KESK: Bu halk, direnişini sürdürmekte kararlı

KESK: Bu halk, direnişini sürdürmekte kararlı

KESK Yürütme Kurulu, Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan saldırılara ilişkin yaptığı açıklamada, “Halkın mücadelesi önünde hiçbir güç ayakta kalamaz” dedi. Bu sabah saatlerinde Taksim’de yaşanan provokasyonla Taksim Gzi Parkı direnişi ile eşitlik, özgrülük, demokrasi mücadelesinde kenetlenen milyonları bölmenin bir provası yapıldığını belirtti.

Türkiye’de 11 yıldır hüküm süren AKP’nin zulmüne karşı birleşenlerin, tüm farklılıklarına rağmen, bir arada, Türkiye’nin dört bir yanına dalga dalga yayılan direnişi biber gazyıl, polis şiddetiyle, idari tehditlerle sindiremeyeceğini anlayan AKP iktidarının yeni tezhaglar kurma peşinde olduğunu belirtti.

Bir yandan Gezi Parkı’nın yağmalanmasına kaşı başlayan eylemlerin, diğer bir yandan ise bu eylemlerin yıkım ve talanla, baskı ve şiddetle bezenmiş AKP’nin tek adam diktasına doğru yönelen yeni rejimine karşı dönüştüğü halk direnişinin Türkiye’nin her yerinde kararlılıkla sürdürüldüğü belirtildi.

AKP iktitarının yıllardır uyguladığı baskı ve sömürü dayatmalarına karşı halkın biriktirdiği öfke, isyan ve mahallerde, kentlerin meydanlarında demokratik hak ve talepler çerçevesinde giderek, büyümeye ve devam eden bir direnişe dönüştüğü de kaydedilen açıklamada şunlar belirtildi: “Gezi Parkı’na sahip çıkmak isteyenlere, sokaklarda demokratik haklarını kullanarak tamamen barışçıl eylemler gerçekleştirenlere karşı uygulanan devlet terörü ise yıllardır haksızlık ve hukuksuzlukla kuşatılanlar için bardağı taşıran son damla olmuştur. Halkımızın kendi söz ve eylemine karşı gösterilen tahammülsüzlüğün boyutları, şu ana kadar 3 yurttaşımızın katledildiği, 48’i ağır olmak üzere 5 bine yakın yurttaşımız yaralandığı polis şiddeti ile kendini göstermektedir.

Sokaklarda kontrolsüzce halkın üzerine panzerlerle, zehirli gazlarla saldırılmasının; binlerce polisi ve savaş uçaklarına varan araçlarıyla kentlerde bir sıkıyönetim havası yaratmaya çalışılmasının tek bir neden vardır: Korku!

Korkuyorlar, çünkü halkın mücadelesi önünde hiçbir gücün kalamayacağını biliyorlar. Çünkü emeğe, yaşam hakkına, ifade özgürlüğüne, doğaya, sanata, kadına karşı yürütülen gerici ve piyasacı saldırılar karşısında halkın başka bir gelecek mücadelesi, eşitlik, özgürlük ve demokratik bir Türkiye ufkuyla büyümektedir.  Ve bu ufukta zalimlere, kendi halkına zulmedenlere, baskı ve şiddetle sömürenlere yer yoktur.

Tüm ülkenin başbakanı olduğunu iddia eden Erdoğan’ın ise sarf ettiği her kelimede kin, nefret saçmaya devam etmesi ibret vericidir. Otobüslerle, 4 saat uzatılan metro seferleriyle havaalanına taşınan bindirilmiş kıtaların “yol ver geçelim, Taksim’i ezelim” “azınlık şaşırma sabrımızı taşırma’ gibi toplumun farklı kesimlerini karşı karşıya getirmeyi hedefleyen sloganlarını sonsuz hoşgörüyle karşılayan Erdoğan, ‘ileri demokrasi’ demagojisinin iflas bayrağını çekmiştir.”

Giderek sertleşen üslubu ile toplumu geren, kin ve düşmanlık duyguları üzerinden karşı karşıya getirmeye çalışan Erdoğan’ın provokasyonlarına derhal son vermesi gerektiği de açıklamada belirtildi. Erdoğan’ın halkla inatlaşmaktan vaz geçmesi, halkı tehdit ettiği, aşağıladığı ifadeleri için de özür dilemesi gerektiğini belirten KESK Yürütme Kurulu, “Fakat Başbakanın iflah olmaz diktatör tutumuna artık son vermesi, halkın meşru ve demokratik taleplerini yerine getirmesi bir yana, binlerce çevik polisi ve onlarca TOMA’larıyla halka saldırması görüyoruz ki devam etmektedir. Sabah saatlerinde Taksim’e yapılan operasyon ve ardından Başbakan’ın halka yönelik “haddini bildiririz” ifadelerinin yer aldığı konuşması, aynı diktatör tutumun devam ettiğini göstermektedir.

Ve yine aynı konuşmada Başbakanın ‘devletin karşısında boyun eğmelidir’ dediği halka yönelik aşağılama ve karalama çabaları da sürmektedir. 

Kendisini uyarıyoruz; boynunu eğmesi gereken halk değil, bu halkın taleplerini uygulamakla görevli olan devletin kendisidir” dedi.

Bu halkın, direnişini, talepleri karşılanana kadar sürdürmekte kararlı olduğunu da vurgulayan KESK, taleplerin bir an önce karşılanması için diyalogların derhal başlaması gerektiğini de kaydetti.

Bu diyalogların, hükümetin bugün öne sürdüğü gibi, yukarıdan oluşturulmuş bir heyetle sürdürülmesinin mümkün olmadığına da dikkat çeken KESK şöyle devam etti: “Halkı temsil etmekten uzak, direnişin içinde yer almamış sadece iktidara yakınlığı ile bilinen isimlerle kurulan diyalog meşru değildir, çözüme dönük bir niyet taşımamaktadır. 

Hükümeti samimi olmaya ve gerçek bir adım atmaya çağırıyoruz!;
Halkın üzerine şiddet saçan polislerinizi, TOMA’larınızı artık geri çekin!
Halkın onurlu mücadelesini küçümseyen ve aşağılayıcı nitelikte olan ifadelerinizi için halktan özür dileyin!

Demokratik taleplerimizin karşılanması için diyalog çağrımıza kulak verin ve Gezi Parkı’na sahip çıkılmasında başından beri insiyatif alan, örgütlerimizin de yer aldığı Taksim Dayanışması ile görüşmeleri bir an önce başlatın!”