Öcalan’ın avukatlarının 4. duruşması başladı
Öcalan’ın avukatlarının 4. duruşması başladı
Öcalan’ın avukatlarının 4. duruşması başladı
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın avukatlarına yönelik gerçekleştirilen ve 27'si tutuklu 50 kişi hakkında açılan davanın 4'üncü duruşması başladı. Avrupa ve Türkiye'den 100'ü aşkın avukatın takip ettiği duruşmada Kürtçe tercüman eşliğinde ifade veren avukatlar, "Burada yargılanan Sayın Öcalan ile yaptığımız yasal görüşmelerdir. Bu dava da siyasi bir davadır" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın avukatlarına yönelik gerçekleştirilen ve biri gazeteci, 26'sı avukat toplam 27'si tutuklu 50 kişi hakkında açılan davanın 4'üncü duruşması Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi'nde bulunan İstanbul 16'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı.
Duruşmaya Avrupa'nın birçok barosundan 50'yi aşkın avukat ile Türkiye'den farklı barolara bağlı 70'i aşkın avukat katıldı. Duruşmaya ayrıca Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, Marsilya Baro Başkanı Campana Eric, BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel ve DTK Eş Başkanı Van Milletvekili Aysel Tuğluk da katıldı.
Tutsak tüm avukatların katıldığı duruşmada mahkeme tarafından bir önceki duruşmada avukatlar üzerine ifade veren İrfan Dündar'ın mahkeme huzurunda dinlenmesi yönündeki karara ilişkin Dündar'ın adres değişikliği gösterdiği için Bursa Cumhuriyet Savcılığı'na ifadesinin alınması için müzekkere yazıldığı belirtildi.
Duruşma başlangıcında söz alan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, savunmanın özgür ve bağımsız olmadığı bir yargılama faaliyetinde yargının da bağımsız olamayacağını söyledi. Avukatların kitlesel olarak tutuklandığı bir ülkede savunmanın bağımsızlığından söz edilemeyeceğini ifade eden Elçi, son olarak Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 9 meslektaşlarının tutuklanmasını kınadı. Anadilde savunmaya ilişkin daha önceki duruşmalarda taleplerinin reddedildiğini ifade eden Elçi, "Gelinen süreç bizi haklı çıkarmıştır. Bugün anadilde savunma talepleri kabul edilmektedir" dedi.
‘ÖCALAN’IN AVUKATI İSENİZ SUÇLUSUNUZ’
Daha sonra duruşmada yargılanan avukatların savunmalarının alınmasına başlandı. İlk olarak tutuksuz yargılanan avukat Nezahat Paşa Bayraktar söz alarak, tutuklu meslektaşlarının tutukluluğu son buluncaya kadar savunma yapmayacağını söyledi. Tutuklu yargılanan avukatlardan Hatice Korkut ise savunmasında karşılarında savunma yapabilecekleri bir iddianamenin olmadığını söyledi. Korkut, "İddia makamı 'Öcalan'ın avukatı iseniz suçlusunuz' diyor. Evet bu bir suç ise biz suçluyuz. Ben Kürdüm ve Sayın Öcalan'ın avukatıyım. Eğer bu sorgulanıyorsa bunu açıkça söylemek lazım. İddianamedeki suçlamalara cevap vermek benim avukat kimliğime yakışmaz. Biz müvekkillerimizin hukuksal koşulları ve üzerinde uygulanan tecrit için mücadele ettik" dedi. Korkut, ayrıca yargılamanın 2008 yılından başlatılmasının da hukuka aykırı olduğunu dile getirerek, 2008 yılından önce defalarca İmralı'ya gittiğini, defalarca müvekkili Öcalan'a uygulanan tecrit ile ilgili yurtiçi ve yurt dışında görüşmeler yaptığını fakat bunların iddianame dışı tutularak sadece 2008 yılından bu yana yaptıkları görüşmelerin iddianameye konulmasının savcılık tarafından açıklanması gerektiğini kaydetti.
‘DAVA SİYASİDİR’
Kürtçe tercüman eşliğinde savunmasını veren Avukat Asiye Ülker ise iddiaları kabul etmediğini, kendisinin avukat olduğunu ve yaptığı faaliyetlerin mesleğin gerekleri olduğunu söyledi. 10 yıldır PKK Lideri Öcalan'ın avukatlığını yaptığını kaydeden Ülker, "Yaptığımız görüşmelerin tamamı kanuni görüşmelerdir. Bu dava siyasi bir davadır" dedi.
‘KÜRT VE KADIN KİMLİĞİM YARGILANIYOR’
Tutsak avukatlardan Mizgin Irgat ise, Kürtçe tercüman eşliğinde yaptığı savunmasında davanın başından bu yana siyasi bir yargılama olduğunu ve Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar edildiği dönem içerisinde hukuki olmayan bir şekilde tutuklandıklarını söyledi. Kendi isteği ve tercihiyle İmralı'ya gittiğini ifade eden Irgat, "Biz yargılanıyoruz. Ama şu anda İmralı'da siyasi görüşmeler yapılıyor. Bütün siyasi tutsaklar artık serbest bırakılmalıdır" dedi.
Tutsak avukatlardan Şaziye Önder de, Kürtçe tercüman eşliğinde verdiği savunmasına ÇHD'li avukatların tutuklanmasını kınayarak başladı. Anadilde savunma yapabildiği için mutlu olduğunu; fakat bu haklarının savunmanın yargılama aşamasında sadece 2 defa ile sınırlandırılmasının kendilerini üzdüğünü söyledi. Önder, "Kürtler yaklaşık yüz yıldır anadillerinde konuşacakları günü bekliyor. Şu an ben de anadilimde savunma yapıyorum. Bunun için mücadele edenler ve bu mücadeleyi bugüne getirenlerin önünde saygıyla eğiliyorum. Ama hala anadilde savunma hakkının kısıtlanması ayıptır. Burada yargılanmamın bir sebebi Kürt kimliğim, diğeri kadın kimliğimdir" diye konuştu.
Duruşma tutsak avukatların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.