GÖRÜNTÜLÜ

'Kanunsuzluğa karşı adalet mücadelesi'

KCK Adalet Divanı Üyesi Rêvan Kobanê ile Mizgin Ok, “Her şeyi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek istemektedir. Tahtı için herkesi katliamdan geçirmekte” dedi.

KCK Adalet Divanı Üyesi Rêvan Kobanê ile Mizgin Ok, “Her şeyi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek istemektedir. Tahtı için herkesi katliamdan geçirmekte” dedi.

Kürt halkının iradesini ortaya koyma zamanın geldiğini söyleyen KCK Adalet Divanı Üyesi Rêvan Kobanê “Özgürlüğün önünde en büyük engel olan kendisini tüm halkaların varlığı üzerinde egemen kılan ve böylece ömrünü uzatmak isteyen bir devlet ile karşı karşıyayız” diye konuştu.

“Özellikle de 7 Haziran’dan 1 Kasım’a kadarki sürede halkımız kendi varlığını her alanda koruyabilmesi için kendi öz yönetimlerini güçlendirmelidir. Bu direniş karşısında devlet sokak ortasında yediden yetmişe kadar her insanımızı katlederek büyük bir korku yaymaya çalışmaktadır. Ancak halkımız bunu iyi bilmelidir ki bir adalet savaşı yürütmektedir. Kendi öz savunmalarını yürütmeleri, kendi örgütlenmelerini yapmaları öz haklarıdır. Halkımız kesinlikle bir kaygı gütmeden direnişini yükseltmelidir. Varlığımıza karşı geliştirilen her saldırıya karşılık kendi haklarımızı daha çok savunacağız elbette mücadelemiz sadece bir kürtlük mücadelesi değildir, Kürdistan’daki tüm değerler temelinde yürütülmektedir. Özellikle de bu direnişimiz kadınlar öncülüğünde varlık göstermektedir. Meydanlarda öncülük yapanlar kadınlardır. En çok kendisini ifade edebilen ve bunu dile getirebilen kadınlardır. Örneğin Ankara’da gerçekleşen katliamın açığa çıkmasını en çok isteyen kadınlardır” diyen Kobanê, çok kadının katledildiğini belirtti. Türk devletinin ne kadınların ne Kürt halkının ne de ezilen halkların özgürlüğüne ve buna karşı geliştirilen direnişe tahammülü kalmadığını sözlerine ekleyen Kobanê, en çok adaletten, hukuktan bahseden AKP hükümetinin olduğunu, ancak en büyük kanunsuzluğu adaleti kendilerini yaptıklarını söyledi.

Rêvan Kobanê şunları kaydetti: “Her şeyi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek istemektedir. Tahtı için herkesi katliamdan geçirmekte. Oysa direnenlerin gözleri onun tahtında değildir, onlar taht istemiyor. Kimsenin saray hayranlığı yoktur. Halklar sadece kendi kültürel siyasal ekonomik toplumsal haklarını istemektedir. Fakat tüm halkların haklarını esas alan hukuk merkezleri söz konusu Kürtler olunca seslerini çıkarmamaktadırlar. Bu merkezlerin hepsi Türk devletinin ortağıdır. Hem öldürüyorlar hem de cenazeyi kaldırıyorlar. Var olan kanunların hepsi devlet merkezlidir halklar merkezli değildir. Bunun için de halkımız iyi bilmelidir ki gerçekleştirilen saldırıların hiçbir kanuni yönü yoktur. Kanunları tahtın güvenliğin sağlamak için günü birlik çıkarılıp değiştirilmektedir. Yalan söyleyip yalanlarına inan bir konuma gelmiştir Türk devleti. Katliam gerçekleştirmekte ancak yapanları açığa çıkaracağız, soruşturacağız demekte. Örneğin Pirsus’ta katliam yapıldı ve sadece faili katliamı gerçekleştiren kişi oldu. Ancak bunu örgütleyen arkasındaki güce hiç dokunulmamakta. Bugün Ankara katliamını polislerin bilgisi ve yönlendirmesi temelinde yapıldığı gazetelerde açığa çıkmaktadır. Ancak bunu yargılayacak açığa çıkaracak bir hukuk yoktur.”

