IUSY toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı

Enternasyonal Sosyalist Gençlik Bilirliği'nin düzenlediği toplantının sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, Kürt halkı ile dayanışma içinde olunduğu ve Kürt Halk Önderi Öcalan'ın serbest bırakılması istendi.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK)  Gençlik Meclisi ve Demokratik Gençlik Dernekleri Federasyonu (DEM-GENÇ) ev sahipliğinde 130’u aşkın gençlik örgütü bulunduran Enternasyonal Sosyalist Gençlik Bilirliği'nin (IUSY) Amed'de düzenlediği toplantının sonuç bildirgesi açıklandı.

'JİNEOLOJİ İÇİN MÜCADELE EDEN SİSTEME İHTİYAÇ VAR'

Bildirgede, "Genç insanlar Akdeniz bölgesinin tümünde özgürlük, demokrasi, toplumsal adalet ve barış arayışındayken bölgemiz çok sayıda çatışma, şiddet ve savaştan muzdarip durumdadır. Sosyalistler, sosyal demokratlar ve bölgenin ilericileri olarak buraya, paylaştığımız inançlar ve değerler temelinde kuracağımız ortak geleceğimiz için ortak mücadelemizi ilan etmek için geldik" denilerek, kadın sorununa şöyle değinildi: "Bölgemizdeki kadınların karşı karşıya olduğu duruma özel bir önem verilmelidir. Kadınlar ve gençler tüm dünyada, genel olarak toplumlarda ve özel olarak da savaşlarda en çok mağdur olanlardır. Örneğin tecavüz ve diğer türden şiddetlerin nasıl birer araç olarak kullanıldıklarına tanıklık etmiş bulunmaktayız. Kadın hakları için mücadele vermek bölgemizdeki ve tüm düyadaki insanlar için mücadele vermek demektir.  Mevcut sitemde ne kadınlar ne de erkekler özgürdür. Cinsiyet eşitliği, feminizm ve kadın bilimi (jineoloji) için mücadele eden bir sisteme ihtiyacımız var."

'ÖCALAN SERBEST BIRAKILMALI'

"Uluslararası Sosyalist Gençlik Birliği (IUSY) dünya konseyi kararlarına dayanarak, Uluslararası Sosyalist Gençlik Akdeniz Komitesi, Kürt halkının tüm parçalardaki (İran, Irak, Türkiye ve Suriye) haklarına ve Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkı ve özgürleşme mücadelelerine tam destek vermeyi yeniden taahhüt eder" ifadelerinin yer aldığı bildirgede, şöyle denildi: "Kürt halkıyla dayanışma içindeyiz ve bölgedeki fundamentalizme (kökten dinciliğe) karşı onlara destek veriyoruz. Uuslararası toplumu Kürtlerin IŞİD’e karşı öz-savunma çabalarına yardım etmeye çağrıyoruz. Türkiye’de ve Kürdistan’da kalıcı bir barışın sağlanabilmesi için PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ve tüm siyasi tutsakların bir an önce bırakılması için çağrıda bulunuyoruz. Buna ek olarak, iki taraf arasında sürekli bir müzakere süreci için de çağrıda bulunuyoruz. Rojava ve Kobane’deki demokrasi ve eşitlik mücadelesi tüm Orta Doğu için bir rol modeli olmuştur. Kadınların liderliğindeki bir özgürlük hareketi olan YPJ, tüm dünyadaki sosyalist ve sosyal demokratlar için bir örnek teşkil etmektedir. Biz ülke hükümetlerini, uluslararası kurumları ve Avrupa Birliği’ni şehirlerin yeniden inşası temelinde yapılan mücadeleyi desteklemeye ve yeni kurulan demokratik sistemi tanımaya çağırıyoruz."
Demokrasi ve insan hakları mücadelelerinde Türkiye’deki ilerici ve seküler güçlere olan desteğin de açıklandığı bildirgede, Suruç Katliamı şiddetle kınandı.

