Kan kusan tutsak hücrede

Edirne F Tipi Cezaevi’nde 16 Aralık’tan beri açlık grevinde olan yazar Ramazan Çeper, tek kişilik hücrede tutuluyor. Geçen hafta ziyaret eden kardeşi, artık kan kustuğunu söyledi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Edirne F Tipi Cezaevi’nde 130 gündür süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan 38 yaşındaki Ramazan Çeper’in ağzından ve idrarından kan geldiği öğrenildi.

Yazar kimliğiyle de tanınan ve 9 kitabı basılan Ramazan Çeper’i 19 Nisan’da ziyaret eden kardeşi Aysun Çeper, ağabeyinin son durumunu ANF’ye anlattı. Çeper, peş peşe verilen disiplin cezaları nedeniyle 2 aydır görüşemediği ağabeyinin 20 kilo kaybettiğini aktardı.

TEK KİŞİLİK HÜCREDE

Çeper, cezaevlerinde 16 Aralık’ta açlık grevine başlayan ilk 35 tutsaktan biri olan ağabeyinin tam 5 aydır tek kişilik hücrede tutulduğunu ve sürekli cezaevi idaresi tarafından taciz edildiğini belirtti. Çeper, tecrit kalkana kadar direnişi sürdürmekte kararlı olan ve sağlık durumu giderek ağırlaşan ağabeyinin son durumunu şöyle anlattı: “Kapalı görüşe geldiğinde yürümekte zorlanıyordu, çok zayıflamıştı ama morali iyiydi. Ağzından ve idrarından kan geldiğini, kalp çarpıntılarının arttığını, unutkanlık başladığını, el ve ayak parmakları uyuştuğu için artık mektup bile yazamadığını söyledi. Refakatçisiz bir biçimde tutulduğu tek kişilik hücrenin her gün saat başı gardiyanlar tarafından basıldığını; eşyalarının dağıtıldığını paylaştı. Bilinci yerindeydi, direnişin başarıya ulaşacağına inancı tamdı. Baskıların kendilerini yıldırmayacağı mesajını iletti. Dışarıdaki herkese selamı vardı ve direnişi büyütmek gerektiğinin altını çizdi. Olası bir zorla müdahaleye karşı tedaviyi kabul etmeyeceğine dair dilekçe verdiğini söyledi.”

TECRİT İŞKENCEDİR, MUHATABI DEVLETTİR

Aileler olarak da cezaevi idaresi tarafından sürekli taciz edildiklerini dile getiren Çeper, ziyarete gittiğinde ağabeyini açlık grevinden vazgeçirmek için kendisinin de cezaevi müdürü tarafından ısrarla çağrıldığını ama gitmediğini söyledi. Ağabeyini ve açlık grevindeki tüm tutsakları sonuna kadar desteklediklerini kaydeden Çeper, şöyle konuştu: “Tecrit bir işkencedir ve bunun muhatabı devlettir. Derhal kendi yasalarını uygulamaları ve tecridi sonlandırmaları gerekiyor. Bugün var olan yasalar uygulansın diye açlık grevi yapılıyor. Bu tecrit Sayın Öcalan şahsında sadece Kürt halkına uygulanan bir tecrit değil, bütün topluma dönük bir tecrit. Bu hukuksuzluğa karşı çıkılmadığı takdirde yarın bu işkence ve keyfiyet her yere yayılacak ve herkese uygulanacak.”

SESSİZLİK SUÇ ORTAKLIĞIDIR

Açlık grevlerine ses vermemenin suça ortak olmak anlamına geldiğini vurgulayan Çeper, toplumun bütün kesimlerini ses vermeye çağırdı. Aysun Çeper, açlık grevinde olan insanların başına gelebilecek her türlü olumsuzluktan bizzat devletin sorumlu olacağının altını çizdi.