Öcalan konferansında, “demokratik ulus ve özerklik” paneli
Süleymaniye’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın düşünceleri ekseninde yapılan konferansın öğleden sonraki bir oturumunda demokratik ulus ve demokratik özerklik projeleri tartışıldı.
Süleymaniye’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın düşünceleri ekseninde yapılan konferansın öğleden sonraki bir oturumunda demokratik ulus ve demokratik özerklik projeleri tartışıldı.
İkinci gününde devam eden konferansın, bugün öğleden sonraki ilk paneli “Demokratik ulus ve demokratik özerklik projeleri” başlığı altında yapıldı.
Panelin moderatörlüğünü gazeteci Kemal Çomani yaptı. TEV-DEM’den Aldar Xelil, Kuzey Suriye Demokratik Federal Sistemi Eşbaşkanı Mansur Sellum ve KJA Eş sözcüsü Ayla Akat Ata sunum yaptı.
XELİL: ÜÇÜNCÜ YOLU İNŞA ETTİK
TEV-DEM’den Aldar Xelil, “farklılığın birlikteliği olarak demokratik ulus” başlığı altında değerlendirmelerde bulundu. Aldar Xelil, Suriye’de Baas rejimi yıllarında muhalefetin zayıflığına ve baskılara dikkat çekerek konuşmasına başladı.
Rojava’da halka özgürlük ve demokrasi sunabilmek için üçüncü yolu seçtiklerini belirten Xelil, “İktidar savaşı yürüten güçlerin bir parçası olmadık” dedi. Suriye’deki savaşı dikkate alarak kısa sürede bir değişim öngörmediklerini belirten Xelil, bu nedenle bir savunma sistemi oluşturduklarını kaydetti.
Xelil, “Savunma dışında bir yönetim sistemimizin olması gerekiyordu. Toplumun örgütlenebilmesi için bir yönetim gerekiyordu. Bu da başta komünler ve meclislerden meydana geldi” dedi.
HERKES ROJAVA DEVRİMİ KURUMLARINDA YER ALDI
Konferans sırasında birçok kez elektriklerin kesilmesi üzerine Xelil, “Rojava’da bu kadar elektrik kesintisi yok. Kobanê’de 24 saat elektrik var” diyerek ironi yaptı.
Rojava sisteminde kadınlar, gençler ve her kesimden insanların yer bulduğunu kaydeden Xelil, bu konuda tecrübeler olmamasına rağmen halkın canı gönülden, karşılıksız bir şekilde çalıştığını ve katılım sağladığını belirtti. Xelil, “Bugün herkes Rojava devriminin kurumlarında gönüllü olarak çalışıyorlar” dedi.
Rojavalıların ambargoya rağmen ve Suriye’deki ağır savaşa rağmen, daha sakin ve istikrarlı bir yaşam için başarılı olduğunu belirten Xelil, devlet sistemleri gibi tepeden aşağıya değil, komünler ve meclislerin kararlarını ve ihtiyaçlarını birleştirdiğini söyledi. YPG ve YPJ güçlerinin başlangıçta çoğunlukla Kürt gençlerinden oluştuğuna dikkat çeken Xelil, daha sonra diğer halk gruplarının da buna katıldığını ve özel birliklerin oluşturulduğunu kaydetti.
Xelil, Rojava’da kadınların öncü rol oynadığını ve karar mekanizmalarında yer aldığını ifade ederken, “Bu Rojava devriminin gurur kaynağıdır” dedi.
Xelil son sözlerini söylerken, Rojava’nın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yarattığı kültür üzerinden geliştiğini belirterek, bu kültürü “Öcalanizm kültürü” olarak ifade etti.
SELLUM: ROJAVA DEVRİMİ ZİHİNSEL BİR DEVRİMDİR
“Demokratik özerk Rojava/Kuzey Suriye deneyimi” başlıklı sunumu ise Kuzey Suriye Demokratik Federal Sistemi Eşbaşkanı Mansur Sellum yaptı.
Sellum, Arap Baharı olarak tanımlanan ayaklanma sürecinin etkilerinden bahsederek, bu ayaklanmaları ulus devlete yönelik tepkiler olarak değerlendirdi.
Sellum, Tunus’tan Mısır’a kadar yayılan ayaklanmaların daha sonra uluslararası ve bölgesel güçlerin müdahaleleri ile temel amacından saptığını ifade etti.
Rojava devriminin örgütlü olmasından dolayı şanslı olduğunu belirten Sellum, “Bu nedenle alternatif bir çözüm üretmekte zorlanmadılar. Bu zihinsel, kültürel, toplumsal bir devrimdi” diye konuştu.
Rojava devriminin bölgedeki tüm halkları kapsadığını belirten Sellum, bu devrimin tüm Suriye topraklarında etki yarattığını ifade etti. Sellum, savunma alanında da Demokratik Suriye Güçleri gibi oluşturulan ortak güçlere dikkat çekti ve bunların başarılarından bahsetti. Sellum, Rojava öncülüğündeki demokratik projenin güçlendirilmesi için, Ortadoğu ve uluslararası demokratik güçlerin dayanışmada bulunmasını istedi.
AKAT ATA: DEMOKRATİK ÖZERKLİK BİR KADIN SİSTEMİDİR
Panelin konuşmacılarından KJA sözcüsü Ayla Akat Ata da “Türkiye ve Bakur’da demokrasi hamlesi” başlığı altında bir sunum yaptı. Türkiye’de bir demokrasi hamlesine ihtiyaç olduğunu belirten Akat, bunun en önemli nedeninin Osmanlı İmparatorluğu’ndan geriye Türk uluslaşmasına dayalı bir rejim kurulmasından kaynaklı olduğunu ifade etti. Akat Ata, “demokrasi kuramının yeniden gözden geçirilmesi” gerektiğini belirtirken, özellikle kapitalizmin de bu alanda kendisini gerçekleştirdiğine işaret etti.
Kürtlerin asimilasyon ve imha politikaları nedeniyle halen soykırım tehdidi altında olduğunu söyleyen Ata, uluslararası güçlerin sessizliğini de eleştirdi.
Kürtlerin demokratik özerklik olarak sunduğu çözüm modeline değinen Ata, bedeli ne olursa olsun radikal bir demokrasi mücadelesi ile bu çözümün hayata geçirilebileceğini söyledi. Demokratik özerklik projesinin içeriğinden bahseden Ata, “Kadınların özgür ve özerk örgütlenerek elde ettiği kazanımlar, demokratik özerkliğin özde bir kadın sistemi olduğunu ortaya koymuştur” dedi.
Ata, demokratik özerkliğin sadece Türkiye’de Kürt sorununu çözmeyecek, ahlaki, demokratik, komünal topluma dayalı olarak Türkiye’nin diğer sorunlarına da köklü çözümler getireceğini kaydetti.