Ýsmet Şerif Vanlı Kürt Kültür Mirası Derneði (AFKICV) tarafından Ýsviçre'nin Lozan Lozan kentinde 'Esad sonrası Suriye ve bölgesel perspektifler' konulu bir konferans düzenlendi.
La Masion du Peuple'de düzenlenen ve Kürtler'in özellikle Özgür Suriye Ordusu bünyesinde yer alan muhalif gruplara güvenmediði vurgulanan konferansta, rejimin yıkılmasından sonra Kürtlere statülerinin tanınacaðı konusunda güvence verilmesi gerektiði belirtildi.
Suriyeli Kürt yazar Helim Yusıv, Suriyeli Demokratlar Derneði Başkanı Dr. Tawfik Chamaa ve Suriyeli Hıristiyan hukukçu Dr. Nael Georges'in konuşmacı olarak katıldıkları konferansın açılış konuşmasını yapan AFKICV Başkanı Ýhsan Kurt, Vanlı'nın yaşamı ve Baas rejimine karşı verdiði mücadeleyi anlattı.
Şerif Vanlı'nın 1965'te Suriye rejimi tarafından idama mahkûm edildiðini ve bu tarihten itibaren doðup büyüdüðü Şam'a ailesinin yanına bir daha gidemediðini söyledi. Bu önemli Kürt şahsiyetine 1976'da da Irak Baasçıları tarafından suikast yapıldıðını belirten Kurt, Baas ideolojisi ve onun esin kaynaðı Kemalizmin Ortadoðu halklarına karşı 20.yüzyılda insanlık suçu işlediðini dile getirdi.
Bugün Suriye'de kendi bölgelerinde önemli oranda denetimi saðlayan Kürtler, Şam yönetimine ve Ankara ile Suudi Arabistan'ın desteklediði Özgür Suriye Ordusu'na karşı tedbirli davranıyorlar" dedi.
AFKICV Sekreteri gazeteci Fabrice Boulé'nin moderatörlüðünü yaptıðı konferansta konuşan ve Suriye'ye Cenevre üzerinden tıbbi yardım saðlayan Dr. Tawfik Chamaa, Suriyede bir insanlık dramı yaşandıðını kaydetti. Kürtlerin sadece kendi bölgelerini korumaktan ziyade Arap muhalefeti ile de dayanışması gerektiðini savunan Dr. Chamaa, "Kürtlere anayasal vatandaşlık verilmesinden yanayım ama otonomi ve federasyondan söz etmek için henüz erken" dedi. Dr. Chamaa asıl önemli ve acil olanın rejimin yıkılması olduðunu savundu.
KÜRTLER ALDATILMAK ÝSTENMÝYOR
Almanya'da sürgünde yaşayan Kürt yazar Halim Yusiv, Kürtler'in geçmişte ve halen Suriye'de büyük bedeller ödediklerini ve sürekli yalnız bırakıldıklarını hatırlattı. 2004'te Qamişlo'da yaşanan katliama Arap muhalefetinin sessiz kaldıðını, 1988 Halepçe Soykırımı'nın Arap Müslüman âlemi tarafından görmezden gelindiðini hatırlatan Yusiv, "Kürt ulusu tarihten ders aldı. Kürtlerin Mart 2011'de Suriye'de ayaklanmaların başladıðı tarihten beri deðil, Baas rejiminin iktidarda olduðu 42 yıl boyunca direndiler ve bedel ödediler, malesef biz ne Arap halkını ne de diðer dini azınlıkların desteðini görebildik" dedi.
Yusiv, 16 parti ve örgütten oluşan Kürt muhalefetinin bugün bir çatı altında ittifak oluşturduðunu, deðişik görüş ve çözüm farklılıklarına raðmen uyum halinde Rojava'yı koruduklarını belirtti.
Dr. Nael Georges de, konuşmasında mevcut Suriye yasalarındaki Arap Sünni anlayışının yol açtıðı eşitsizliklere vurgu yaptı.
Ýsviçreli bazı milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşları temsicilerinin de katıldıðı konferasın, tartışma bölümünde Türk hükümetinin Kuzey Kurdistan'da yürüttüðü baskı ve katlima politikaları ile Özgür Suriye Ordusu'na verdiði destek tartışıldı. Erdoðan hükümetinin önce kendi Kürt sorununu çözmesi gerektiðini belirten tartışmacılar, Ankara'nın Suriye'ye barış deðil kaos getireceði düşüncesine vurgu yaptı.