'Kadın cinayetlerine kurban olmak istemiyorum'

'Kadın cinayetlerine kurban olmak istemiyorum'

Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine her gün bir yenisi eklenirken, kadınların birçoðu maruz kaldıkları şiddet karşısında nelere başvuracaðının bilincinde deðil. 8 yıl önce evlendiði eşi tarafından tecavüze uðrayan ve ölümle tehdit edilen 22 yaşındaki S.A, gördüðü şiddete dayanamayarak eşinden ayrıldı. Kadın cinayetlerine kurban olmak istemediðini söyleyen S.A, kadın sıðınma evine teslim edildi.

Evde, işte, sokakta yaşamın her alanında kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri hız kesmiyor. Türkiye’de en yaygın durumda olan aile içi şiddetten sadece kadınlar deðil, çocuklar da zarar görüyor. Şiddete karşı mücadelede kadınların bilinçlenmesi ise çok önemli. Kadınların birçoðu ne yapacaklarını bilemediði için şiddete boyun eðiyor. Kadın cinayetlerinin birçoðu ise, maruz kaldıðı şiddetten kaçan kadının bu defa ailenin psikolojik şiddetine maruz kalarak eve geri dönmesi ve 'adalet' sisteminin kadını korumaması sonucu gerçekleşiyor.

ÖMÜRLÜK TUTSAK KOCASININ TECAVÜZÜNE UÐRADI

Erzurumlu bir ailenin çocuðu olan S. A, 13 yaşında aile şiddetinden kaçarak Emrah A. ile evlendi. Ancak şiddet burada da peşini bırakmadı, 8 yıl süren evliliði S.A'nın yaşamını kabusa çevirdi. Eşi tarafından tecavüze uðrayan, ömürlük bir tutsak gibi eve kapatılan 22 yaşındaki S.A'nın biri 6, diðeri 3 yaşında iki çocuðu var. Yıllarca ailelerin araya girmesi ile iki çocuðu için maruz kaldıðı şiddete boyun eðen genç kadın, son olarak 18 Aðustos günü maruz kaldıðı şiddet ve ölüm tehdidi karşısında evden kaçtı.

Ramazan Bayramı arifesinde balkonda esrar yetiştiren kocasının istediði topraðı getirmediði için eşi tarafından şiddete maruz kalan, ölümle tehdit edilen ve kocasının elinden kurtularak kaçan S.A, sokakta rastladıðı polis ekipleri tarafından Akdere Polis Merkezi’ne getirildi. Ancak polislerin ilgisizliði karşısında karakoldan ayrıldı, sokaktan geçen bir kadından yardım istedi.

'MÜNEVVER KARABULUT GÝBÝ OLURSUN' TEHDÝDÝ

8 yıldır şiddete uðrayan S.A, yaşadıklarından ailesini sorumlu tutuyor. Gözyaşları içinde yaşadıklarını ANF'ye şöyle anlattı:

“En büyük suçlu ailem. Hep baskı ve şiddet gördüm ailemden. O kadar istememe raðmen okutmadılar, ilkokul dördüncü sınıftan ‘kız çocuðu bu kadar okur mu?’ diye aldılar. Onlardan kurtulmak için 13 yaşında eşimle kaçtım. Ama yaðmurdan kaçarken doluya tutuldum. 8 yıldır eşim tarafından sürekli olarak bir bahane ile şiddete maruz kalıyorum. Bir defasında telefonla boynuma vurdu, sırtıma kadar kanlar aktı. Keserle suratıma vurdu, dudaðım yarıldı. Son olarak işte aðzım yüzüm yine kan içinde kaldı. Ben hayatım boyunca hep korkuyla yaşadım. Ondan habersiz çöp atmaya çıkamıyordum, görecek yine dövecek diye. Eşim bana Münevver Karabulut’u örnek gösteriyordu, ‘ben de bir gün seni böyle kesip çöp kutusuna atacaðım’ diyordu. Ben bu cinayetlere kurban olmak istemiyorum.”

BEN ARTIK ONUNLA YAŞAMAK ÝSTEMÝYORUM

Eşinin iki aydır kendisini ailesiyle de görüştürmediðini ve dışarı çıkmasına izin vermediðini anlatan genç kadın 18 Aðustos günü yaşadıklarını ise, “Evde esrar yetiştiriyor, benim biri 3 diðeri 6 yaşında iki çocuðum var. Tutuyor ‘ben psikopatım’ diyerek kendini kesiyor. Ben artık onunla yaşamak istemiyorum. Çocuklarım da etkileniyor onun davranışlarından. Esrar için toprak istedi, getirmedim diye beni yumrukladı. Sonra ‘senin sonun geldi’ diyerek beni odaya çekmeye çalıştı. Elinden kaçtım, yolda polis arabası görüp yardım istedim. Akdere polis karakoluna getirdiler. Ancak orada da ilgilenen olmadı polisler beni dışarı oturttu ‘sen bekle biz yemek yiyelim sonra bakarız’ dediler. Bekledim bekledim kimse bir şey demeyince çıktım. Polisler nereye gidiyorsun? diye bile sormadı. Ben ne yapacaðımı bilmiyorum. Sonra yolda bir kadından telefonunu kullanıp kullanamayacaðımı sordum. Kadın benimle ilgilendi, aldı evine götürdü. Sonra kalabileceðim güvenli bir yere götürdü beni, gece orada kaldım. Bana yardımcı olmak için ellerinden geleni yaptılar” diye özetledi.

FUHUŞA ZORLANDI

Emrah A’nın daha önce kendi teyzesinin kızını taciz ettiði için cezaevinde kaldıðını da dile getiren S.A, eşinin kendisini fuhuşa zorladıðını da dile getirdi. “Eşim, daha önce Ýzmir’de kadın ticareti de yapıyordu. Sonra bir arkadaşı ile ters düştü. Eşim bana bile teklif etti. Bir defasında bir arkadaşını getirdi eve, bana iş bulacakmış. Adam gittikten sonra yine benimle ‘Sen adama niye kırıtmıyorsun?’ diyerek kavga etmeye başladı” diye belirtti.

Yıllardır maruz kaldıðı şiddetin yanı sıra ilk defa bayramı çocuklarından ayrı geçirmenin acısını duyan S.A, bir daha o hayata dönmek istemediðini ve eşinden tamamen kurtulmak istediðini söylüyor. Hiçbir kadın ne sebeple olursa olsun şiddeti hak etmiyor. Her gün haberlerde görüyoruz, her gün kadına şiddet, kadın cinayeti. Ben kendi ayaklarım üzerinde durmak istiyorum” diyor...

KADIN SIÐINMA EVÝNE TESLÝM EDÝLDÝ

Sokakta karşılaştıðı ve bir gece misafir eden kadının Kadın Vakfı gönüllülerine danışması ile S.A, 19 Aðustos akşamı Akdere Polis Merkezi’ne götürülerek tutanak tutulması ardından sıðınma evine teslim edildi.

S. A şiddete maruz kalan kadınlardan yalnızca biri. Dün yine Ankara’nın Mamak’a baðlı Akdere semtinde bir kadın gördüðü şiddet karşısında iki çocuðunu da yanına alarak evi terketti.