Emperyalist güçlerin Kürdistan’ı ve Kürtleri yok sayarak imzaladığı Lozan Antlaşması 92 yılına hükmünü kaybederek giriyor. 92 yıl önce uluslararası güçler nezrinde yok sayılan Kürt halkının çocukları ve torunları, geçerliliğine 8 yıl kalmış antlaşmayı Rojava Devrimi ile şimdiden geçersiz kıldı.
Türkiye, Fransa, Japonya, İtalya, İngiltere, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz ve Belçika arasında 24 Temmuz 1923’te İsviçre’nin Lozan Kentinde imzalanan Lozan Antlaşması 92 yılına geçerliliğini kaybederek giriyor. O gün alınan karara göre geçerliliği 100 yıl sürecek olan antlaşma, 92 yıl önce yok sayılan Kürdistan ve Kürt halkının çocukları tarafından var edilen Rojava Devrimi ile şimdiden hükümsüz ilan edilmiş durumda.
Lozan Antlaşması 1. Dünya Savaşı’nın ardından emperyalist güçlerin kendi aralarında yaptıkları bir barış antlaşması olarak bilinse de 20 Kasım 1922 başlayıp 24 Temmuz 1923’de sona eren görüşmelerin sonucunda alınan kararlar bir anlamda Emperyalist güçlere, Ortadoğu ve Kürdistan coğrafyasında yüzyıllık bir sömürge alanı yaratmanın gerekçesini ortaya çıkarıyordu.
PARÇALANMA İLE BAŞLAYAN İNKÂR DÖNEMİ
Lozan Antlaşmasına göre bölgede bulunan Ermenilerin, Rumların, Yahudilerin azınlık hakları sağlanırken, Türkiye adına antlaşmaya katılan İsmet İnönü’nün talepleri üzerine Kürtler, antlaşmanın 38 maddesindeki “milliyet, dil, soy ayırt etmeksizin” Türk halkının “tümü” içerisinde görülerek yok sayıldı.
Lozan’da azınlık haklarına yönelik sunulan tasarı Müslüman azınlıkları da kapsamasına rağmen İsmet İnönü “Türkiye’de Müslüman azınlık yoktur” diyerek Kürtleri “Türklük fonu” içerisinde değerlendirerek ulusal haklarını yok saymıştı.
1639’da Çaldıran Savaşı’ndan sonra Osmanlı ile İran arasında yapılan Osmanlı- İran antlaşması ve 1920 yılında yapılan Sevr Antlaşması ile iki defa ikiye bölünen Kürdistan, bu defa emperyalist güçlerin çıkarları doğrultusunda Lozan Antlaşması ile 4 bölündü.
Lozan Antlaşması ile 4 parçaya bölünen Kürdistan, o günden sonra hem egemenliğinde olduğu ülkeler tarafından hem de 2 Dünya Savaşı’ndan sonra daha da büyüyen emperyalist güçler tarafından bir bütün anlamda sömürgeye maruz kaldı.
Yine 92 yıl önce yapılan antlaşmaya göre Türkiye diye bir devlet resmen uluslararası alanda tanınma şansı elde etmiş ve buradan elde edilen güçle Mustafa Kemal ve ekibi 29 Ekim 1923’te ulus devlet temelinde Cumhuriyetin ilanına gitmişti. Cumhuriyetin ilanına kadar 1920 Kurucu Meclisi’ne ve 1921 Anayasasına göre ademi merkeziyetçi bir yapıyı esas alarak birazda olsa farklılıklara açık olan Türkiye, Lozan Anlaşmasından sonra katı merkeziyetçi bir anlayışa geçiş yaparak ülkede yaşayan farklı halkları ve kültürleri bölücü olarak ilan etme dönemine başladı. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte aynı zamanda “Ulus Devlet” anlayışını geliştirmeye ve korumaya alan Türkiye, o günden sonra bu yapıyı korumak amacıyla ülkede yaşayan farklı kimliklere karşı bir katliam silsilesine başladı.
Yine İran, Irak ve Suriye de Türkiye gibi benzer politikalar sergileyerek, Kürdistan coğrafyasını ve Kürtleri yok sayarak bu yok sayılmaya başkaldırıları ise katliamlarla sonuçlandıracaktı.
İNKÂR DİRENİŞLE BOŞA ÇIKARILDI
Kürdistan’ı 4 bölerek sömürge alanları yaratan güçlere karşı Lozan’dan bugüne kadar Kürt halkı 4 parçada hep bir mücadele içerisinde oldu. Kürdistan’ı İran, Türkiye, Irak ve Suriye rejimlerinin egemenliği altında bırakarak inkâr eden emperyalist güçlerin o gün bu kararları aldığında hesaba katmadığı tek bir gerçek vardı “Kürt halkının direniş tarihi”.