FİLİSTİN-İSRAİL ÇATIŞMASI

İstikrarsızlık yaratan ve iki taraftan insanların da hayatını kötüleştiren Filistin-İsrail çatışmasının hayati bir sorun olmaya devam ettiğine vurgu yapılan bildirgede, "Dolayısıyla tek çözümün 1967’ye dayanan İsrail işgalinin sona ermesi olduğuna inanmaya devam ediyoruz. Birleşmiş Milletler kararlarında ve iki taraf arasında yapılan daha önceki anlaşmalarda belirtilen iki devletli çözüm, sürdürülebilir bir barış ve İsrailliler ve Filistinlilerin güvenliği için izlenebilecek yegane yoldur. Uluslararası Sosyalist Gençlik Birliği (IUSY), bu çatışmada ve diğerlerinde sivil halkın toplu olarak cezalandırılmasına karşıydı, karşıdır ve karşı olacaktır. Uluslararası Sosyalist Gençlik Birliği (IUSY), Filistinlilerin Birleşmiş Milletler’e sunduğu teklifi ve diplomatik çabalarını desteklemeye devam etmektedir. Fateh merkez komite üyesi ve parlamenter Mawan Barghouthi ve İsrail cezaevlerindeki tüm Filistinli siyasi tutsakların bir an once bırakılması için talepte bulunuyoruz" diye kaydedildi.

İLTİCA İÇİN ÇÖZÜM TALEBİ

Son yıllarda Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinden Avrupa’ya olan iltica akınının şiddet, savaşlar, ekonomik krizler ve bölgedeki köktenciliğin yükselmesinden dolayı önemli ölçüde arttığına değinilen bildirgede, Avrupa Birliği kurumlarının kapsayıcı ve insani politikalar sunmadığı mevcut durumun insanlık dışı olduğu belirtilirken, "Avrupa Birliği’nden, uluslararası mülteci anlaşmasını uygulamasını ve iltica arayışındakiler için insani ve bütünsel bir çözüm sunmasını talep ediyoruz" denildi.
Bildirgede, Lübnan halkına ve hükümetine istikrar ve barışı korumak doğrultusunda verdikleri mücadele için destek de sunularak, şöyle devam edildi:
"Tehditler Suriye krizinin etkileri dolayısıyla artmış durumdadır. Demokrasi ve kurumsal yapıların korunabilmesi için Lübnan’ın seçilmiş bir başkanının olması gerektiği noktasındaki duruşumuzu teyit ediyoruz. Uluslararası toplum Suriyeli mültecilerin ağır yüküne karşı Lübnan’ın ekonomisini ve toplumsal gelişmesini desteklemelidir, ki bu bizi tekrar Suriye krizine Esat rejimi ve radikallerin Suriyelilere her gün yaptıkları katliamları sonlandıracak bir çözüm bulunması nokratasındaki çağrımıza getirmektedir. Golan Tepeleri ve Shebaa çiftlikleri meselesi Arap Barış inisiyatifi ve ilgili Birleşmiş Milletler kararı çerçevesinde çözülmelidir."
Batı Sahra’nın kendi kaderini tayin hakkına da işaret edilen bildirgede, "Sahravi halkının referandumla kendi geleceğine karar vermesi hakkının yanı sıra herkes için barış ve bağımsızlığa ulaşmanın yegane yolunun uzlaşma ve diyalogdan geçtiğine inanıyoruz" vurgusunda bulunuldu. 

'KEMER SIKMA POLİTİKALARI DAYATILDI'

Avrupa'ya yönelik eleştirinin yer aldığı bildirgenin sonunda, şunlar kaydedildi: "Genel olarak Avrupa ve özel olarak da güney Avrupa ekonomik krizlerle karşı karşıyadır. Ekonomik krizin temel kökeni neoliberal politikaların uygulanmasında ve finansal kurumların demokratik olmayan bir biçimde kontrol edilmesinde yatmaktadır. Sonuç olarak artan bir insan ızdırabı, işsizlik, yoksulluk ve neo-faşist partilerin yükselişine tanıklık ediyoruz. Normalde barışın güçlü bir savunucusu olan Avrupa Birliği, ne yazık ki sürdürülen başarısız kemer sıkma politikalarının uygulanmasını dayatmıştır. Troika tarafından yürürlüğe konulan mevcut politikalar büyük şirketlere ve finans sektörüne hizmet etmeyi hedeflemektedir. Refah devleti, sürdürülebilir gelişme ve eşit bir toplum yaratma üzerine odaklanılmalıdır. Ekonomi insanlara hizmet eder, tersi doğru değildir."