ise, Türkiye’nin imzalandığı uluslararası sözleşmeleri hatırlatarak, bu sözleşmelerin sağlık tesislerinin ve sağlık hizmeti verenlerin korunmasını ve sağlık hizmetlerinin aksamamasını öngördüğünü vurguladı. Türkel, Barış için derhal gerekli girişimlerin yapılmasını istedi.
AKP’NİN SAVAŞ POLİTİKASINA SONUNA KADAR KARŞI ÇIKACAĞIZ
Konuşmaların ardından 10 sağlık örgütü adına açıklamayı İncilay Erdoğan okudu. 7 Haziran seçimleri sonuçlarını hazmedemeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin 1 Kasım seçimlerine dayatarak ülkenin içerisini ve dışarısını savaş ortamına sürüklediğini hatırlatan Erdoğan, bu şiddet ve savaş ortamından en çok etkilenenlerin başınsa sivil halkın ve sağlık emekçileri olduğunu vurguladı. Kürdistan’da sokağa çıkma yasağının uygulandığı bölgelerde sağlık emekçilerinin yaşadığı hak ihlallerinin ilk günden beri Sağlık Bakanlığı’na bildirilmesine rağmen hiçbir çözüm bulunmadığını aktaran Erdoğan, sağlık emekçiler aylardır hizmetlerine erişimin güvence altında alınması için önlem beklerken, bakan ve bakanlık yetkililerin, “haftalık çalışma” uygulamaları adı altında hukuk ve etik dışı uygulama ve açıklamalarda bulunduğunu söyledi.
Sokağa çıkma yasakları sırasında nöbet değişimini gerekçe göstererek sağlık emekçilerinin günler boyunca hastanelere hapsedilerek kapalı tutulduğunu belirten Erdoğan, bunun kabul edilemez bir uygulama olduğunu hatırlattı. Erdoğan, güvenlik güçleri tarafından hastanelerin üs olarak kullanılmasına, ambulansların yaralılara giderken polis tarafından engellenmesine, halkın hastanelere erişmemesine, acil servislerinin önünde zırhlı araçların konuşlanmasına, sağlık emekçilerin öldürülmesine ve yaralanmasına ses çıkartmayan Sağlık Bakanlığın polisliği bir tarafa bırakıp halkın sağlık hakkı ve sağlık emekçilerin şiddetten uzak insanca çalışmaları için olanak sağlaması gerektiğini altını çizdi. Sağlık bakanlığına hekim görevlerini tanımlayan 1. maddeyi bir kez daha hatırlatan Erdoğan, “Sağlık emekçileri olarak hastanelerimizin özel harekatçı üslerine çeviren, normal bir biçimde çalışma hakkını yok sayan, bizleri öldüren ve tehdit eden, halkın sağlık hakkını, yaşam hakkını, beslenme ve temiz suya erişim hakkını ihlal eden AKP’nin savaş politikalarına karşı çıkacağız ve barıştan ısrarcı olacağımız bilinmelidir” dedi.
Açıklamadan sonra polisin gölgesinde Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi gerçekleştiren Sağlık Emekçileri, “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Sağlık Bakanı istifa”, “Savaş öldürür biz yaşatacağız”, “Bakan Cizre’ye hastaneye göreve” sloganlarını attı.