PAJK ve PKK'li tutsaklar katliama karşı açlık grevine giriyor
PAJK ve PKK'li tutsaklar, Suruç Katliamı'na karşı 24-26 Temmuz'da açlık grevi yapacak. Tutsaklar adına açıklama yapan Kaya, "3 gün yasta, 3 gün isyanda" olacaklarını belirtti.
PAJK ve PKK'li tutsaklar, Suruç Katliamı'na karşı 24-26 Temmuz'da açlık grevi yapacak. Tutsaklar adına açıklama yapan Kaya, "3 gün yasta, 3 gün isyanda" olacaklarını belirtti.
PAJK ve PKK'li tutsaklar, Suruç Katliamı'na karşı 24-26 Temmuz'da açlık grevi yapacak. Tutsaklar adına açıklama yapan Kaya, "3 gün yasta, 3 gün isyanda" olacaklarını belirtirken, "DAİŞ çetelerini tutuklamayan, saldırılarını engellemeyen AKP iktidarı ve devlet sistemini sorgulamakta ve hesap sormakta haklıyız. Bu hesap sorma eleştiriyle sınırlı kalmamalıdır" dedi. Açıklamada, halkların "öz örgütlülüğünü sağlayarak güvenliğini oluşturması" gerektiği belirtildi.
PAJK ve PKK'li tutsaklar adına açıklama yapan Deniz Kaya, Suruç'ta 30'u aşkın gencin yaşamını yitirdiği katliamı protesto etmek amacıyla 24-26 Temmuz günleri arasında açlık grevi eylemi yapacaklarını bildirdi.
'ÇÖZÜM VE MÜZAKERE KARŞITLARI KATLİAMIN ORTAĞIDIR'
Açıklamada, Rojava Devrimi'nin 3'üncü yıl dönümünde Kobanê inşasına destek vermek için Suruç'a giden Türkiye halklarının devrimci, ilerici çocuklarına vahşi bir saldırının düzenlendiği hatırlatılarak, şöyle denildi: "Toplumsal varlık olmanın, insan olmanın inkârı olan bu saldırıyı, bu saldırının faili insanlık düşmanı tecavüzcü ordusunu nefretle kınıyor, lanetliyoruz. Bu saldırının, Ortadoğu ve ülkemizi kör karanlığa mahkum etmek isteyenler ve çıkarının bunda görenlerce yapıldığı açıktır. Türkiye'de demokratik çözüme, müzakereye, halkların buluşmasına karşıt ve engel olan her söylem, her politika, her eğilim bu katliamın ortağı ve zemin döşeyicisidir. Bu saldırı, Kobanê'nin zaferinden güç alan halklarımızın buluşmasıyla yükselen HDP çizgisinedir. Bu saldırı, Kürt Halk Önderliği'nin müzakere esaslarıyla halklarımıza sunduğu demokratik ulus perspektifine ve demokratik çözümedir. Bu saldırı, katledilen SGDF'li genç yoldaşlar şahsında Türkiye halklarının geleceğine ve Deniz, Mahir, Paramaz ve Saryalar'ın takipçisi en cesur devrimci öncülerinedir ve bu saldırı Girê Spî'nin özgürlşemesiyle Cerablus-Rakka hattında DAİŞ'in yaşam damarlarını kesen YPG/YPJ ve omuz veren direnişçi güçleredir."
Türkiye halklarının bu saldırıya karşı topyekûn direnmek, kuşanmak, kenetlenmek durumunda olduğunun vurgulandığı açıklamada, "Bu saldırılara karşı koymanın yegane yolu, birleşmek ve örgütlenmektir. Önderliğimiz daha önce, halklarımıza yönelen ve yönelebilecek saldırılara işaret ederken halklarımızın kendini savaş koşullarına göre konumlandırması ve örgütlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halkları kapılarına dayanmış olan giderek derinlerinde yaralar açan bu tehlikenin yakıcılığını görmelidir" denilen açıklamada, gözlerin bu gerçeğe kapatmanın bu tehlikeyi ortadan kaldırmayacağını; tam tersine halkları, saldırılara karşı daha korumasız ve açık hale getireceğine değinildi.
'AKP'DEN HESAP SORMALI VE KENDİ GÜVENLİĞİMİZİ SAĞLAMALIYIZ'
Başta gençler olmak üzere halkların Suruç'ta, Urfa'da, Kürdistan'da, Türkiye'nin her yöresinde tehlikeyle, saldırılarla yüz yüze olduğunun bilmesi gerektiğinin kaydedildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Türkiye halkları olarak açıklamalarıyla DAİŞ saldırılarına destek veren, zemin sunan, sınır geçişine engel olmayan DAİŞ çetelerini tutuklamayan, saldırılarını engellemeyen AKP iktidarı ve devlet sistemini sorgulamakta ve hesap sormakta haklıyız. Bu hesap sorma eleştiriyle sınırlı kalmamalıdır. Eylemliliklerle iktidarı zorlamak, hukuk mücadelesiyle netleştirmek gerekmektedir. Zira, vatandaşlarının güvenliğini sağlamak bir devletin birinci sorumluluğudur. Ancak, yaşamımızı, güvenliğimizi bu devlet ve iktidarın insafına bırakmayacak kadar devleti de iktidarı da tanıyoruz. Gençliğimiz, halklarımız kendi yaşamının asıl teminatının kendileri olduğunu bilmelidir. Kendilerini her şehirde, her ilçede, semt, mahalle, sokak ve köyde örgütleyerek istihbaratını öz örgütlülüğüyle sağlayarak güvenliğini oluşturmalıdır. Toplanılan her yerde güvenliğini kendisi almalı, aramasını kendisi yapmalıdır."
AÇLIK GREVİ KARARI
Açıklamada, Elbette hiçbir saldırı ve katliam bizleri direnmekten, özgürlük ve demokrasi talebinden vazgeçirmeyecektir. Tam tersine her şehadet, direnişi yükseltme gerekçemizdir. Ancak, bu saldırıların katliamla sonuçlanması da kader değildir, önüne geçmek, tersine çevirmek elimizdedir" vurgusunda bulunuldu.
Türkiye ve Kürdistan cezaevlerindeki PAJK ve PKK'li tutsakların 24-26 Temmuz günleri arasında uyarı ve kınama amaçlı 3 günlük açlık grevinde olunacağı bilgisine yer verilen açıklamada, "3 gün yasta, 3 gün isyandayız. Bütün günlerimiz ve direnişimizle halklarımızın yanındayız. Halklarımıza baş sağlığı yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Ömrünü, halkların özgür buluşmasına bedel veren yiğit canlarımızın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz" denildi.