Geçtiðimiz günlerde ANF'nin "Kürtçe en az bin 500 yaşında" başlıðıyla servis ettiði haber tartışmalara neden oldu. Hint-Avrupa dilleri ailesinin Anadolu ve Mezopotamya'dan çıktıðına ilişkin araştırma yapan uluslararası ekibin Kürtçeye ilişkin tespitlerini deðerlendiren Kürt dilbilimciler, farklı görüşler belirtiyor. Araştırmayı önemli bulan Ýstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Zana Farqînî incelenen 100 Kürtçe kelimenin çoðunun Kurmanci lehçesinden alınmasını ise eleştirdi.
Fransız Sorbonne Üniversitesinde Kurmanci Bölümü Sorumlusu Yrd.Doç.Dr. Ibrahim Seydo Aydogan ister 5 bin yıl veya 50 yıl denilsin Kürtçe'nin tarihine ilişkin yapılan tahminlere şüphe ile bakılması gerektiði belirtirken, Zend dergisi editörü Samî Tan, Kürtçenin diðer Ýran dillerinden ayrılma sürecinin ortak kelimelerin oranıyla hesaplanacaðına dikkat çekti. Dihok Üniveristesi'nin Kürdoloji Bölümü'nden Dr. Kamûran Berwarî ise Kürtçe'nin en az 5 bin yaşında olduðunu iddia etti.
Yaygın şekilde kabul edilen Hint-Avrupa'nın Rus steplerinden yayıldıðı teorisinin aksine uluslararası bir araştırma ekibi geçtiðimiz Aðustos ayında bu dil ailesinin Anadolu ve Mezopotamya'dan yayıldıðını tespit ettiklerini bildirmişti. Yeni Zelandanın Auckland Üniversitesi'nin öncülük ettiði araştırmada Kürtçe'den alınan 100 kelime incelenmiş ve Kürtçe'nin en az 1500 yıl önce diðer dillerden ayrılmaya başladıðı iddia edilmişti.
Ancak ilk kez ANF'nin duyurduðu Kürtçenin kökenine ilişkin araştırma sonuçları, tartışmalara neden oldu. Kürtçenin tanınmış dilbilimcileri Zana Farqînî, Yrd.Doç.Dr. Ibrahim Seydo Aydogan, Dr. Kamûran Berwarî ve Samî Tan tartışmalar ve araştırmanın sonuçlarını ANF'ye deðerlendirdiler.
'SADECE KURMANCÝ DEÐÝL, DÝÐER LEHÇELER DE ÝNCELENMELÝ'
Araştırmada kullanılan kelimelerin Amerikalı uzman M. Swadesh tarafından incelendiðini hatırlatan Ýstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Zana Farqînî, Kürtçe ile diðer dillerin yaşlarına ilişkin sonuçların bilim dünyası için çok önemli olduðunu belirtti. Bunun yeni bir tez olduðunu ve araştırılması gerektiðini söyleyen Farqînî, Kürtçeye ilişkin sonuçları ise şöyle deðerlendirdi:
"Bütün sonuçlar elimizde olmadıðımız için net bir şey söylemeyiz. Ele alınan kelimelerin hepsi Kurmanci lehçesinden alınmış, fakat dil olarak Kürt dili denilmiş. Bu bir eksiklik. Ýkincisi ise aynı anlamdaki kelimeler (sinonim) de yer almalıydı. Örneðin Kürtçe kelimeler listesinde 'Çivîk' (kuş) alınmış fakat 'çûk' yok. 'Kûçik' ve 'seg' (köpek) var, fakat 'kutik' yok. 'Çerm' (deri) var fakat 'post' ve 'kevil' yok. Örnekler böyle çoðaltılabilinir.
Eðer Kürtçe listesindeki kelimeler çok iyi incelenseydi, bu araştırmanın sonuçlarını etkileyebilirdi. Ancak buna raðmen Kürt dili için çok önemli bir sonuçlar çıkmış. Dilbilimcilere göre bin yıl içinde kelimelerin yüzde 19'u deðişiyor, yüzde 81'i de aynı kalıyor. Bu yüzden dilin kökenine ilişkin araştırma ve çalışmalar hassasiyetle yapılmalı."
Kürtlerin bir statüye sahip olması halinde Kürtçe'nin dünya dilbilimcilerinin dikkatini çekeceðini söyleyen Farqînî "O zaman Kürtçe ve Kürt kültürü sayesinde Mezopotamya'daki uygurlıkların köklerine ulaşabilirlerdi. Bana göre Kürt dili ve kültürü bu coðrafyadan silinen medeniyetlere ulaşmak için bir köprüdür" diye konuştu.
'TAHMÝNLER SADECE BÝR HÝPOTEZ'
Fransız Sorbonne Üniversitesinde Kurmanci Bölümü Sorumlusu Yrd.Doç.Dr. Ibrahim Seydo Aydogan ise ister 5 bin yıl veya 50 yıl denilsin Kürtçe'nin tarihine ilişkin yapılan tahminlere şüphe ile bakılması gerektiði görüşünde. Dillerin kökü ve birbirinden ayrılma süreçlerine ilişkin bilgilerin bir hipotezi geçmediðini belirten Aydogan "Ýnsanlar böyle hipotezlerden hoşlanırlar. Bence bu önemli bir konu deðil, çünkü kesin bir sonuca varılamaz" dedi.
