MAZLUMDER Ýzmir Şubesi, Karabaðlarda 12 Aðustos günü polisin, küçük bir tartışmayla halkın üzerine pervasızca ateş açması sonucu Emrah Barlakın yaşamını yitirmesine ilişkin raporunu açıkladı. Polisin, en temel hak olan yaşam hakkını ihlal ettiði belirtilen raporda, PVSKdaki son deðişikliklerle son beş yılda 115 kişinin polisin silah kullanması sonucu yaşamını yitirdiði vurgulanarak, polisin yetkilerinin acilen sınırlandırılması gerektiði belirtildi.
MAZLUMDER Ýzmir Şubesi, Ýzmirin Karabaðlar Ýlçesi, Limontepe Semtinde meydana gelen Emrah Barlakın öldürüldüðü ve 3 kişinin yaralandıðı olay hakkındaki Araştırma-Ýnceleme raporunu açıkladı.
12 Aðustos günü Erhan Barlakın kullandıðı sivil aracın resmi polis aracına çarpması sonrasında yaşanan tartışmada polisin ateş açması sonucu 4 kişi yaralanmıştı. Yaralılardan Emrah Barlak ise kaldırıldıðı Yeşilyurt Devlet Hastanesi'nde yaşamını yitirmişti.
MAZLUMDER Ýzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Av. A. Aykut Direncik, MAZLUMDER Genel Ýdare Kurulu Üyesi M. Arif Koçer ve MAZLUMDER Genel Ýdare Kurulu Üyesi aynı zamanda Ýzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Av. Suphan Erkandan oluşan bir heyetin konuyla ilgili olarak incelemelerde bulunarak rapor hazırladı.
Görgü tanıkları ve resmi yetkililer ile yapılan görüşmelere yer veren MAZLUMDER Ýzmir Şubesi hazırladıðı raporda, polisin, en temel hak olan yaşam hakkını ihlal ettiðini belirtti.
MAZLUMDER Ýzmir Şubesinin Emrah Barlakın katledilmesine ilişkin hazırladıðı raporda şöyle denildi: Polis Ý.K. , insan hakları açısından eleştiri konusu yaptıðımız ve keyfi uygulamalara açık olduðunu belirttiðimiz Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun (PVSK) ilgili (4/A ve 16. Maddeler) maddelerine dahi aykırı davranmıştır. Zira belirtilen yasal hükümler, polisin görevini yaparken bir direnişle karşılaşması halinde, direnişi kırmak için öncelikle bedeni gücünü kullanmasını, bununla sonuç elde edememişse, bedeni gücü dışında kalan, kelepçe, cop, basınçlı su, göz yaşartıcı gazlar veya tozlar, fizikî engeller, polis köpekleri ve atları ile sair hizmet araçlarını kademeli olarak devreye sokmasını, bunlarla da netice elde edememişse, kanuni şartlar gerçekleştiðinde silah kullanabileceðini düzenlemektedir.
Somut olayda ise polis Ý.K. ne bedeni gücü kullanmış, ne de maddi gücü gereði gibi kullanmıştır. Polis Ý.K. maktul ve yaralılara doðrudan hedef gözeterek öldürme ve yaralama kastıyla ateş etmiştir. Heyetimizde oluşan kanaat bu yöndedir. Kaldı ki olayların başlangıcı bir asayiş meselesi deðildir. Bir trafik kazasıdır. Polisin, maktul ve yaralılara şüpheli muamelesi yapmasını gerektirecek somut bir neden de yoktur. Görgü tanıklarının beyanlarından polisin görev icrası esnasında bir mukavemet gördüðü konusunda somut bir anlatım da yoktur. Erhan Barlakın polis Ý.K.ya küfrettiði farz edilse dahi polis Ý.Knın iddiaya göre telsizle darp etme yetkisi yoktur. Bu durumda da izlenecek şikayet, gözaltı ve ifade alma prosedürleri bellidir. Polis Ý.K. somut olayda tek kelimeyle durumdan vazife çıkarmış, basit bir trafik kazası vahim bir asayiş meselesine dönüşmüştür. Deðerlendirme kısmında deðindiðimiz üzere meşru müdafaa koşulları somut olayda mevcut olmadıðı gibi şiddet kullanımında orantılılık ilkesine uygunluktan da bahsedilemez. Görgü tanıklarının beyanları haricinde, video görüntüleri dahi tek başına bu görüşlerimizi doðrular niteliktedir.
Bir hukuk devletinin temel amaçlarından biri, vatandaşın, genel anlamıyla insan yaşamının ve insanın temel haklarının güvencesi olmaktır. Bu doðal ve zorunlu olarak güvenlik bürokrasisinin de temel bir görevidir. Somut olayda polis varlık sebebi olan ilkeye, yani insan yaşamının ve haklarının güvencesi olma ilkesine aykırı davranmıştır.
Katliama ilişkin delil karatma girişimleri konusunda da sorumlular hakkında adli ve idari soruşturma başlatılması gerektiði belirtilen raporda, Somut olaydaki rolleri dikkate alınarak, gerek bu rapordaki gerekse rapor dışındaki görgü tanıkları ile yüzleştirilmek ve teşhise imkan vermek suretiyle, olay mahallinde bulunan ast ve üstler dahil olmak üzere tüm polis memurları hakkında, gerek orantısız güç kullanımına müdahale etmedikleri, gerekse orantısız güç kullandıkları için, ayrıca ve bilhassa hayati risk altındaki Emrah Barlakın hastaneye sevki konusunda gerekeni yapmayarak ölümüne neden oldukları gerekçeleriyle görevli kamu makamlarınca adli ve idari yönden titizlikle soruşturma yürütülmeli, sorumlular tespit edilerek cezalandırılmalıdır. Polisin tarafı olduðu bu tür vakalarda, polisin korunduðu ve hak ettiði cezanın verilmeyeceði yönünde yerleşik ve büsbütün de temelsiz olmayan bir toplumsal algı/yargı vardır denildi.
POLÝSÝN YETKÝSÝ ACÝLEN SINIRLANDIRILMALI
Güvenlik stratejileri ile özgürlükleri kısıtlayan devletin genel gidişatı, işkenceden mahkum olmuş polis şeflerinin terfiler ile ödüllendirilmesi ile AKP Hükümetinin işkenceye sıfır tolerans iddiasını boşa çıkardıðı belirtilen raporda, PVSKdaki son deðişikliklerle 115 kişinin polisin silah kullanması sonucu yaşamını yitirdiði vurgulandı ve şöyle denildi: PVSK daki polisin silah kullanma yetkisi, yasa çıkmasından sonraki 5 yıllık dönemdeki keyfi uygulamalar da göz önüne alınarak acilen sınırlandırılmalıdır. Polis memurları periyodik olarak psikoterapi testlerinden geçirilerek, zihinsel motivasyonlarının saðlıklı ve dengeli, uygulama olarak halkın hizmetinde olduklarını hissetmeleri ciddi bir zihinsel dönüşüm ile saðlanmalıdır. Ve mevcut haliyle polis şiddetinin önüne geçilmelidir.