'Oðlumun kıyafetlerini istiyorum'

'Oðlumun kıyafetlerini istiyorum'

HPG gerillası Mensur Güzel, 2011 yılında Öcalan’a uygulanan tecride dikkat çekmek amacıyla el koyduðu deniz otobüsüne düzenlenen baskında hayatını kaybetti. Olayı televizyondan izleyen annesi Siti Güzel, oðlunun Türk Başbakan Erdoðan’dan gelen talimat doðrultusunda yaralı halde infaz edildiðini söyledi. Siti Güzel, oðlunun eşyalarının kendisine verilmesini, sorumluların açıða çıkarılarak yargılanmasını istedi.

Kürt Halk Önderi Abdulah Öcalan’a yönelik uyguladıðı aðırlaştırılmış tecride dikkat çekmek amacıyla 2011 yılında Ýzmit-Gölcük seferini yapan deniz otobüsüne el koyan HPG Gerillası Mensur Güzel’in annesi Siti Güzel, oðlunun Türk Başbakanı Tayyip Erdoðan’dan gelen talimat doðrultusunda yaralandıktan sonra infaz edildiðini söyledi. Yıllarca görüşmediði oðlunun infazını canlı yayında izleyen ve “Oðlumun eşyalarını niye bize vermiyorlar? Ýki not varmış üzerinde, o notları da istiyorum. Neyi varsa istiyorum dedim, kimse vermedi. Kıyafetlerini de, çantasını da ne varsa hepsini istiyorum” diyen Siti ana, oðlunun maruz kaldıðı işkenceler nedeniyle askeriye de dava açacaðını belirtti.

Türk devletinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uyguladıðı aðırlaştırılmış tecride dikkat çekmek amacıyla 11 Kasım 2011'de Ýzmit-Gölcük seferini yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne ait Kartepe isimli deniz otobüsünü ele geçiren 1984 doðumlu HPG'li Mensur Güzel, üzerinde herhangi bir silah veya patlayıcı olmamasına raðmen SAT komandoları tarafından infaz edilmişti.

Bahêymdan (Kulp) Ayhan Köyü’nde yaşayan Güzel ailesi, 1992 yılında devletin aðır baskıları ve askerlerin köyü yakmasının ardından Ýzmit’e göç etti. Güzel ailesi, 5 yıl süren göçün ardından Diyarbakır’a döndü. Mensur Güzel, askerlik yaptıðı süreçte gördüðü işkenceler karşısında Türk devletinin gerçek yüzünü bir kez daha görerek ulusal kimliðinin bilinciyle HPG saflarına katıldı.

Oðlunun infazını canlı yayında izleyen HPG’li Mensur Güzel’in annesi Siti Güzel ANF’ye yaptıðı açıklamada, oðlunun canlı ele yakalanabilecekken bilinçli bir şekilde infaz edildiðine vurgu yaptı.

SÝTÝ GÜZEL: MENSUR, ‘BENÝ ÖLDÜRECEKLER’ DEDÝ

Oðlu Güzel’i anlatan Siti ana, oðlunun 2008 yılında askere gittiðini acemiliðini Ýstanbul Tuzla’da yapmasının ardından Ankara Mamak’a gönderildiðini söyledi. Oðlunu askere gönderdiðinde saðlık ve moral durumunun iyi olduðunu belirten Siti ana, “Ben Mensur’u gönderdiðimde durumu iyiydi. Bir sıkıntısı yoktu. Acemiliðini yaptıktan sonra izne geldiðinde ise zayıflamıştı. Oðluma işkence yapmışlar askerde. Mensur, ‘Bana Kürt olduðum için komutanlar işkence yaptılar. Tehdit ettiler, beni öldürecekler’ dedi. Oðlum onların işkencelerinden kaçtı. Bir daha göremedim oðlumu. Biz askere gönderiyoruz, öldürüyorlar. Kürt olduðumuz için öldürüyorlar bizi. Biz artık ne yapalım? Bu çocuk askerden, zulümden kaçtı gitti. Mensur askerde defalarca dövülmüş, o işkenceden yüzü gözü morarmış şekilde fotoðraf çektirmişti. Oðlum izne geldi sonra askere dönmemiş. Askeriyede aradılar bizi, ‘gelmedi’ diye. Ondan sonra bir 4 yıl boyunca bir daha haber alamadık. Sonra öðrendik HPG’ye katılmış” diye anlattı.

