Laz kelimesi ‘amaç dışı’ kullanılıyormuş!

Laz kelimesi ‘amaç dışı’ kullanılıyormuş!

Sima Doðu Karadenizliler Hizmet Vakfı, isminin Sima Laz kültür ve Dayanışma Vakfı olarak deðiştirilmesi için yapmış oldu başvurunun Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce ‘isim ve amaç olarak farklı’ gerekçesiyle reddedilmesine karşı temyiz başvurusunda bulundu. Vakıf adına başvuru yapan Gülay Burhan, deðişiklik taleplerinin demokratik zeminde de hukuki zeminde de hakkaniyet ve eşitlik ilkesine denk olduðunu belirterek, mahkemenin kararının buna aykırı olduðunu kaydetti.

Sima Doðu Karadenizliler Hizmet Vakfı, vakıf senedi tescili amacıyla 2 Aralık 2011 tarihinde Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Davanın amacı, Sima Doðu Karadenizliler Hizmet Vakfı adının Sima Laz Kültür ve Dayanışma Vakfı olarak deðiştirilmesini içeriyordu. Mahkeme, davanın 17 Nisan 2012 tarihli kararında vakfın adının deðiştirilmesi talebi ile 4. ve 5. maddelerdeki deðişikliklerin, “yeni düzenlenen vakıf senedinin, gerek metin gerekse de içerik bakımından vakıf kuruluş senedinden tamamen farklı olduðu, vakfın adı, amacı, teşkilatı, yönetim biçim ve organları, işleyişi itibariyle vakıf senedi deðiştirmekten öte ondan baðımsız vakfın amacından apayrı bir amaç taşıyan yeni bir vakıf senedi niteliðinde olduðu, vakıf yönetiminin yapılacak iş vakıf senedine ve yasal hükümlerine aykırı olarak vakıf senedinin (amaç ve teşkilatını) deðiştirmek deðil yeni senette yazılı amaçlar iç in istenirse yeni bir vakıf kurma olmalıdır” diyerek reddetti.

Red kararına karşı vakıf yetkilileri, Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmek üzere yine Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliði’ne temyiz başvurusunda bulundu. Sima Doðu Karadenizliler Hizmet Vakfı adına temyiz başvurusunda bulunan Gülay Burhan, ilk derece mahkemesinin kararının iç hukuka ve uluslararası hukuka aykırılıklar teşkil ettiðini ifade etti.

‘ÝSÝM HUKUKA UYGUN’

Burhan, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının son kısmında belirtilenin aksine isim deðişikliði talebinin hukuka uygun olduðuna dikkat çekti.

Vakfın kurulduðu dönemde ülkede Laz ismi ile bir vakıf açmanın mümkün olmadıðını dile getiren Burhan, “Ülkemizde ki tekçi, monist anlayış Laz ismi ile tüzel kişiliklerin faaliyet göstermesine çok da sıcak bakmıyordu. OGNÝ isimli Laz Kültür Dergisi emektarlarının, derginin sırf Lazca makaleler içermesi nedeni ile Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargılandıðı dönemde vakfımız kurulmuştur. Dönemin devlet siyasetinin Lazcaya ve diðer etnik dillere karşı almış olduðu hukuki ve fiili tavır neticesinde kurucularımız hem Lazca anlam taşıyan hem de Türkçe anlamı olan SÝMA ismini Vakfın adı olarak uygun görmüşlerdir. Sima, Lazca ‘si’ sen, ‘ma’ ben yani ‘sen ve ben’ anlamlarını taşımaktadır. Buradan da anlaşılacaðı üzere hukuki ve cezai yaptırım kaygısı taşıyarak Türkçe anlama da gelecek Sima ismi, vakfımızın ismi olarak tercih edilmiştir. Sima isminin yanına Laz adını eklemek isteðimiz, Laz kültürü faaliyetimizin önemli bir çatısı olan vakfımızı en iyi şekilde ifade etmesinden dolayıdır” diye kaydetti.

‘TÜZÜK DEÐÝŞÝKLÝÐÝ DE HUKUKA UYGUNDUR’

Vakıf senedindeki tüzük deðişikliðinin de hukuka aykırı olmadıðını, tamamen hukuki olduðunu ifade eden Burhan, 4. maddenin eski ve yeni durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Burhan, “Vakıf; Doðu Karadeniz kökenli insanlarımız, kökeni bu bölgelerde olup ekonomik vs. sebeplerle yurdun çeşitli yörelerine daðılmış olan, bu bölgelerde benzer kültürlere sahip yurtdışında kalmış yerleşim birimlerinde iken savaşlar ve savaş sonrası göçler sebebiyle yurdun çeşitli yörelerine yerleştirilen ve bu sayılan özelliklere sahip olup halen yurt dışında bulunan, vatandaşlar arasında; ekonomik ve sosyal dayanışmayı saðlamak, müşterek kültür ile örf ve adetleri yaratmak, eðitim, saðlık, spor ve turizm alanlarında etkin ve öncü olmak, yörenin özgün doða güzelliklerini koruyarak turizmin gelişmesine katkıda bulunmak amaçlarına varmak için kurulmuştur” şeklindeki 4. maddenin isim deðişikliðiyle birlikte yenilenmiş halini de şöyle açıkladı:

