Nobel Ödüllülerden CPT’ye mektup

Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için Nobel ödüllü tanınmış isimler adına Adolfo Pérez Esquivel imzasıyla İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) Genel Sekreteri Regis Brillat ile Türkiye Sorumlusu Michael Neurauter’e gönderildi.

 

Nobel Barış Ödülü sahibi Adolfo Pérez Esquivel’in CPT’ye gönderdiği mektupta, devletlerin baskılarına karşı ezilenler lehine harekete geçilmemesi halinde Avrupa kurumlarının varoluş gerekçelerini kaybedeceği uyarısı yapıldı.

Mektup, Ocak ve Nisan aylarında iki kez tecride son verilmesi amacıyla çağrı yapan Nobel ödüllü tanınmış isimler adına Adolfo Pérez Esquivel imzasıyla İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) Genel Sekreteri Regis Brillat ile Türkiye Sorumlusu Michael Neurauter’e gönderildi. Ocak ayında Nobel Ödülü sahibi onlarca şahsiyetin gönderdikleri mektubun ardından konuyu takip ettikleri vurgulanan mektup,  Uluslararası Barış Delegasyonu’nun hem Kürdistan’da yaşanan gelişmeler hem de tecride ilişkin taleplere ilişkin hazırladığı raporla birlikte iletildi.

Kendisinin eski bir siyasi tutsak olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a gönderdiği bir mektubu da paylaşan Adolfo Pérez Esquivel, sadece uzun tutukluluk sürelerinin değil, keyfi tecrit politikalarının da ciddi bir hukuksuzluğa yol açtığına dikkat çekti.

CPT’YE İMRALI’YI ZİYARET ETME ÇAĞRISI

Nobel Ödülü sahipleri olarak CPT’nin tecrit konusunda daha acil ve kararlı bir eylem içerisine girilmesi gerektiğini vurguladıklarını yazan Esquivel, beklentileri arasında CPT’nin acilen İmralı’yı ziyaret etmesi olduğunun da altını çizdi. Esquivel mektubunda, CPT’nin harekete geçerek bu hukuksuz durumu tersine çevirebileceğini vurguladı.

ÖCALAN’LA GÖRÜŞME AÇLIK GREVİ DİRENİŞİ SAYESİNDE OLDU

Esquivel, CPT’nin harekete geçmesinin son aylardaki sosyal ve politik duruşla birleştiğinde, ister Kürt olsun ister olmasın toplumların temel haklarını yok sayan sistemin etkisiz hale getirilebileceğini dile getirdi.

Mektupta, Öcalan ile geçtiğimiz Cuma günü yapılan görüşmenin Leyla Güven öncülüğünde 180 gün önce başlayan ve binlerce tutsağın da katıldığı açlık grevlerinin ulaştığı ciddi kamuoyu desteğinin bir sonucu olduğunun altı çizildi.

‘VAR OLMA GEREKÇELERİNİ YİTİRİRLER’

Avrupa, Amerika ve dünyanın birçok yerinde kuruluşların insan haklarını koruma ve savunma adına yola çıktığına işaret edilen mektupta, “Eğer Avrupa’da, Amerika’da ve dünyanın her yanında insan haklarını savunması gereken kurumlar devletin aşırılıklarından ötürü acı çekenler için kararlı eylem içinde olmazlarsa, bu kurumlar var olma gerekçelerini yitirirler” denildi.

Mektubun sonunda, bugüne kadar birçok vesileyle ifade edildiği gibi tecrit politikasına son verilmesinin Türkiye’de başta işkencenin sonlanması ve halklar ile bireylerin haklarına saygıyı esas alan bir barışın tesisi için ilk adım olacağına vurgu yapıldı.