Tarih boyunca devletli bir topluma tabi olmaktan çoğu zaman uzak durmasına rağmen hep devletli toplumların egemenliği altına alınmak istenen Kürtler, tarih boyunca verdiği direnişi, Lozan antlaşmasından sonrada kendilerini sömürge altında tutmak isteyen güçlere karşı 4 parçada da hep devam ettirdi.
Cumhuriyetin ilanından sonra “ulus devlet” mantığı temelinde yürütülen tekçilik ve üniter devlet yapısını koruma ve geliştirme anlayışına giren Türkiye, Kuzey Kürdistan’da gelişen Kürt isyanlarını toplu katliamlarla yok etme politikası yürüttüyse de bölgede gelişen Kürt Özgürlük Mücadelesinin önüne geçemedi. Zilan’da, Dersim’de, Sex Said İsyanında toplu katliamlara maruz kalan Kürtler, yaşadıkları katliamlara rağmen özgürlük sevdalarından geri durmayarak 1980’den başlayıp bugüne kadar PKK öncülüğünde verdikleri özgürlük mücadelesi ile Lozan’da alınan kararları boşa çıkardı.
Yine Güney Kürdistan’dan da Irak dikta rejiminin egemenliğine tabi tutulan Kürtler burada da hep bir mücadele içerisinde oldu. Egemenliğinde bulunduğu Irak rejiminin inkâr politikalarına karşı verdikleri mücadeleden dolayı Halepçe’de ve birçok yerde katliamlara maruz kalan Kürtler, özgürlük sevdalarında vazgeçmeyerek Güney Kürdistan Federal Bölgesine kavuştu.
YÜZYILLIK SÖMÜRGECİ ANLAYIŞ ROJAVA’DA DURDURULDU
Bu iki bölgede verilen direnişler ve elde edilen kazanımlarla bir nebzede olsa boşa çıkarılan emperyalist güçler ve onların politikalarına meşruluk kazandıran Lozan Antlaşması, asıl darbeyi anlaşmanın üzerinden 90 yıl geçtikten sonra yani 2012’de Batı Kürdistan’da gelişen Rojava Devrimi ile aldı.
Emperyalist güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda Arap Baharı adı altında Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme politikalarının bir sonucu olarak 2012 yılında Suriye’de başlayan iç savaşta ne rejimden yana ne de rejime karşı savaşan güçlerin yanında yer alan Kürtler, kendi yaşadıkları coğrafyada öz savunmalarını geliştirerek bölgede emperyalist güçler eliyle geliştirilen politikalara karşı 3. bir yol çizerek kendi özgürlüklerini inşa etmeye başladı.
2012’de başlayıp gittikçe büyüyen savaş içerisinde Rojava bölgesinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan felsefesi doğrultusunda “demokratik ulusu” inşa etmeye çalışan Kürtler ve o bölgede yaşayan diğer halklar, kendilerine karşı geliştirilen saldırılara karşısında eşi benzeri görülmemiş bir direnişe başladı.
90 yıl aradan sonra bir daha başkalarının kendilerini yok saymasına izin vermek istemeyen Kürt halkı, Lozan’da kendilerine karşı çizilen sınırları tanımayarak Kürdistan’ın diğer parçalarından Rojava’ya akarak burada tarihe not düşecek şekilde verilen direnişle kendi özgürlüklerini inşa etmeye başladı.
92 YIL ÖNCE UNUTULAN GERÇEKLİK ARTIK ASLA UNUTULMAYACAK
92 yıl önce emperyalistlerin yok saydığı Kürt halkının direngen kızları ve erkekleri, devletlerin bile bir gün önünde duramadığı DAİŞ çeteleri ve onun destekçilerine karşı kimsenin asla bir daha unutamayacağı bir şekilde direniş sergileyerek, Rojava’da özgürlüğü inşa ettiler. Rojava’da kurulan sistemle çizilen sınırları anlamsızlaştıran Kürt halkı, 24 Temmuz 1923 Lozan’da yapılan hatanın bir daha tekrarlanmasına asla izin vermeyecek kadar güçlü bir şekilde emperyalistlerin karşısında duruyor.
Geçerlilik süresi 100 yıl olarak belirlenip 92 yılında Kürtler tarafından tamamen anlamsızlaştırılan Lozan Antlaşmasını var eden emperyalist güçlerin yapması gereken tek şey kaldı varlığı sadece kâğıt üzerinde kabul gören 92 yıllık hataya son vermek.