Dillerin tarihlerinin ancak onunla yazılmış eserlerle tespit edilebileceðini savunan Yrd.Doç.Dr. Ibrahim Seydo Aydogan'ın yorumu devamla şöyle: "Kürtçenin diðer dillerden ne zaman ayrıldıðını bilemeyiz. Çünkü bu 'ilk dil' hangisi konusunu da beraberinde getirecek. Bütün dillerin bir dil grubundan geldiði ve hepsinin birbirinden ayrıldıðı fikrine ise katılmıyorum. Sadece aynı topraklarda konuşulan diller birbirini etkilemiş olabilir."
Sürekli devleti olmayan halkların konuştuðu dillerin tarihini tespit etmenin zor olduðunu düşünen Aydogan "Örneðin 9. yüzyılda ortaya çıkan Fransızca bin yıl içinde çok deðişmiş ve 600'den fazla dil ile lehçeden etkilenmiş. Ancak Fransız devriminden sonra Fransızlar arasında konuşulmaya başlanmış. Aynı şekilde 700 yıl öncesine kadar Ýngilizce sadece Ýngiliz beylerinin saraylarında konuşuluyordu. Bugünkü Türkçe de 80 yıl önce oluştu. Ancak dillerdeki deðişimleri görebiliriz, onu da yazılı eserlerle tespit edebiliriz."
"FEQÝYÊ TEYRAN'I OKUYORUZ, EHMEDÊ XANÎ'YÝ ANLAMAK ZOR"
Hint-Avrupa dilleri ailesinin Anadolu ve Mezopotamya'dan çıktıðına dair teorinin doðru olması halinde dünya tarihin yeniden yazılması gerektiðini savunan Aydogan "Çünkü kavimler göçü Mezopotamya'dan başlamadı. Aynı şekilde Kürtlerin de Van gölünün kuzeyinde Mezopotamya'ya indikleri söyleniyor, o zaman Kürt tarihi de yeniden yazılmalı" dedi. 100 kelimeyle tarihin yeniden yazılmayacaðını belirten Aydogan'ın bu konudaki görüşleri devamla şöyle:
"Kürtler aşiretler halinde yaşadıkları ve Kürtçe'nin okullarda okutulmamasından dolayı Kürt dili hep aynı kaldı. Bu yüzden Feqiyê Teyran'ı bugün de okuduðumuzda anlıyoruz. Ancak Ýslam ile Arapça ve klasik Fars şiirinin etkisinden dolayı Ehmedê Xanî'yi anlamak ise zor. Yani dillerin tarihi eserlerinde gizli ve emin bilgiler veriyor. Evet, Kürtçe kendisini koruyabilmiş, fakat bu diðer dillerden daha önemlidir anlamına gelmez."
DR. BERWARÎ'DEN 'KÜRTÇE 6 BÝN YAŞINDA' ÝDDÝASI
Tartışmalara ilişkin görüşlerini açıklayan Dihok Üniversitesi'nin Kürdoloji Bölümü'nden Dr. Kamûran Berwarî ise yeni bir iddiada bulundu. Hint-Avrupa dillerinin Kürdistan'dan çıktıðını ve Nuh tufanından dolayı diðer halkların bu bölgeden çıkarken, Kürtlerin burada yaşamaya devam ettiðini savunan Dr. Berwarî'nin teorisi şöyle:
"Kürtler, asla Kürdistan'dan çıkmamış. Araplar, Türkler ile Farslar gelip bu topraklara yerleşmiş ve Kürtçenin Hint-Avrupa dilleriyle baðlantısını koparmıştır. Bu yüzden Kürtçenin Hint-Avrupa dilleriyle baðlantısı bir anneni çocuðuyla ilişkisi gibidir. Bütün Hint-Avrupa dillerinde Kürtçe kelimeleri görmek mümkün. Çünkü bu dil grubunun çıkış yeri Kürtlerin yaşadıðı topraklardır.
Unutmayalım Kürtler, 50-60 bin yıldır topraklarda yaşıyor, tarih içinde bir sürü devlet ve imparatorluklar kurmuşlardır. Diðer diller deðişmiş olabilir ama Kürtlerin dili hep aynı kalmıştır, diðerlerinden etkilenmemiştir. 5 bin yıl öncesinde ise Kürtçe bir dil olarak ortaya çıkmıştır. Çünkü dünya tarihinin ilk yazılı eseri Gılgamış destanı Kürtçe yazılmıştır, Sümerlerin döneminde de Kürtçe hep vardı."
'FARSÇA ÝLE BENZER KELÝMELERÝN ORANINA BAKMALIYIZ'
Ancak Zend dergisi editörü Samî Tan'a göre ise Kürt dilinin tarihini doðrulayacak hiç bir belge yok. Kürt dilinin genelde Med'lerle baðlantısının kurulduðunu hatırlatan Tan "Med diline ilişkin ise hiç bir belge, yazılı eser yok, sadece birkaç kelimeden söz ediliyor" dedi. Kürtçenin diðer Ýran dillerinden ayrılma sürecinin ortak kelimelerin oranıyla hesaplanacaðını belirten dilbilimci Samî Tan'ın görüşleri ise şöyle:
"Kürtçe ve Farsçayı karşılaştırdıðımızda kelimelerin yüzde 60'nın aynı olduðunu, sadece bir kelimenin deðiştiðini görüyoruz. Dillerin tarihiyle uðraşan uzmanlar, bin yıl içinde bir dilde kelimelerin yüzde 20'sinin deðiştiðini söylüyor. Buna göre o zaman Kürtçe ve Farsça 2 bin yıl önce birbirinden ayrılmış. Özellikle Zazakî ve Hewramî lehçelerinde çok sayıda dil yapısı Farsça ile benzer. Bu yüzden Kürtçe üzerinde yapılacak çalışmalar, Hint-Avrupa dillerinin bilinmeyen yönlerini aydınlıða çıkartabilir."