Kanar: KCK davalarında BDP faaliyetleri yargılanıyor

Kanar: KCK davalarında BDP faaliyetleri yargılanıyor

"KCK" Ýstanbul ana davasının son oturumunda savunma yapan Avukat Ercan Kanar, hazırlanan "KCK" iddianamelerinin "kes yapıştır" yöntemiyle yapıldıðı için benzer olduðuna dikkat çekerek, "KCK operasyonlarında BDP'nin faaliyetleri yargılanıyor" dedi.

Geçtiðimiz yıl düzenlenen "KCK" operasyonlarıyla 122'si tutuklu 205 Kürt siyasetçinin yargılandıðı ve Silivri Cezaevi Kampusu'ndaki Ýstanbul 15. Aðır Ceza Mahkemesi'nde görülen "KCK" Ýstanbul ana davasının üçüncü duruşmasının son oturumu başladı. Duruşmaya tutuklu yargılanan 115 kişi ile tutuksuz yargılan sanıklar katılırken, tutuklu yargılanan 7 kişi ise farklı nedenlerden ötürü katılmadı. Kötü hava koşullarına raðmen duruşma salonu dolarken, duruşmayı BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve KESK Genel Başkanı Lami Özgen de izliyor.

Saat 10.30 gibi duruşmanın başlamasından ötürü avukatların savunmalarına kısa zaman kaldıðını belirten avukatların duruşmanın saat 15.00 yerine 16.00 gibi bitirilme talebini mahkeme başkanı Ali Alçık, kabul etmedi. Duruşmada ilk konuşan avukatlardan Ercan Kanar, savunmaya verilen kısa süreyi eleştirerek, "Savunmaya 7, 8 saat veriliyor. Avukatların bir saatlik uzatmasını dahi kabul etmiyorsunuz. Bu doðru deðil" diyerek, tepkisini dile getirdi.

122 kişinin 14 aylık tutukluluk sürelerinin dolduðunu dile getiren Kanar, "Türkiye'de tutukluluk siyasi rehinelik haline geldi. Dosyada oysa somut delil yok" dedi. Türkiye yargısına "Yüksek standarta yargıya" ihtiyaç olduðunu belirten Kanar, "Yüksek standartlı yargı adil yargılamanın yapılmasının farklı bir yöntemi. Bizim de bu yargıya ekmek su gibi ihtiyacımız var" dedi. Yürütmenin siyasi şemsiyenin gölgesinden çıkması için yüksek standartlı yargıya ihtiyaç olduðunu söyleyen Kanar, yargıya toplumun güvenin ancak bu şekilde saðlanabileceðini belirtti.

HUKUK ÇÝÐNENÝYOR

Yüksek standartlı yargılamanın olmaması durumunda dün askeri vesayetin altında olan yargının bu gün siyasi vesayetin altında olacaðını ifade eden Kanar, şunları söyledi: "Bir davanın gerçekten kriminal bir delille mi yoksa siyasi vesayetin düðmeye bastıðını anlamak için adil yargılamayı yapacak yargıçlara ihtiyaç var. Geçtiðimiz günler Başbakan Erdoðan, kuvvetler ayrılıðını eleştiriyor. Neden çünkü yargıyı bir bütün olarak ele geçirmek ve baskı uygulamak istiyor." Yapılan bütün araştırmalarda en çok tutuklunun bulunduðu ülkeler arasında Türkiye'nin ilk üç ülke arasında olduðuna dikkat çeken Kanar, halkın bunu hak etmediðini söyledi. 2008 yılında hazırlanan ilk "KCK" iddianamesiyle bu günkü davanın iddianame arasında bir farkın olmadıðını sözlerine ekleyen Kanar, "Onlarca KCK iddianamesi hazırlandı ama hepsi kes yapıştır yöntemiyle hazırlandıðı için aynı. Bu davalar tamamen siyasi iradenin emriyle hazırlandı. Operasyonların temel nedeni net, BDP'nin faaliyetlerini yargılamak. Diyarbakır KCK iddianamesi de BDP faaliyetlerini yargılıyor, Ýstanbul KCK iddianamesi de. BDP faaliyetlerini 6 aylık kovuşturma ve okunan iddianame de göstermiştir. BDP yöneticisinin il ve ilçe binalarına giriş görüntüleri çekilmiş ve dosyaya konmuştu. Partinin, basın açıklamaları, toplantıları, seçim çalışmaları, taziyeleri hemen hemen hepsi dosyada. Bu şekilde hukuk çiðneniyor" dedi.

ÝDDANAME 90’LI YILLARIN MANTIÐI ÝLE HAZIRLANMIŞ

Ýddianamede, "Silahlı örgüt ile farkları ellerinde silahları yok" ibaresinin yer aldıðına dikkat çeken Kanar, "Savcıyla tek ortaklaştıðımız nokta bu. Ama tuhaftır ki, savcı bu ibareyi iddianameye koyuyor ama 205 kişi de 'silahlı örgütten' yargılanmasını istiyor" dedi. AKP'nin siyaset akademesi için halktan aldıðı paralarla hazırladıðı panolarla çaðrı yaptıðını belirten Kanar, "BDP tüzüðünde yer alan faaliyetlerini yerine getirdiði için yargılanıyor. Ýlçe başkanı ilçe başkanlıðını, yönetici yöneticiliðini yapmasın mı isteniyor. Demokratik Özerklik, Tansu Çiller döneminde siyasi erk tarafından dünyadaki diðer örnekleriyle tartışılıyordu oysa. Her kese açık olan konular, Kürtler yapınca mı suç oluyor. Dün tartışılan Demokratik Özerklik bu gün iddianamede" diye belirtti. Ýddianamede kalın çizgilerle vurgulanan "gerilla", "KCK davalarına çaðrı yapmak", "Öcalan'dan bahsetmek", "Kürdistan" gibi konuların iddianamenin hazırlanma zihniyetini ortaya koyduðunu ifade eden Kanar, "Ýddianame 90'lı yılların mantıðıyla hazırlanmıştır" sözleriyle konuşmasına son verdi.

Kanar'ın ardından konuşan avukat Baran Doðan ise, felsefik olarak var olanı kanıtlamanın olmayanı kanıtlamaktan daha zor olduðunu belirterek, "Hukuk felsefik fikirler üzerine hazırlanır. Bu mantıða göre savcı iddiasını kanıtlamak zorunda. Ceza muhakemesine göre her şey suçtur, ama olayla baðlantılı olması gerekiyor" dedi. BDP'lilerin katıldıkları taziyelerin de iddianamede yer almasını hukuki bulmadıklarını sözlerine ekleyen Doðan, taziyelere katılmanın sosyal bir görev olduðunu dile getirdi.

Duruşmaya saat 15.00'e kadar avukatların taleplerin dinlenmesiyle devam edilecek.