Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Wan'da üniversite öğrencilerinin düzenlediği buluşmaya katılarak bir konuşma yaptı.
Önder Apo’nun Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı toplumun tüm kesimleriyle konuştuklarını ve buna devam edeceklerini söyleyen Tülay Hatimoğulları, 3 milyon haneyi hedefleyen ev ziyaretleri gerçekleştireceklerini belirtti. “Gençler bu sürecin en önemli gücüdür” diyen Tülay Hatimoğulları, gençlerin, verdikleri mücadelede büyük bedel ödediğini hatırlattı.
Dünyada büyük krizlerin yaşandığını söyleyen Tülay Hatimoğulları, “Sayın Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu bu açıklamanın küresel ölçekteki siyasal gelişmelerin bir yansıması olduğunu, bunun okuması olduğunu ve biz dünyadaki bu gelişmeleri en iyi şekilde idrak ederek aslında bu çağrının ne anlama geldiğini daha fazla bilince çıkarabiliriz. Bu çağrının hem Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü için, hem dört parça Kürdistan için, hem yanı başımızdaki Suriye ve Rojava için oldukça büyük bir önemi var. Ama biz şunu bilmeliyiz ki Irak, İran, Suriye ve Türkiye’deki gelişmelerin ve hatta daha geniş ölçekte bahsedersek Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki gelişmelerin tüm bunlarla bağı sıkı sıkıyadır. Yine aynı şekilde Hindistan Pakistan ve Çin, Tayland arasındaki gerilim Rusya Ukrayna arasında devam eden savaş bütün bunlar yine küresel ölçekte yaşanan krizlerin sonucudur” dedi.
Küresel sermaye, kapitalist sistemin çok derin bir buhran içine girdiğini söyleyen Tülay Hatimoğulları, savaşların farklı boyutlarla sürdüğünü ve tek kutuplu bir dünyadan çok kutuplu bir dünyaya geçiş yaşandığını güncel gelişmelerle anlattı.
‘ÖCALAN’IN EN BÜYÜK HAYALİ ENTERNASYONALİST SİYASİ BİR YAPILANMA’
Önder Apo ile yaptıkları görüşmeye değinen Tülay Hatimoğulları, şunları aktardı: “Sayın Öcalan ile heyet olarak yaptığımız görüşmede, artık ulus devlet yapılanma biçiminin kendi zamanını ve miadını tamamladığını ve böylesi tarihsel kırılma anlarının yaşandığı bir dönemde bahsini ettiğimiz bütün bu krizli anlarda ulus devlet anlayışının yıkılmaya mahkum olduğunu ama bunu yıkabilmek için de alternatifini yaratmak gerektiğini söyledi. Alternatif nedir? Demokratik toplumdur, demokratik toplum için örgütlenmektir. Bunun yanı sıra bu enternasyonalist mücadele kapsamında da Sayın Öcalan’ın söylediği çok temel bir şeydi. Eğer bu silahsızlanma dönemi somut bir biçimde ilerler ve bu konuda bir yol alınırsa kendisinin en büyük hayalinin bir enternasyonalist siyasi oluşum; bu bir siyasi parti olabilir bir enternasyonel tarzı örgütlenme olabilir ama enternasyonalist bir siyasi yapılanmanın oluşmasıyla ilgili de kendisi bizimle uzun uzadıya fikirlerini paylaştı. Bizim de bu konuda görüşlerimizi de aldı.”
‘GÜÇLÜ BİR İDEOLOJİK DONANIM GEREKİYOR’
Önder Apo’nun “Yalnız birey yoktur, toplumu yıkılmış birey olabilir ama en azından bu birey de yıkılmış bir toplumun anılarıyla birliktedir” sözlerini hatırlatan Tülay Hatimoğulları, “Bütün mücadele tarihlerine dönüp baktığımız zaman gerek Türkiye gerek dünya ölçeğindeki mücadele tarihlerine, devrimci mücadele tarihlerine dönüp baktığımızda karşımıza hepsinin motor gücü olarak gençler çıkmıştır. Bu açıdan gençlik örgütlenmesinin demokratik toplumun örgütlenmesinde sisteme karşı verilecek güçlü örgütlenme mücadelesinde elbette çok önemli bir yere sahiptir. O nedenle gençlik ne zaman örgütlenmeye kalksa ne zaman varlık göstermeye kalksa ne yazık ki sistemin en ceberrut çehresiyle karşılaşır. Buna karşı çok güçlü bir mücadeleyi yürütmenin yolu da ciddi anlamda eğitim, ideolojik donanım. Bunlara biz sahip olduktan sonra sistemin tüm bu saldırıları gelir ve sert bir kayaya çarpmışçasına geri gider. O bakımdan gençliğin bir demokratik toplum örgütlenmesinin önünü açabilmesi ve buna öncülük edebilmesinin temel yolu örgütlülük, eğitim çalışmaları, bilinç yükseltme faaliyetleri ve ideolojik donamımızı güçlü bir biçimde içselleştirerek hissederek hayata geçirmektir” diye konuştu.
‘DEMOKRATİK TOPLUMU ÖRGÜTLEYECEK GENÇLERDİR’
Önder Apo’nun gençlikten beklentilerinin çok büyük olduğunu söyleyen Tülay Hatimoğulları, “Bugün demokratik toplumu yürütecek ve örgütleyecek olan gençlerdir. Bir kere kültürün devamı için, anadilin devamını sağlamak için, kendi kültürümüzü yaşatabilmek için bu konuda gençlikte bir kesinti oldu mu, bilelim ki sonraki kuşaklara bir şey kalmaz. Şu an Türkiye’de içinde bulunduğumuz bütün mücadele alanlarında motor gücü olarak sizlerin olmasının böyle sağladığı çok önemli bir katkı var. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın anlamı itibarıyla faşizme karşı birleşik, demokratik, gençlik mücadelesini yürütmek bugün hem Kürt halkı için hem bütün halklar için hayati öneme sahiptir. Çünkü gençlik dinamiktir, gençliğin örgütlendiği yerlerden sonuç alınıyor, gençliğin eylem ve bilinç hattından sonuç alınıyor. O bakımdan Sayın Abdullah Öcalan’ın bu çağrıda ifade ettiği herkesin kendi öz örgütlenmesini sağlaması, kendi öz örgütlenmesiyle toplumu dönüştürmek ve demokratikleştirmek. Bu anlamıyla genç arkadaşlarımıza elbette çok büyük görev ve sorumluluk düşüyor. Bunu pratik eylemin yanı sıra aynı zamanda kendi ideolojik hattını ve bilincini kurmak, kendi teorisini geliştirmek, bilincini geliştirmek ve bu bilinçle birlikte aynı zamanda pratik hattı örgütlemek gibi hepimizin bir görev ve sorumluluğu var” diye bitirdi.
Tülay Hatimoğulları’nın konuşmasının ardından buluşma basına kapalı olarak devam etti.