Üç yılda bir yapılan Uluslararası Kadın Tiyatro Yazarları Konferansı 51 ülkeden 260 tiyatro sanatçısı ve yazarı Stockholmde bir araya getirdi. Konferansa katılan yazar ve sanatçılar arasında Türkiyeden Zeynep Kaçar ile Güney Kürdistandan Gaziza Omer Ali de bulunuyor.
Kadın tiyatro yazarlarını teşvik etmek, deney ve tecrübelerini paylaşmalarını saðlamak amacıyla yapılan konferansın bu yılki teması Demokratik Sahne olarak belirlendi. Ayaklanmaların yaşandıðı Orta-Doðu ve Kuzey Afrikadaki gelişmeler ve halk hareketlerinin tiyatroya yansıması konferansın odaðında yer alıyor.
En çok ilgiyi çeken konferanslardan biri Mısırlı 26 yaşındaki genç yazar ve yönetmen Sondos Shabayekin Tahrir Meydanındaki ayaklanmayı sahneye aktardıðı Tahrir Monoloðu oldu. Kendisi de 18 gün Tahrir Meydanında sabahlayan yazar oyunun tamamen Tahrirde direnenlerin anlatımlarından oluştuðunu, böylelikle umut, umutsuzluk, güç ve zayıflıðı ile devrimin ruhunu sanatsal bir açıdan kitlelere yansıtmayı amaçladıðını söylüyor.
ABDde kadın kollektifinin oluşturduðu Guerilla Girls on Touru oluşturan kadınlar toplumdaki ırkçılıðı ve ayrımcılıðı öne çıkarmak için kendi kişiliklerini maskeler takarak gizleyerek oyunlarını sergiliyorlar.
SANAT VE TÝYATROYLA UÐRAŞAN KÜRT KADINLARI ARTTI
Bu yılın Mayıs ayında yapılan Amed 1. Tiyatro Festivalide en iyi kadın piyes yazarı ödülüne layık görülen Güney Kürdistanlı yazar ve tiyatro sanatçısı Gazize Omar Ali Kürt tiyatrosunun içinde bulunduðu durumu ve Güney Kürdistandaki sosyal ve siyasal gelişmeleri konu alan bir konferans verdi.
Çocuk yaşlarda Tv serilerinde oynamaya başlayan ve Güney Kürdistanın ilk tiyatro sanatçılarından biri olan Ali toplumun kadinlara bakış ve yaklaşımınına eleştiriler yöneltti. Piyeslerinde kadınlar üzerindeki politik ve toplumsal baskılara karşı kadınların güçlü ve mücadeleci yanlarını öne çıkarmaya çalıştıðını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü.
Gelenekler ve yasalar kadınların deðil erkeklerden yana. Kadınlar özgür deðil erkeðe baðımlı. Erkekler gelenek ve yasaları kadınları baskı altına tutmak ve boðun eðdirmek için bir silah olarak kullanıyor. Amacım bu baskılara karşı tiyatroyu kullanarak kadınları bilinçlendirmek ve özgürlüklerine kavuşmalarına katkıda bulunmak.
Konferansın bitiminden sonra görüştüðümüz Ali , Güney Kürdistanda özerk yönetimin oluşmasından sonra kadınların erkek eðemen sistemine karşı çıkmaya başladıklarını, siyasal ve sosyal yaşam içerisinde yer almayı talep ettiklerini belirterek şunları söyledi: Kadınlar kısmi başarılar elde ettiler. Şimdi bazı devlet dairelerinde kadınlar yönetici görevlere getirildi. Parlamentoda ve bakanlar kurulunda bir çok kadın yer alıyor. Kadınlar toplumsal yaşamda ve iş alanında da önemli ilerlemeler kaydettiler. Gazetecilik yapan, edebiyat, sanat ve tiyatroyla uðraşan kadınların sayıları arttı. Eksikliklerine raðmen Kürdistandaki demokratik sistemin bu gelişmede rolü oldu.
Batı Kürdistanda Kürt halkının ayaða kalkmasını tüm Kürtler arasında bir heyecan yarattıðını belirten Ali orada tıpkı Güney Kürdistandaki gibi bir Kürt yönetimi oluşacaðına olan inancını dile getirdi. Tüm Kürt aydın ve sanatçılarına Batı Kürdistan halkının mücadelesini desteklemeleri çaðrısında bulundu.
MEDÝNE PÝYESÝ ÝLGÝYLE KARŞILANDI
600 civarında yazar piyeslerinin Konferansta okunması için başvuruda bulundu. Uluslararası juri gönderilen piyeslerden 107sinin okunmasını kararlaştırdı. Yazar ve Tiyatro Sanatçısı Zeynep Kaçarın kaleme aldıðı Medine adlı oyun da okunacak piyesler arasında yer aldı. Güney Tiyatrosunun Büyük Sahnesinde Ýsveçli dört sanatçı Kaçarın kaleme aldıðı Medine piyesini okudu.
Piyesin okunmasından sonra sorularımızı cevaplayan Kaçar Cumhuriyetten önce kadınlar tarafından yazılan bir tiyatro oyunu olmadıðını, 1970lerde sosyalist hareketin ortaya çıkmasıyla birlikte Bigesu Erenus ve Adalet Aðaoðlu gibi çok az sayıda kadın feminist piyes yazarının ortaya çıktıðını söyledi. Kaçar, 2008 yılından bu yana alternatif tiyatroların kadın yazarların yetişmesinde ciddi bir katkıda bulunduðu görüşünde.
AKP ÝŞKENCE VE TECAVÜZÜ MEŞRULAŞTIRIYOR
AKP Ýktidarı döneminde kadına yönelik şiddetin arttıðına dikkat çeken Kaçar kadın cinayetlerinin olaðan hale geldiðini ve cinayeti işleyenlerin adeta onurlandırılmalarını tehlikeli bir gelişme olarak niteledi. Türkiyede yılda 200 civarnda kadının öldürüldüðünü, bunun yasalarca haklı kılınmadıðı halde söylemlerle meşrulaştırılmasını eleştirdi. Ýktidarın kadınlara bakış açısıyla kadınlara yönelik şiddetin artması arasında paralellikler olduðuna dikkat çeken Kaçar Başbakanın kadınlara üç çocuk doðurmalarını önermesinin kadınlari toplumsal yaşamın dışına bırakmak amacını taşıdıðını vurgulayarak şunları söyledi. Yapılan araştırmalar Türkiyede 3 çocuk doðuran kadının çalışmasının mümkün olamadıðını gösteriyor. Bu kadının sosyal yaşamdan kopması ve evde erkeðe baðımlı bir hale gelmesine yol açar. Bu namus, ahlak ve kadının varlıðı kocasına baðlıdır gibi söylemlerle de destekleniyor. Siyasi iktidar kadının eðitimli ve özgür olmasını, iş yaşamı içerisinde yer almasını istemiyor. Böylelikle kadın kendi yaşamının öznesi olmaktan çıkıp başkasının nesnesine dönüşüyor. Nesne ise olan şey de vurulup, kırılıp, öldürülüp çöpe atılan bir şeydir.
Kaçar, Sedat Selim Ayın Ýstanbul Emniyet Müdür Yardımcılıðı görevine getirilmesine de tepkili. Siyasi iktidarın Ayı terfi ettirerek işkence ve tecavüzü meşrulaştırdıðını söylüyor.