Son Dakika: Stêrk TV ve Medya Haber TV'ye baskın: Polisler tüm binayı talan etti

Irak'ta siyasi cinayet ve cevap bekleyen sorular

Irak’ta bir siyasi cinayet işlendi. Aslında Irak tarihi boyuncu hemen hemen her gün ya da aya denk gelen bir siyasi cinayet işlenmiştir.

Irak tarihi bir anlamda darbeler, siyasi cinayetler, komplolar tarihidir. Her dönemde siyasi cinayetler işlenmiş, komplolar yapılmıştır. Her dönemde işlenen siyasi cinayetlerin iktidar ile muhalefet, Irak üzerinde etkili olmayan çalışan güçler ve bu güçlere dayalı siyaset yapanlar arasındaki mücadele olduğunu bilmek gerekir. Geçen hafta Irak’ta işlenen siyasi cinayet de böyleydi. Hişam Haşimi adındaki bir terör uzmanı ve yorumcusu katledilmişti. Katledilen uzman yeni Başbakan Mustafa Kazimi’ye yakınlığı ve İran karşıtlığı ile bilinen bir kişiydi. İran yanlısı Haşdi Şabi gruplarına ilişkin ciddi değerlendirmeler ve araştırmaları olan bir kişiydi.

Siyasi cinayetin kimler tarafından yapıldığına dair de çok sayıda ipucu var. Ancak ona geçmeden önce, Irak’ın içinde olduğu durumu ve 2018 yılında seçim yapılmasına rağmen büyük bir bölümünü yönetimsiz ve hükümetsiz geçirmesinin nedenlerine biraz bakmak gerekir.

REFERANDUMDAN SONRA MÜDAHALE VE SEÇİM

Başûrê Kurdistan, KDP’nin dayatmalarından ötürü 2017 yılının Eylül ayında "bağımsızlık referandumu" adıyla bir referandum yaptı. Aslında son dönemlerde ortaya çıkan MİT belgelerinde bağımsızlık fikrinin de nerelerden ve hangi amaçla ortaya atıldığı biliniyor. MİT'in, Kürt Özgürlük Hareketinin gelişimini engellemek, Rojava’daki devrimin dört parça Kürdistan’ı etkilemesinin önüne geçmek için Kürt Özgürlük Hareketinin bağımsızlık karşıtı olduğunu göstermeye çalıştığı belirtiliyor. "Kürtler için bağımsızlığın gerekli olduğu yönünde propagandalar yapılmalı" deniliyor. Bağımsızlık adıyla yapılan ancak Başur topraklarının yüzde 51’e yakınının elden gitmesine neden olan referandumun hangi oyun, propaganda ve amaçlarla yapıldığı bu bilgiler doğrultusunda ortaya çıkıyor.

Referandumdan sonra 17 Ekim 2017 tarihinde tartışmalı bölgeler olarak geçen Diyala, Mendeli, Xaneqin, Xürmatü, Daqoq, Kerkük gibi yerler Kürtlerin elinden alındı. Dönemin başbakanı Haydar Abadi, Kürtlere müdahaleyi seçim zaferi yapmak istedi, daha önce belirlenen Irak genel seçimlerine gidildi. 12 Mayıs 2012 tarihinde yapılan seçimlerde Haydar Abadi istediği sonucu elde edemedi. Seçimlerden Sadr’ın liderliğindeki Sariun listesi birinci çıktı. Onu İran yanlısı Hadi Amiri’nin Fetih listesi takip etti.

Abadi, seçimlerden yenilgi ile çıktığı için bir daha hükümet kurma görevi kendisine verilmedi. Abadi de gider ayak İran yanlısı ve Haşdi Şabi genel sorumlusu Falih Feyyaz başta olmak üzere İran yanlısı birçok kişiyi görevden aldı.