Kürt halkının hiçbir meşruluğa dayanmayan Türk devletinden hiçbir şey beklemeden kendi sorunlarına karşılık kendi çözümlerini gerçekleştirmesi gerektiğini de vurgulayan Rêvan Kobanê “Halkımız tüm sorunlarını kendisi çözüme kavuşturmalıdır. Hiçbir şekilde devletle bir alışveriş içinde olmamalı. Öz yönetimler temelinde tüm toplumsal sorunlarını adalet komisyonlarını oluşturarak beli zaman dilimleri içerisinde çözüme kavuşturun. Kendi muhatapları olmalıdır. Toplum içerisinde yaşanan soruna toplum muhatap olmalıdır. Bu temelde 1 Kasım’da yaklaşmaktadır. Halktan biri geçenlerde televizyonda konuşurken şunu dedi katliamda yaşamını yitiren yüz iki arkadaşımız için yüz iki milletvekili çıkaracağız. En doğru tavır budur. Tavrını çok güçlü bir direnişle sandıklar başında ortaya koymalıdır. Komplolara karşı uyanık olmalıdır. Tekrardan halkımızın bir seçimde büyük bir direniş ile başarıyı yakalayacağına inanıyor ve başarılar diliyorum” dedi.

‘SAVAŞTIĞIMIZ DEVLET ADALET TANIMAYAN BİR DEVLETTİR’

KCK Adalet Divani Üyesi Mizgin Ok da “Sadece Kürt halkı değil tüm halkların, inançların ifadesini 7 Haziranda HDP’de bulmasını ve seçmesini hazım edemeyen AKP hükümeti çözümü savaşta katliamda ve tutuklamalarda gördü” diyerek Ankara katliamında yaşamını yitirenleri anarak katliamın AKP’nin gerçekleştirdiğini belirtti.

“Katliamı gerçekleştiren AKP hükümetinin kendisidir. AKP hükümeti katliamda DAİŞ’in ve PKK’nin eli var demektedir. O zaman ben de şunu söylemek istiyorum mademki ikisi birlikte bu katliamı hazırlayıp gerçekleştirdiler o zaman neden DAİŞ Kürt halkına karşı bu kadar vahşi bir savaş yürütmektedir. Dünya alem bilmektedir ki bu katliam AKP’nin eliyle gerçekleşmiştir. Neden daha patlamanın gerçekleştiği ilk saatlerde Davutoğlu kalkıp daha araştırmalar bile bitmemişken patlama biçiminin canlı bomba olduğunu açıkladı. Demek ki önceden sen planlamıştın biliyordun ve de isimleri de elinde idi. Yine birçok canlı bombanın kimliğinin ellerinde olduğu ancak eyleme geçmeden tutuklamaların yapılamayacağı gibi değerlendirmelerin yapılması da çok yersizdir” diyen Ok, hala ortalık tüm bu saldırıların nedenin AKP hükümetinin seçimlerde istediği sonucu alamadığı ve iktidarının tehlikeye girdiğini vurguladı.

Kürt halkının tüm bu saldırılar karşısında direneceğini belirten Ok şöyle devam etti: “AKP hükümeti şunu iyi bilmelidir ki Kürt halkı korkuyla iradesi ele geçirilecek bir halk değildir. Tarihte çok sayıda bu tür yönelimler, oyunlar, katliamlar Kürt halkına karşı geliştirildi ancak hiçbir zaman tam başarıya ulaşmamıştır. Hepimiz iyi biliyoruz ki ne PKK ne de barıştan, demokrasiden yana olan halklar bitmez. Halklara karşı yürütülen savaş ne kadar savaş yürütülürse yürütsün daha çok direnecektir ve daha çok iradesini seçimlerde ortaya koyacaktır.”

1 Kasım seçimlerinde AKP’nin büyük bir yenilgi yaşayacağını ifade eden Ok “AKP nasıl ki 7 Haziran’da yenildiyse başarılı olamadıysa 1 Kasım’da yüz defa yenilgiye uğrayacaktır. Halkımız tüm bu saldırılar karşısında ne kadar kendisini korursa savunmasını güçlendirirse yalnız hendeklerle, yürüyüşlerle değil her türlü yol ve yöntemle gerçekleştirebilmelidir. Çünkü savaştığımız devlet, hükümet adalet, hukuk tanımayan bir sisteme sahiptir. Bir kez daha tüm halklar için başarı diliyorum varlıkları daima kendisini sürdürecektir” dedi.