“Vakıf; evrensel dünya mirasının bir parçası olan Laz halkının diline, kültürüne ve tarihine ilişkin deðerleri korur, geliştirir ve bu mirasın yok olmasını engelleyici önlemleri alır. Laz halkının dilinden ve kültüründen kopmaması için dayanışma ruhunu güçlendirecek sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda projeler üretir ve bu projeleri hayata geçirecek çalışmalar yapar. Laz dilinin ve kültürünün ulusal ve uluslar arası düzeyde hukuki güvenceye alınmasını saðlayacak insan hakları çalışmalarını organize eder. Başta Doðu Karadeniz olmak üzere ülke ve dünya genelinde doðanın, doðal ve kültürel kaynakların korunmasına katkıda bulunmak ve ekosisteme zarar verici uygulamalara karşı çalışmalar yürütmek, biyolojik çeşitliliði korumak ve doðayı koruma bilincinin yaygınlaşması, doðayla ilgili sorunlara kamuoyunun dikkatinin çekilmesi için çalışmalar yapar.”

AMAÇ LAZCANIN YOK OLMAMASI

Eski amaç ile yeni amaç arasında sadece “Doðu Karadeniz halkı” ile “Laz” terimleri farklılıðı bulunduðuna dikkat çeken Burhan, “Ýlk derece mahkemesince bu farklılıðın büyük bir fark olarak algılanması tarafımızca anlaşılamamaktadır. Zira Doðu Karadeniz bölgesinde hakim olan kültür Laz kültürüdür. Yine deðiştirilmesini istediðimiz 5. maddede de aynı durum geçerlidir. Bu maddede de vakfımız Laz kültürünün yaşatılmasını, Lazcanın yok olmamasını öngördüðü hedefleri benimsemiştir. Eski maddedeki hedefler bölümünden farkı ‘Laz’ ibaresinin kullanılmamasıdır” diye belirtti.

‘KÜRTÇE KONUSUNDAKÝ ADIMLAR ÖRNEKTÝR’

Burhan, kararda belirtilen Yargıtay ilamları ile vakfın isim ve tüzük deðişikliði talebinin birbirinden farklı olduðuna vurgu yaparak, “Mahkeme, vakfımızın isim ve tüzük deðişikliðinin apayrı olduðunu, deðişikliðin başka bir vakıf kurmak gerektirecek kadar farklılıklar taşıdıðını, bu farklılıkların ise Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 2001/9205 Esas, 2001/8537 Karar sayısı ile 2006/7537 Esas, 2006/9372 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiði üzere asli nitelikte olduðunu beyan etmektedir. Ancak ilamlarda konu edilen deðişiklik ile vakfımızın tüzük ve isim deðişikliði birbirinden farklıdır. ‘Doðu Karadeniz’ yerine ‘Laz’ ibaresinin kullanılması dönemin getirdiði hukuki ve siyasi anlayıştan kaynaklıdır. Ancak bugün durum tamamıyla farklıdır. Bugün üniversitelerde Kürt Dili Enstitüsü kurulmaktadır. Kürtçe TV olan Kanal Şeş düzenli yayın yapmaktadır. Kürtçe ve diðer etnik dillerde seçimlik derslerin önü açılmıştır. Yasal düzenlemeler özgürlüklerden yana genişlerken Doðu Karadenizliler olarak koyduðumuz ismi Laz olarak deðiştirmemizin mahkemece kabulü Anayasanın eşitlik ilkesinin zorunlu bir sonucudur” dedi.

‘DEMOKRATÝK HAKKIMIZ HUKUKA AYKIRI BÝÇÝMDE ENGELLENÝYOR’

Mahkemenin yeni vakıf kurma yolunu göstermesinin de Laz kültür çalışmalarının önünü açıcı bir nitelik taşımadıðını belirten Burhan, vakıf kurmanın koşullarının 15-16 yıl öncesinden farklı olduðunu kaydetti. 16 yıl önce vakfı kurarken karşıladıkları maddi koşulların bugün çok daha üzerinde koşullar gerektirdiðinin altını çizen Burhan, “Zaten vakfımız varken yeni bir vakıf kurmak hem gereksiz, hem de çok aðır maddi şartlar gerektirmektedir. Örneðin 50 bin TL gibi nakit meblaðın yeni vakıf kurmak için gerektiði bilinmektedir. Mahkemenin vakfımız açıkça Laz Vakfı iken bu durumu kabul etmeyerek yeni bir vakıf kurma yolunu göstermesi önümüzü hem hukuka hem de hakkaniyete aykırı şekilde tıkaması demektir. Bir yandan davamızı reddederken bir yandan da sanki tarafımıza yol gösteriyor gibi yapılan açıklama fiili anlamda sorunu çözmekten uzaktır. Yeni vakıf kurabilirsiniz demek, vakfımız zaten varken ve yeni vakıf kurmanın koşulları aðırlaştırılmışken, demokratik hakkımızı kullanmamıza aslında imkan vermemektedir” ifadelerinde bulundu.