Seçimlerin üzerinden 5 ay gibi bir zaman geçtikten sonra yeni hükümet Adıl Abdulmehdi tarafından kuruldu. Abdulmehdi hükümeti kurulurken, Sadr, hükümetin politikalarını izleyeceklerini ve bir yıl gibi bir süre takip edeceklerini, politikalarının benimsenmemesi durumunda hükümeti yıkacaklarını açıkladı. Abdulmehdi hükümeti 29 Ekim 2018'de 8 eksik bakanla kuruldu. Yaklaşık 8 ay sonra uzun tartışmalar ardından hükümet tamamlandı. Abdulmehdi, Haydar Abadi’nin görevden aldığı başta Haşdi Şabi kurucusu ve birincisi sorumlusu Falih Feyyaz olmak üzere İran yanlısı birçok kişiye eski görevlerine geri aldı. Abdulmehdi hükümetinin bir yılının dolmasına bir ay kala, Ekim 2019'da hükümetin yıkılması için düğmeye basıldı. Abdulmehdi 29 Kasım 2019'da istifa etmek zorunda kaldı. Dolayısıyla Irak yeniden yönetimsiz kalmaya başladı.

Abdulmehdi'nin istifasından sonra, önce bağımsız siyasetçi Mehmet Tevfiq Allavi, ardından Basra valisi yeni hükümeti kurmak için görevlendirildi. Ama siyasi taraflar arasındaki anlaşmazlıklar, yine Sünnilerin kendi içinde, Şiilerin kendi içinde ve birbirleri ile olan çelişkilerinden ötürü hiçbiri hükümeti kuramadı.

En son Irak İstihbarat Sorumlusu Mustafa Kazimi yeni hükümeti kurmak için görevlendirildi. Kazimi, İran yanlısı gruplar tarafından İranlı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi İkinci Sorumlusu Ebu Mehdi Mühendis'in ABD tarafından öldürülmesinden sorumlusu tutuluyordu.

Kazimi’ye hükümeti kurma görevi verildiğinde İran yanlısı Irak Hizbulahı, bunun bir savaş ilanı olduğunu söyledi. Aslında bu açıklama Kazimi ile İran ve İran yanlısı gruplar arasındaki derin çelişkileri gösteriyor ve zamanla bunun ciddi çatışmalara dönüşeceğine işaret ediyordu.

İRAN YANLISI Şİİ GRUPLARA RAĞMEN KAZİMİ, HÜKÜMETİ KURDU

Mustafa Kazimi’nin başbakan adayı olarak gösterilmesine tüm gruplar olumlu tepki verdi. Ancak zaman ilerledikçe İran yanlısı gruplar hatta İran’a mesafeli duran Amr Hekim gibi kişiler de karşı çıkmaya başladı. Bu gruplar parlamento toplantılarına ve hükümet güven oylamasına katılmamalarına rağmen Kazimi hükümeti kuruldu ve kısa sürede de tamamlandı. Çok geçmeden ABD Kazimi’ye destek için Bağdat’ta iki günlük bir toplantı da yaptırdı. Toplantıda ABD ve koalisyon güçlerinin Irak ve bölgedeki durumları ele alındı; güçlerin azaltılacağı ancak uzmanların sayısının ise artırılacağı belirtildi. Bu şu anlama geliyordu; asker azaltılırken istihbaratçılar, kendilerine yakın bir sistemi inşa etmek için uzmanlar gönderilecekti. Bu toplantıdan sonra Türkiye Başur'a yönelik işgal saldırılarını başlattı. Ayrıca bu toplantıdan bir gün sonra İran Dışişleri Bakanı Türkiye’yi ziyaret etti ve bazı konularda iş birliği yaptılar. Bu ziyaret ve imzalanan iş birliği anlaşması bu toplantıya bağlı bir şekilde gelişti.

Zira Bağdat’ta yapılan toplantıda İran ve Türkiye’nin Irak’taki faaliyetlerinin engellenmesi, etkinliklerinin kırılması kararı alınmıştı. İran ve Türkiye bundan ötürü Kürtlere ve Irak’a karşı bir iş birliği hamlesi yaptılar. Türkiye işgal saldırılarını başlatırken, İran da Meriwan, Saqız, Bokan, Sine taraflarında operasyon başlattı. Aynı operasyonların benzerini iki yıldır Türkiye’nin işgal etmek istediği Bradost alanı bölgesinde de yapmaya çalıştı. Sınır üzerine güç yığdı. Ancak bazı alanlarda yaptığı operasyonlardan istediği sonucu alamayınca, bazı alanlarda "benim yerime Türkiye operasyon yapıyor" diyerek operasyonlarını durdurmak zorunda kaldı. Tabii bunun daha farklı nedenleri de var.

