Keskin: Herkesin bir gün avukata ihtiyacı olacak

İHD Eşbaşkanı Avukat Eren Keskin, avukatları meslekten men ile tehdit etmenin yaratılmak istenilen hukuksuz sistemin sonucu olduğunu vurgulayarak, “Unutulmamalıdır ki bir gün herkesin bir avukata ihtiyacı olacak” uyarısında bulundu.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2020-2021 adli yıl açılışı töreninde yaptığı konuşmada avukatlara gözdağı vermesi üzerine, Avukatlar Yasası’nda yapılacak değişiklikle profili iktidara uymayan müvekkilleri savunan avukatları meslekten menetme sinyalleri verilmeye başladı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Avukat Eren Keskin konuyu ANF’ye değerlendirdi.

‘HUKUKUN BU DENLİ İTİBARSIZLAŞTIRILDIĞI BAŞKA BİR SÜREÇ YAŞANMADI’

Siyasi davalara giren muhalif avukatlar olarak her dönem bu tür tehditlere, saldırılara maruz kalıp cezaevine atıldıklarını belirten Keskin, ancak hukukun bu denli itibarsızlaştırıldığı, ortadan kaldırıldığı ve özellikle savunma makamının yargının bu kadar dışına itildiği başka bir süreç yaşamadıklarını vurguladı.

“Biz şu anda avukatlar olarak hakimlerin ve savcıların odalarına dahi giremiyoruz. Dosyalara gizlilik kararları konuluyor” diyen Keskin, hukukun tamamen işlevsizleştirilmesi için avukatların devreden çıkartılmak istendiğine işaret etti.

‘AVUKATLARI BİAT ETTİRMEYE ÇALIŞIYORLAR’

İktidarın çeşitli baskı yöntemleriyle avukatları biat ettirmeye çalıştığını belirten Keskin, “Biat etmeyen avukatlar var. Bu da iktidarı rahatsız ediyor” dedi. Türkiye Cumhuriyeti devletinin şu anda kendi iç hukukunu dahi uygulamadığına işaret eden Keskin, uluslararası sözleşmelerin ise hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, bu hususları dile getiren muhalif hukukçuların da hedefte olduğunu kaydetti. Avukatları meslekten menetmekle tehdit etmeyi korkunç bir olay olarak nitelendiren Keskin, “Bir gün herkesin bir avukata ihtiyacı olur; bunu hiç kimsenin, yönetenler de dahil unutmaması gerekiyor. Avukatları böyle tehdit etmek yaratılmak istenilen hukuksuz sistemin sonucudur ve hiçbir anlamı yoktur” diye konuştu.

‘MESLEKTEN MEN TEHDİDİ GÖZDAĞI AMAÇLI’

Avukatları meslekten menetme amacıyla Avukatlık Yasası’nda yapılması öngörülen değişikliği de değerlendiren Keskin, 30 yıldır insan hakları mücadelesi içinde olduğunu ve hiçbir zaman bu kadar öngörülemez bir süreç yaşanmadığını ifade ederek, “Böyle bir kararname çıkartılabilir de. Çünkü insanlar çıkartılan Kanun Hükmündeki Kararnameler ile bir gecede işlerinden oldular, bir gecede aç ve işsiz kaldılar. Olursa şaşırmam. Ama Avukatlık Yasası’nın disiplin suçları ile ilgili bir bölümü zaten var. Yasada eksik bir şey yok, fazlası var. O nedenle yeni bir değişikliğe gerek yok. Bence bu, gözdağı vermek için yapılmış bir açıklama” dedi.

‘AVUKAT-MÜVEKKİL İLİŞKİSİ KRİMİNALİZE EDİLEMEZ’

Avukatların müvekkilleriyle ilgili her türlü araştırmayı ve açıklamayı yapmasının en doğal hak olduğunun altını çizen Keskin, bunun sadece avukat-müvekkil ilişkisi olduğunu ve gizli kalması gerektiğini hatırlattı. Keskin, avukat-müvekkil ilişkisini kriminalize etmenin bu temel kuralı da ortadan kaldırmaya dönük olduğuna işaret etti.

Avukatlara gözdağı vermenin başka bir boyutunun çoklu baro girişimiyle de bağlantılı olduğunu belirten Keskin, iktidar yandaşlarının kuracağı yeni baroların her şeyi tekellerine almasının hedeflendiğine dikkat çekti.

‘ÜYESİ TİMTİK’E SAHİP ÇIKAMAYAN İSTANBUL BAROSU’NU KINIYORUM’

Keskin, adil yargılanma talebiyle yaptığı ölüm orucunun 238. gününde yaşamını yitiren Avukat Ebru Timtik anısına yapılan törende İstanbul Barosu’na resminin asılmasının avukatlara yönelik tehdidin bir gerekçesi olarak gösterilmesinin kabul edilemeyeceğini vurguladı. İstanbul Barosu üyesi bir avukat olan Timtik’in hakkında verilmiş kesin bir karar olmadığını hatırlatan Keskin, şunları kaydetti: “Ebru Timtik kendilerine yönelik hukuksuzluğu protesto etmek amacıyla ölüm orucu yapmış ve yaşamını yitirmiş bir avukat. Bu anlamda hukuksuzluğa tepki olarak onun resminin üye olduğu İstanbul Barosu’na asılmasında hiçbir yanlışlık görmüyorum. Kaldı ki bu konuda İstanbul Barosu’nu da kınıyorum; İstanbul Barosu bu konuda dik durmadı. Ölmüş bir üyesine sahip çıkamadı. Bu konularda cesur davranmak gerekiyor. Siz eğer cesaretinizi kaybederseniz tüm demokratikleşme çabaları da biter.”

‘KORKUYA YER YOK MÜCADELEYE DEVAM’

Siyasi davalara giren tüm avukatların baskı altında tutulduğunu vurgulayan Keskin, muhalefetin önemli bir unsurunu teşkil eden bu mücadelenin ortadan kaldırılmak istendiğini kaydetti. Muhalif avukatların iktidar tarafından bir tehlike olarak görüldüğünü dile getiren Keskin, “Çünkü biz hukuku biliyoruz. İç hukuku, uluslararası hukuku biliyoruz ve içinde bulunduğumuz hukuksuzluğu da biliyoruz; bildiğimiz için de tehdit olarak görülüyoruz. Bu tehditler karşısında korkmamak gerekiyor; meşru bir şeyi savunuyorsanız cesaretle sonuna kadar gitmelisiniz. Zaten onlar korkup terk etmenizi istiyorlar. Korkuya yer yok, mücadeleye devam” dedi.