Türk Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın aðır tecritte tutulduðu Ýmralı Cezaevi'ne ilişkin yaptıðı, "Ankara Sincan Cezaevi'nde ne oluyorsa Ýmralı'da da o oluyor. Aileyle görüşme oluyor, ama avukatlarla görüşmeler yok" açıklamalarına tepki gösteren Öcalan'ın avukatı Mazlum Dinç, Türkiye ve uluslararası hukukta bir müvekkilin avukatları ile görüşmesinin temel bir hak olduðunu belirterek, bu durumun telafisi olmayan sorunlara neden olabileceðini kaydetti.
Türk Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, katıldıðı bir televizyon programının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın aðır tecritte tutulduðu Ýmralı Cezaevi ilişkin yaptıðı, "Ankara Sincan Cezaevi'nde ne oluyorsa Ýmralı'da da o oluyor. Aileyle görüşme oluyor, ama avukatlarla görüşmeler yok" açıklamalarına Abdullah Öcalan'ın avukatlarından Mazlum Dinç tepki gösterdi. Türkiye ve uluslararası hukukta bir müvekkilin avukatları ile görüşmesinin temel bir hak olduðunu belirten Dinç, "Ne yazık ki, Türkiye'de suç işleniyor ve işlenmeye devam ediliyor. Anayasa'da yetkileri olmamasına raðmen bir Başbakan ve Adalet Bakanı çok rahat talimat verebiliyor ve bu suçu savunuyorlar. Görüşmeler keyfi bir şekilde engelleniyor. Yasalarda olmayan bir şeyi; gemi bozuk, hava muhalefeti gibi bahanelerle engelleniyor. Ve bunu açıkça söylüyorlar" dedi. Başbakan, Adalet Bakanı ve Cezaevi Ýdaresi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını aktaran Dinç, "Var olan bu durumu her ay raporlarla CPT'ye bildiriyoruz. Bir buçuk yıldır müvekkilimiz ile görüşmüyoruz. Fakat CPT'den bize şimdiye dek bir yansıması olmadı. CPT daha önceki raporlarında görüşmenin engellenmemesi gerektiðini söylemişti. Fakat şimdiye dek devam eden bu tecride ilişkin bir girişimleri olmadı" diye konuştu.
Görüşmelerin engellenmesinin Avrupa Ýnsan Hakları Mahkemesinde (AÝHM) götürüldüðünü, ancak AÝHM dosyaları uzun işleyen bir süreç olduðu için başvurularına halen bir cevap verilmediðini aktaran Dinç, "Ýmralı'ya yönelik açıkça bir işkence ve hak ihlali söz konusudur. Müvekkilimiz Sayın Öcalan'ın dışarı ile olan bütün iletişimi kesilmiştir. Bu duruma ulusal ve uluslararası insan haklarını savunan kuruluşların tepki vermemesi anlaşılmaz bir durumdur. Gerek iç hukukta ve gerekse uluslararası hukuktan kaynaklı hakların herkesin kullanması lazım. Bu en temel haklar Ýmralı'ya karşı bir siyasi şantaj malzemesi haline gelmiş" dedi. Bu durumun telafisi olmayan sorunlara neden olabileceði uyarısında bulunan Dinç, "Bütün ulusal ve uluslararası insan hakları kuruluşlarına ve aynı zaman da kamuoyuna çaðrımız şudur; bu açıkça işlenen suça sessiz kalmamalı ve duyarlı olmalılar" çaðrısında bulundu.
Ergin telefonla katıldıðı televizyon programında Öcalan'ın kaldıðı Ýmralı Cezaevi'nde bulunan şartların diðer cezaevleri ile aynı olduðunu iddia ederek, "Ankara Sincan Cezaevi'nde ne oluyorsa Ýmralı'da da o oluyor. Aileyle görüşme oluyor, ama avukatlarla görüşmeler yok. Yaşadıðımız problemleri küçültmek için devlet gerek gördüðü bütün enstrümanları kullanır ve bu enstrümanlara müracaat ediliyor" açıklamalarını yapmıştı.