TÜRKİYE VE İRAN'IN IRAK'TAKİ NİYETLERİ

Türkiye, Kürtlere karşı işgal saldırılarını başlatarak Irak’a müdahale etmeye çalışırken, İran, daha çok kurulan yeni hükümete karşı harekete geçti. İran Mustafa Kazimi’ye karşı harekete geçmeden Kazimi de İran yanlısı gruplara karşı harekete geçti. Kazimi İran yanlısı Haşdi Şabi gruplarını lağvetmek, etkisizleştirmek için bazı düzenlemeler yapmaya başladı. Buna karşı Irak Hizbullahı yeşil bölgenin kapılarını kırıp Kazimi’nin kapısına dayanarak kapıda kendisini tehdit etti. Kazimi bunun üzerine İran yanlısı başta Hizbullah sorumluları olmak üzere Haşdi Şabi’nin birçok yöneticisini tutukladı. İki hafta önce bunun için Hadi Amiri’nin evinde Nuri Maliki, Hizbullah genel sorumlusu ile birçok İran yanlısı Şii grup lideri ve Haşdi Şabi sorumlusu toplantıya katıldı. Toplantıdan sonra yapılan açıklamalarda, toplantıda Kazimi’nin tutuklattıklarının serbest bırakılması için yapılması gerekenlerin konuşulduğu ve Kazimi’nin bu konuda uyarılmasının ele alındığı belirtiliyordu. Kazimi ise müdahalesini devam ettirdi. Irak ulusal güvenlik danışmanlığını yapan İran yanlısı Falih Feyyaz başta olmak üzere Irak bürokrasisinde ve Haşdi Haşdi’deki birçok İran yanlısı kişiyi görevden aldı.

Kazimi’nin bu adımları atmasından ötürü Hizbullah harekete geçti. Kazimi’ye yakın kişileri tehdit etmeye başladı. Tehdit edilen kişilerin başında da Kazimi'ye yakın ve terör uzmanı ve yorumcusu olan Hişam Haşimi geldi. Zira Hişam Haşimi başından beri İran yanlısı Haşdi Şabi gruplarının deşifre edilmesi için, yaptıkları yolsuzluk, hukuksuzluklara ilişkin çalışmalar yürüttü. O yüzden ilk hedef Haşimi seçildi. Haşimi hedef olarak seçilirken Kazimi’ye de "senin gibi düşünenlerin sonu böyle olur" mesajı verilmeye çalışılıyordu. Hizbullah öldürülmeden bir hafta önce Hişam Haşimi’ye "seni kapının önünde vuracağız" diye tehditler savurdu. Bir hafta sonra Haşimi kapısının önünde vuruldu.

Haşimi’nin öldürülmesinden sonra Irak’taki mücadele daha fazla kızışmaya başladı. Ancak tüm gözler Kazimi’nin ne yapacağı, buna karşı İran'ın daha başka hangi adımları atacağına çevrildi. Son günlerde alınan bilgiler, İran’ın Kazimi’ye karşı başlattığı hamleyi devam ettirdiği yönde. Hatta bu hamleyi "İran’dan Kazimi’ye karşı operasyon" şeklinde yorumlayanlar da var.

Bir yandan Türkiye işgal saldırılarını sürdürüyor, öte yandan İran sistemi çökertmek için operasyon başlatmış durumda. Mücadelenin giderek daha fazla kızışacağı işlenen siyasi cinayetten de anlaşılıyor. Ancak bunun Irak’a, İran ve Türkiye’ye ne getirip götüreceği, ABD’nin ise buna nasıl tepki göstereceği, Kazimi’ye nasıl bir destek vereceğini şimdiden kestirmek zor.