'Önce oğlumun kemiklerini verin'

'Önce oğlumun kemiklerini verin'

Tokat kırsalında 1998 yılında yaşanan bir çatışmada yaşamını yitiren Ferhan Çeri'nin cenazesi 15 seneden beri ailesine verilmiyor. Evlatlarının cenazesi gasp edilen Çeri ailesine bu da yetmezmiş gibi tazminat davaları açıldı. Daha önce 1988 yılında yaşanan bir çatışmada büyük oğlunu da yitiren anne Bessi Çeri (75) devletin önce oğlunun cenazesini vermesini istedi.

Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı Erbağa bölgesinde 21 Temmuz 1998 yılında yaşanan bir çatışmada yaşamını yitiren Ferhan Çeri'nin cenazesi ailesine verilmedi. Cenazesini alamayan Çeri ailesinin Mardin, Ofis mahallesinde bulunan evlerinde yapmak istedikleri taziye bile polis ve askerlerce engellendi. Tüm bunlardan sonra Ferhan Çeri'nin katıldığı iddiasıyla Sivas'ta gerçekleştirilen birçok eylemden ötürü ailesine İçişleri Bakanlığı adına tazminat davaları açıldı. 

Kendilerine ilk olarak 25 Nisan 2002 tarihinde Sivas Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından abisi Ferhan Çeri'nin de katıldığı iddia edilen,1997 yılında Sivas’ın Hafik ilçesinde gerçekleşen bir eylem nedeni ile İçişleri Bakanlığı adına tazminat davası açıldığını belirten kardeşi Sefer Çeri, ardından özellikle 1997 yılı içerisinde Sivas'da gerçekleşen birçok eyleme abisi Ferhan Çeri'nin katıldığı gerekçesi ile ailesine açılan davaların sayısını bile unuttuğunu ifade etti.

Halen devam eden davaların aileden intikam almak ve evlatlarını reddetmelerini sağlamak amacı taşıdığını aktaran Sefer Çeri ile anne Bessi Çeri, yaşadıklarını ANF'ye anlattı.

'BÜYÜK ABİMDEN SONRA DAĞLARIN YOLUNU TUTTU' 

Ferhan Çeri'nin 1988 yılında Türk ordusu ile Derik kırsalında yaşanan çatışmada yaşamını yitiren büyük abisi Nihat Çeri'nin ardından dağların yolunu tutuğunu anlatan Sefer Çeri, '' Henüz 19 yaşındayken 1992 yılında dağa gitti. Kendisinden uzun süre haber alamadık. 23 Temmuz 1998 günü 21 Temmuz da Tokat kırsalında yaşanan bir çatışmada yaşamını yitirdiğini öğrendik'' diye konuştu.

'SIKIYSA GELİN CENAZEYİ ALIN'

Abisinin cenazesini almak için başvuruda bulunduklarını ifade eden Çeri, sonrasında yaşananları şöyle anlattı: "O zaman Tokat Emniyet Müdürlüğünü aradık, bizimle görüşen yetkiliye cenazemizi almak istediğimizi söyledik. Ancak telefondaki emniyet yetkilisi bize ''sıkıysa gelin Tokat'tan cenazeyi alın. Neler olacağını görürsünüz' diyerek bizi tehdit etti ve cenazeyi vermeyeceklerini söyledi.''

'TAZİYEMİZE BİLE TAHAMMÜL EDİLMEDİ'

Abisinin cenazesini alamayınca evlerinde taziye yapmak istediklerini söyleyen Çeri, 'polis-asker evimizi ablukaya aldı. Taziyemize gelenleri gözaltına alarak işkence ettiler. Taziyemize bile tahammül göstermediler ve taziye yapmamızı engellediler'' şeklinde ifadeler kullandı.

ACIYA BİLE TAHAMMÜL ETMEYEN DEVLETTEN BU DEFA DA DAVA KISKACI

Cenazelerini vermeyen, acılarını yaşamalarına dahi tahammül etmeyen devletin birkaç yıl sonra da kendilerini tazminat davaları kıskacına aldığını kaydeden Sefer Çeri, şöyle devam etti: “2002 yılında Sivas Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava dan sonra son 10 yılda İçişleri Bakanlığı adına 1997 yılında Sivas'ta gerçekleşen eylemlerden ötürü ailemize sayısız davalar açıldı.”

DİYARBAKIR'DA Kİ DAVADA MAHKUMİYET KARARI

Annesi, kendisi ve tüm kardeşlerine ayrı ayrı davalar açıldığını hatırlatan Sefer Çeri, 'Bu davalar Diyarbakır 1.Asliye Hukuk Mahkemesi, Kızıltepe ve Sivas Asliye Hukuk Mahkemelerinde devam ediyor. Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ailemizi tazminat ödemeye mahkum etti. Dava temyiz aşamasına taşındı'' dedi.

Çeri, “biz sonuna kadar değerlerimize sahip çıkacağız. Abimin kemiklerini bularak ona bir mezar yapmak istiyoruz. Bunun için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. 

Sefer Çeri, İHD Mardin Şubesine hukuki yardım talebi ile başvuruda bulunduklarını da ekledi.

'DEVLET ÖNCE OĞLUMUN CENAZESİNİ VERSİN' 

'Bu devlet benim iki evladımı benden kopardı'' diyen anne Bessi Çeri ise şunları söyledi "Bir oğlumun cenazesini bana vermediler. Acımı yaşamama bile izin vermediler. Üstüne yıllardır bu yaşlı halimle bana açılan tazminat davaları ile uğraşıyorum. Sizde biraz vicdan varsa tazminat davalarını bırakın, önce bana oğlumun kemiklerini verin.''

Oğlunun gidip ağıt yakacağı bir mezarı bile olmadığını dile getiren Bessi Çeri, ''Oğluma bir mezar yapamamanın acısı ile öleceğim. Gidip oğlumun mezarında ağlayamadım bile. Bu hukuksuzluğu herkes görsün,duysun'' dedi.