Lübnan’dan Kürdistan’a bir kadın gerilla…

Lübnan’dan Kürdistan’a bir kadın gerilla…

Lübnan’lı bir Arap olan gerilla Cudi uzun bir süre gözlemlediði PKK’yi daha yakından tanımak için 2009’da Kürdistan daðlarının yolunu tutmuş. Şimdi Kürt özgürlük savaşının bir gerillası olan Cudi Lübnan, PKK’nin sadece Kürtler için deðil tüm Ortadoðu halkları için bir umut olduðunu söylüyor.

Kürt özgürlük hareketi PKK’nin ilk örgütlendiði alanlardan birisi Ortadoðu’nun kaynayan coðrafyası olan Lübnan’dı. Orada yaşayan Kürtler ile ilişki geliştiren PKK’liler ezilen ve ikinci sınıf olarak görülen Arap halkıyla da sıkı bir dostluk geliştirdiler. Aynı coðrafyanın kadim iki halkının kaderi ortak bir buluşmayı yaşıyordu. Bölgede yaşanan bir dünya savaşı her iki halka da büyük acılar çektiriyordu.

PKK Kürt halkının özgürlüðü için yola çıkmıştı ama bölgedeki diðer halkların da ezildiðini çok iyi biliyordu. Onun için PKK’liler gittikleri her yerde Kürtlerde yarattıkları aydınlanmayı diðer halklarda da yarattılar. PKK’nin bu aydınlatmasında farklı halklardan birçok insan etkilendi. PKK’den etkilenen halkların başında Arap halkı geliyordu. Bunlardan birisi de Cudi Lübnan’ın ailesi olmuştu.

Gerilla Cudi ve ailesinin PKK ile olan ilişkileri 1980’lerin başına dayanıyor. Yani PKK’nin ilk Ortadoðu’ya açılım yıllarına. Fabrika sahibi olan Cudi’nin babası PKK’lilerle ve özellikle de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile bir dostluk geliştirmiş. Hatta Öcalan birkaç defa evlerine gidip gelmiş. Kürt Öcalan’ın hem Ortadoðu halklarının özgürlüðü için geliştirdiði düşünceleri hem de devrimci tavırları aileyi çok etkilemiş. Cudi’nin anlatımına göre aile içerisinde en çok etkilenen ve baðlanan annesi olmuş.

Ailenin PKK’lilerle olan ilişkisi Cudi’yi de etkilemiş. 1993 yılından itibaren aktif olarak Kürt özgürlük mücadelesinde çalışmaya başlayan Cudi, PKK’lilerin tüm zorluklara raðmen verdikleri emeðin herkes tarafından büyük bir saygı ile karşılandıðını söylüyor. Bir halkın özgürlüðü için verilen bedeller ve harcanan çaba karşısında etkilenen Cudi ilk başlarda halk çalışmalarında yer aldıðını belirtiyor. Tabii içinde çalışma yürüttüðü Kürtlerin dillerini bilmemek Cudi için belli bir zorlanma yaratsa da o hiç pes etmediðini belirtiyor.

Cudi’nin Kürt özgürlük hareketi içindeki çalışmaları 1999 yılında Öcalan’ın yakalanmasına kadar devam eder. Bir dönem PKK’liler ile ilişkisi kesilen ve uzak kalmak zorunda kalan Cudi uzun bir aradan sonra tekrardan çalışmalara dahil olur. Ama bu sefer “PKK’yi merkezden tanımak ve yaşamak istiyorum” diyerek tercihini daðlardan yana kılan Cudi 2009 yılında gerilla saflarına katılır. Neden gerilla diye sorulduðunda da Cudi, “Önderlik PKK şehitler partisidir, diyordu. Ben de gerçekten de PKK’yi en iyi gerillada tanıyacaðıma inandım. Gerçekten de öyle oldu ve verilen bedellerin, emeðin gerillada yüceleştiðine şahit oldum” diyor.

Gerillaya ulaştıktan sonra Cudi için yeni bir hayat başlamış. Kendisi Arap olduðu için dil konusunda ilk başlarda belli bir zorlanma yaşamış. Ama hem gördüðü eðitim ortamlarında hem de pratik alanlarda kaldıðı arkadaşlarının yardımıyla dil konusundaki sorununu aşmış. Şimdi Kürtçeyi çok iyi konuşabilen Cudi düşüncülerini çok rahat bir şekilde çevresiyle paylaşabiliyor.

Tabii Cudi için farklı bir halktan olmanın yanı sıra kadın olarak da gerillada bulunmak çok ayrı bir duygu. Bu konudaki düşüncelerini gerilla Cudi şu sözlerle ifade ediyor: “Daha evdeyken beni en çok etkileyen arkadaşlardan birisi de Rojbin Arap arkadaş olmuştu. Birkaç defa bizim evimize gelmişti. Bilindiði gibi Rojbin arkadaş da Arap’tı. 98 yılında uluslar arası komploya karşı fedai eylemi gerçekleştirmişti. Dediðim gibi bir kadın olarak da Kürt özgürlük mücadelesinin içinde olmak benim için çok kutsal bir olay. Hem Ortadoðu halklarının özgürlüðü için savaşmak hem de kadın özgürlüðü için savaşmak tarifi zor bir duygudur. Bunların yanı sıra sadece Arap deðil, farklı uluslardan insanların PKK’ye katılması beni çok mutlu ediyor. Çok sayıda farklı halklardan arkadaşlar var.”

Gerillada gördüðü eðitimle ile yaşadıðımız dünyayı daha iyi analiz edebiliyor. “Özgürlük benim için bir tutku ve bu tutkuyu en iyi gerillada hissetmeye başladım” diyen Cudi, şöyle devam ediyor: “Bu savaşın sadece Kürtler için deðil tüm Ortadoðu halkları için büyük kazanımlar saðladıðını daha iyi anladım. Hele bir Arap olarak bu savaşın içinde yer aldıktan sonra bunun ne kadar yakıcı olduðu noktasında ikna oldum. Çünkü Ortadoðu’da bir savaş sürüyor ve bu savaşın en büyük acısını Arap ve Kürt halkı çekiyor. Bizlerde bu savaşın halkların lehine zafere ulaşması için mücadele etmeliyiz. Batılı ülkelerden bekleyen deðil de kendi özgürlüðünü kendisi elde eden bir konumda olmalıyız.”

Gerilla Cudi hem Kürtlerin hem de Ortadoðu halklarının elde ettikleri kazanımlarının PKK lideri Öcalan sayesinde gerçekleştiðini belirtiyor. Elde edilen kazanımlar için Öcalan’a borçlu olduklarını ifade eden Cudi, “Hangi halktan olursa olsun herkes Kürt Başkan Apo’ya sahip çıkmalı. Çünkü onun sayesinde sadece Kürtler deðil aynı zamanda Ortadoðu’nun diðer halkları da bir aydınlanmayı yaşadı” diyor.

Son olarak gerilla Cudi, Lübnan özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anılarına sahip çıkılması için daha fazla çalışmak gerektiðini ifade de ediyor.