Türk ordusu içerisinde, sadece 2012 yılının başından bu yana çoðu Kürt 66 askerin ‘intihar etti’ ile geçiştirilmeye çalışılan şüpheli ölümleri Mensur Güzel’in maruz kaldıðı işkence ve ölüm tehditlerini doðrular nitelikte.

‘MENSUR’U YARALADIKTAN SONRA ÝNFAZ ETTÝLER’

4 yıl boyunca haber alamadıkları, görüşemedikleri oðlunu ve infazını 11 Kasım 2011 tarihinde televizyonlardan izlediklerini belirten Siti ana, “Mensur’u isteselerdi sað yakalayabilirlerdi. Ancak Erdoðan ‘hemen susturun onu’ diyerek infaz emrini verdi. Türk devleti oðlumun derdini sormadan, erkekliðini gösterdi, öldürdü” dedi.

Oðlunun infaz anını kayda alan ve defalarca bunu izlediðini anlatan Siti ana, 6 el ateş edildiði infaz sırasında HPG’li Güzel’in yaralandıktan sonra infazının gerçekleştiðine ise şu sözlerle dikkat çekti: “Çocuðuma 6 kurşun sıktılar. Morgda gördüm ben çocuðumu, kurşunlardan ikisi beynine biri göbeðinin altına sıkılmıştı. Kayıtlarda da defalarca izledim. Ateş ettiler, çocuðum karnını tuttu, sonra yere düştü. Sonradan Erdoðan’dan aldıkları talimatla hareket edip infaz ettiler. Sað yakalamak isteselerdi orda yakalarlardı. Ama bunlar ölüm istediler.”

‘OÐLUMUN ELÝNE KINA YAKMAK ÝSTEDÝM, BIRAKMADILAR’

Ýçişleri Bakanı Ýdris Naim Şahin’in Mensur’un üzerinden 3 adet 450 gram A-4 patlayıcısı çıktıðı yönündeki iddialarını da yalanlayan Siti ana, “Oðlumun üzerinde bir şey yoktu. Bunların hepsi iftiradır” dedi.

Cenazeyi Yenibosna ATK’dan alıp Diyarbakır’a getirinceye kadar Türk devletinin yine kendilerini rahat bırakmadıklarını saldırılarda bulunduklarını dile getiren Siti ana, cenazenin Diyarbakır’da halkla beraber gömülmesinin de engellenmek istendiðini söyledi. Siti ana, “Ben oðlumu eve getirip eline kına yakmak, mum gezdirmek istedim. Bırakmadılar” dedi.

‘OÐLUMUN EŞYALARINI VERMEDÝLER’

Oðlunun maruz kaldıðı işkenceler nedeniyle askeriye de dava açacaðını ve oðluna ait eşyaların kendilerine verilmediðini belirten Siti ana, “Ben oðlumun arkasındayım. Oðlumun eşyalarını niye bize vermiyorlar? Ýki not varmış üzerinde, o notları da istiyorum. Neyi varsa istiyorum dedim, kimse vermedi. Kıyafetlerini de, çantasını da ne varsa hepsini istiyorum” diye konuştu.

Sorumluların yargılanması için yaptıkları başvuruların kabul edilmemesine tepki gösteren Siti ana son olarak, AÝHM’de başvuracaklarını belirtti.

BAŞVURULAR KABUL EDÝLMEDÝ

Ýnfazın ardından bir yıl geçmesine raðmen avukat ve ailelerin, sorumluların yargılanması yönünde yaptıðı başvurular ise kabul edilmezken Güzel ailesinin avukatlarından Hüseyin Boðatekin’in, Güzel'in infaz edilmesi olayında ihmal ve kastın bulunduðu için sorumlu olan Ýstanbul Ýl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın hakkında soruşturma açılması izni verilmesi talebiyle Ýstanbul Valiliði'ne yaptıðı başvuruya "ret" yanıtı gelmişti.

Mensur’un Kartepe adlı gemiyi ele geçirerek yaptıðı eylem PKK tarihinde bir ilk olma özelliði taşırken, eylemin ardından Ýçişleri Bakanı Ýdris Naim Şahin yaptıðı açıklamada, Mensur’un üzerinden 3 adet 450 gram A-4 patlayıcısı olduðunu iddia etmişti. HPG yaptıðı açıklama ile Bakan Şahin’in yalanlayarak, Mensur’un üzerinde her hangi bir patlayıcı madde veya silahın olmadıðını kaydetmişti.