Türk devleti tarafından Maraş ve Roboskide gerçekleştirilen katliamlar, Stockholmde Ýsveç Parlamento önünde yapılan bir eylem ile protesto edildi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Stockholm Meclisinin çaðrısı üzerine yapılan eylem, Kürdistan ve Türkiye devrim mücadelelerinde yaşamını yitirenler anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Maraş ve Roboski katliamının protesto eden ve sorumluların yargılanmasını talep eden döviz ve pankartlar, PKK bayrakları ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalanın flama ve posterlerinin taşındıðı eylemde ilk konuşmayı Ýsveç Kürt Konseyi Başkanı Ayşe Göktepe yaptı.
Göktepe, Türkiye Devletinin kuruluşundan beri Kürt Halkının dili, kültürü, tarihi ve kimliðine yönelik sistematik olarak soykırım uyguladıðını, Koçgiri, Şeyh Sait, Dersim, Aðrı, Sason ve Zilanda katliamlar ve soykırımlar yaptıðını anlattıktan sonra Maraş ve Roboskide yapılan katliamlara deðindi. 19-26 Aralık 1978 tarihlerinde Alevi Kürtlerini hedef alan saldırılar sırasında yerel kaynaklara göre 150 Alevi Kürdün katledildiðini, Kürtlere ait ev ve işyerlerinin talan edildiðini ve bölgede yaşayan kürtlerin % 80inin topraklarını bırakmak, çoðunluðu Avrupada olmak üzere sürgünde yaşamak zorunda olduklarını hatırlattı.
Geçtiðimiz yılın 28 Aralık gecesi de Türk savaş uçaklarının Roboskide 34 Kürt gencini katlettiði, tüm tepki ve protestolara raðmen AKP Ýktidarının sorumluların yargı karşısına çıkarmadıðı gibi, katliamın başsorumlusu Hava Kuvvetleri Komutanına ödül vererek katliamı sahiplenmesini bir insanlık suçu olarak niteledi.
Göktepe, katliama istihbarat ve teknik destek veren ABD yönetimini katlima ortakolarak suçladıktan sonra katliama seyirci kalan Avrupa Birliði ve Birleşmiş Milletlere de sert eleştiriler yöneltti.
Murat Karataş da HDK adına yaptıðı konuşmada Kürt, Asuri-Süryani, Ermeni ve Alevilere yönelik katliamları özetledikten sonra ezilen ve katliama uðrayan halkların birlikte mücadele etmelerinin önemine dikkat çekti. Kürt Halk Önderi Öcalana yönelik tecridin kaldırılmasını, AKP Hükümetinin tutuklamalara son vermesini, tutuklu Milletvekillerinin serbest bırakılmasını, askeri operasyonların durdurulmasını, Alevilerin cem evi taleplerinin karşılanmasını istediklerini söyledi.
Eylemde Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve özgürlüðüne kavuşması için çevreden geçenlerden imza topladılar.
Eylem, atılan sloganlarla son buldu.