Özgür basına saldırı protesto edildi

Gazeteci ve siyasetçiler, özgür basına dönük polis baskınını protesto etti. Baskının, AKP'nin savaş konseptinin bir parçası olarak değerlendirildiği eylemde, ortak mücadele çağrısı yapıldı.

DİHA İstanbul Bürosu önünde Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), özgür basın ve muhalif basın çalışanları tarafından, dün Amed'de gerçekleştirilen korsan polis baskını protesto edildi. 
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, HDP İstanbul milletvekilleri Hüda Kaya ve Levent Tüzel, Gazeteci Celal Başlangıç, Basın-İş, Özgür Gündem, JINHA, DİHA, Özgür Gelecek, Kızıl Bayrak, Demokratik Modernite, Özgür Halk, Evrensel, Yarın Gazetesi, ETHA, Atılım çalışanlarının bulunduğu gazetecilerin katıldığı eylemde, "Özgür basın susmayacak" yazılı pankart açıldı. Ellerinde Özgür Gündem ile Azadiya Welat gazetesi taşıyan özgür basın çalışanları sık sık "Özgür basın susturulamaz" sloganları attı. 

ATLAN: GERÇEĞİ GÜN IŞIĞINA ÇIKARMANIN BEDELİ

Özgür basın çalışanları adına yapılan basın açıklamasını okuyan DİHA İstanbul Büro Haber Şefi Zuhal Atlan, Kürt özgür basını üzerindeki baskıların AKP hükümetinin Kürdistan'da sürdürdüğü savaş politikalarıyla ilintili olduğunu söyledi. Atlan, "Savaş hükümeti AKP ile onun lideri Erdoğan, Kürt coğrafyasında işlediği savaş suçunu kadın, çocuk, genç, yaşlı sivil ölümlerini, hak ihlallerini gizlemek amacıyla Kürt basını üzerinde kurdukları baskı, sansür, karartma ve kapatma dozunu silahlı baskınla arttırmıştır" dedi. 
Atlan, DİHA'nın internet sitesinin son bir ay içinde Başbakanlık Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından 20 kez kapatıldığını hatırlatarak, dün akşam gerçekleştirilen baskının ardından harekete geçen TİB'in sayfayı 21'inci kez kapatarak haber, görüntü ve fotoğraf servis edilmesinin engellediğini vurguladı. DİHA'ya yönelik baskı ve sansürle Türkiye'de basın özgürlüğüne bir kez daha darbe vurulduğunu kaydeden Atlan, "Biz biliyoruz ki bu baskın Roboski katliamını dünyaya duyurmamızın bedelidir. Bu baskın iktidar uşağı basının kirli yalanlarına karşı Cizîr'de, Silopi'de, Diyadin'de ve daha birçok yerde gerçekleri gün ışığına çıkarmamızın bedelidir. Biz biliyoruz ki biz varsak bu kirli savaşın gerçekleri gizlenemeyecek" ifadelerini kullandı. 

'ORTAK MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ'

Seçim öncesinde özgür basının susturulmak istendiğinin altını çizen Atlan, toplumun haber alma hakkını geçmişte olduğu gibi bugün de savunmaya kararlı olduklarını ve geri adım atmayacaklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Hükümet, yargı ve polisi Anayasa'nın 90. Maddesi ile bağlı bulunduklarını hatırlatıyor ve uyarıyoruz. Şu anda Kürt basın çalışanlarının özellikle Kürdistan'da can güvenliği bulunmamaktadır. Unutmayalım ki susturulan basın susturulan toplumdur. DİHA ve Kürt basın çalışanları olarak halkların, inançların ve ötekileştirilmiş tüm toplumsal kesimlerin sesi olmaya devam edeceğiz. Bu anlamda hükümeti baskısına uğrayan tüm meslektaşlarımızı ortak mücadele ve dayanışmaya çağırıyoruz." 

GÜÇ: ÖLÜ ÇOCUKLARI BİLMEYECEKTİK!

Eylemde konuşan TGS Genel Başkanı Uğur Güç ise, DİHA'nın Türk Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, "Türkiye'de basın özgürdür" dediği saatlerde polis tarafından basıldığına dikkat çekerek, "Biz biliyoruz ki, Türkiye'de basın özgür değil" dedi. "DİHA olmasaydı buzdolabının içine konulan ölü çocukları bilmeyecektik" diyen Gür, "DİHA'yı bu yüzden susturmak istiyorlar. Bu yüzden biz DİHA'nın yanında olmaya devam edeceğiz" diye ekledi.
DİSK Basın- İş Başkanı Faruk Eren, hükümetin Kürt özgür basınına 1990'lı yıllarda olduğu gibi gözdağı vermeye çalıştığını ifade ederken, Atılım Gazetesi'nden Sedat Şenoğlu ise, "Biz biliyoruz ki DİHA'ya yönelik bu baskı ve zulüm son olmadı, olmayacak. Ama biz safımızı belli ettik; yandaş medya değil, yoldaş medyayız" diye konuştu. 

KAYA: GERÇEĞİ SUSTURMAK SOYKIRIMDIR!

HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya da, operasyonun gerçeği susturma, hakikatin üzerini örtme operasyonu olduğunu belirterek, "Gerçeği susturmak aynı zamanda bir soykırımdır" dedi. Kaya, "Barış taraftarlarını, özgürlük isteyenleri, özgür basının kalemini susturamadılar, susturamayacaklar" dedi. 

GÜRKAN: SAVAŞ POLİTİKASINDAN BAĞIMSIZ DEĞİL

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ise, AKP'nin özgür basın üzerindeki baskısının Kürdistan'da yürüttüğü savaş politikalarından bağımsız olmadığını, basın üzerindeki baskıların bu savaş politikalarını devamı olduğunu belirtti. Gürkan, baskı ve gözaltılara karşı halkın haber alma hakkını savunmaya devam edeceklerini ve özgür basının yanında olacaklarını kaydetti. 
 

...