Öcalan’a Özgürlük nöbetini Frankfurt grubu devraldı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve diğer siyasi tutsakların özgürlüğü talebiyle Avrupa Konseyi (AK) önündeki özgürlük nöbeti aralıksız devam ediyor.

171’inci haftasına giren ‘Öcalan’a Özgürlük Nöbeti’ni, Almanya’nın Frankfurt kentinden gelen yeni bir grup devraldı.

25 Haziran 2012’de başlayan nöbet eylemi 1190 günü geride bıraktı. Eylemi Almanya’nın Frankfurt şehrinde gelen Ali Kınay, Enver Özkan, Halil Yakaç, Abidin Kaynar devraldılar.

Strasbourg’ta her gün onlarca kişi ile birebir diyalog kurularak, Öcalan’ın barış çabaları hakkında bilgi verilen nöbet eylemindeki grup üyeleri, Öcalan ve siyasi tutsakların özgürlüğü, Kürdistan’daki katliam ve soykırımlara dikkat çekiyor.

Grup sözcüsü Abidin Kaynar ‘Nöbet Eylemi’ne katılma amaçlarına ilişkin şu açıklamalarda bulundu:  “Yıllarca devrimci örgütlenmelerin içinde yer alan ve Almanya’da 30 yıla yakındır yaşamını sürdüren biri olarak suskun, duyarsız kalmak kendi insanlığıma, onuruma bir anlamıyla ihanet etmek anlamını taşımaktadır. Emperyalist güçlerin Ortadoğu ve Kürdistan’da oynadığı oyunlara suskun kalmak kişiliğimi ve kimliğimi unutmak anlamına gelir Her kişi kendi bilinci, gücü ve öz iradesi oranında yakıp-yıkma, imha ve yok etme, her yanıyla teslim alma politikalarına karşı tavır alması gerekmektedir. Çünkü her suskunluk, her bahanecilik ve umursamazlık IŞiD gericiliğinin gösterdiği gibi başımıza bela olacağı kesindir. ABD’nin başını çektiği TC oligarşisinin ve onun piyonu olan AKP-Erdoğan gericiliğinin oyununa dur demek bizim zorunluluğumuzdur. Mahir Çayan’ın dediği gibi “ Ülke eğer faşizmin işgali altındaysa, tüm devrimci demokratik halklar birlikte karşı durmalıdır, güç olunmalıdır” gelinen aşamada budur. AKP-Erdoğan gericiliğinin ve emperyalist efendilerinin saldırılarına karşı duruşumuz ve tutumumuz net olmalıdır. Gerilla güçlerinin sergilediği onurlu direniş ve HDP çatısı altında oluşturulan demokratik güç birliği platformu, devrimci güçlerin demokrasiden, barıştan yana olan halkların büyük bir avantajı ve olanağı konumundadır. Kayıtsız şartsız desteklemek, güç katmak herkesin sorumluluğu alanındadır, olmalıdır. Bu olanağın dağılması gerilla gücünün tasfiye edilmesi demek, 50 ya da 100 yıl geriye gitme anlamına gelmektedir ve emperyalist güçlerin başarmak istediği tasfiyeciliğin sonuçlanması anlamına gelmektedir. Bu nedenledir ki Sayın Abdullah Öcalan şahsında uygulanan tecrit, tasfiye ve yok etme politikaları her devrimci, ilerici, özgürlük çığlıklarının da vahşice yok edilmesi anlamına gelir. Bu imha ve inkar politikalarının merkezi hedefidir İmralı. Özgürlük ve bağımsızlık sembolü gerillanın yok edilmesi, İmralı kurumunun resmileşmemesi ve Selahattin Demirtaş şahsında HDP’nin tasfiye edilmesi ne Ortadoğu, ne Kürdistan –Türkiye’nin ne de dünya halklarının yararına olacaktır, aksine kayıpları olacaktır. Bu vesile ile burada Özgürlük Nöbetinde bulunmak bir nebzede olsa çalışmalarda bulunmak birey olarak “THKP-C” devrimci sol anlayışına sahip olan biri olarak onur vermektedir.”

Geçen hafta Köln’den gelen TJK-E üyesi kadınların sürdürdüğü eylem, Avrupa'da yaşayan Kürdistanlıların süresiz ve aralıksız olarak gerçekleştirdikleri en uzun soluklu eylem olma özelliğine sahip. Şimdiye kadar yüzlerce kişinin katıldığı ve temel olarak Avrupa kamuoyunda Kürt sorunu ve Öcalan’ın özgürlüğü konusunda duyarlılık oluşturmayı hedefleyen Öcalan’a Özgürlük Nöbeti’nde eylemin amaçlarına ilişkin yüzbinlerce bildiri ve broşür dağıtıldı.

...