Humeyni’nin iktidara gelişinden sonra yaşananlar…

Humeyni iktidara geldikten sonra ilk yaptığı işlerden biri kendisini iktidara getirenlere yönelmek oldu. İktidara getiren güçler, TUDEH, Kürt hareketleri, Beluciler ve diğer halkların mücadelesi oldu..

Humeyni iktidarı ele geçirdikten sonra orduları ilk elden Rojhilat’a sürdü. Sine, Merivan, Serdeşt, Piranşehir, Neğede, Urmiye adeta yeniden işgal edildi.

Humeyni en güvendiği ve Şeriatın kılıcı adını verdiği Sadiqi Xelxeli’yi Kürdistan kentlerine ‘Git şu Kürtlerin işini bitir’ talimatı ile gönderdi. Xelxali’nin yanına da Mahmud Ahmedinejat’ı katliamların nasıl yapılacağını öğrenmek, daha sonraki görevlere hazırlamak için gönderdi.

1983 yılında Sine, Merivan merkezli Kürdistan’a gönderilen Sadiqi Xelxali ve çırağı Ahmedinejat 3 yıl içinde Sine, Merivan, Urmiye, Neğede, Serdeşte binlerce Kürdü katletti. 84 yılı Mayıs ayında bir günde Merivan’dan Güney Kürdistan Derbendixan oradan da Kelar’a kadar uzayan Sirwan suyunda Komala’nın 300 peşmergesini boğdurdu. O döneme ait İran resmi kaynaklarında geçen rakamlara göre peşmerge ve sivil halktan 3000 Kürdün öldürüldüğü belirtiliyor.

86 yılına kadar Kürt partilerine ait peşmergeler büyük oranda tasfiye edilip binlerce Kürt öldürülüp 5000 civarında Kürt Komala ve İKDP taraftarı tutuklanarak bastırılınca Neğede’de Karargah Ramazan adıyla bir özel savaş karargahı kuruldu. Bu karargahın başına Ahmedinejat verildi. Ramazan Karargahı İran resmi makamlarında adı olmayan özel savaş karagahıdır. 1987 yılında İran Irak savaşı denilen özünde Kürdistan’da yürütülen savaşta bu karargaha ait Kerkük petrol kuyuları patlatma birimleri oluşturuldu. Bu birimler Kerkük’te onlarca petrol kuyusun patlattı. 1988 yılında İran Irak savaşı sona erince İran Güvenlik Konseyi toplanarak yeni strateji belirledi.

Yeni stratejide savaşın bittiği bundan sonraki süreçte iç muhalefete yönelme kararı alınır. Bunun başına da Ahmedinejat verilir. İç muhalefete yönelmede de muhalefet liderleri birincil hedef ikincil hedef ise içeri alınan tutsaklara yönelik tasfiye planı belirlenir. Bunu göre hareket eden Ahmedinejat ve İran’ın ilk hedefi müzakere adıyla görüşme masasına davet ettiği İKDP Genel Sekreterini 3 Temmuz 1989’da Viyana’da bir suikastla ardında göreve gelen Dr. Sadık Şerefkendi’de Paris’te bir suikastla katledilir. Bu katliamlardan sonra Ahmedinejat, Tahran’da siyasi tutsakların tasfiye edilmesi ile meşhur Evin Zindanına sorumlu olarak atanır. Ahmedinejat Evin zindanında Ağaye Gülpeyagani ve Dr. Mirzayi kod adlarıyla görev yapar. Görev yaptığı 2 yıl gibi kısa bir süre içinde 12 bin tutsak tasfiye edilir.

1988’DEKİ İDAMLAR VE TUDEH LİDERLERİNİN İTİRAFÇILAŞTIRIMASI

TUDEH 1942 yılında kurulur. İran’da Şah’ın devrilmesine kadar mücadele eder. 1970'lerin başında Mazandaran civarında gerilla hareketi ortaya çıkar. 1970'ler aynı zamanda İran yaygın işçi grevlerine ve gösterilerine sahne olur ve üniversite kampüsleri de devrimci etkinliğin yatağı haline gelir. TUDEH Partisi etkinliğini arttır, birçok genci saflarına katar ve çok sayıda bölgesel komiteler örgütler. 1978 Ekim'inde TUDEH, petrol rafinerilerinin olduğu Abadan bölgesinde grev başlatarak ve bu grevi tüm ülke genelindeki petrol rafinerilerine yayarak petrol üretimini durdurur.

Devrimden sonra, politik tutukluların birçoğu serbest kaldı ve diğer sol gruplarla birlikte TUDEH Partisi de başkanlık ve parlamento seçimlerine yıllardan sonra ilk kez katılır. Bununla birlikte, Meclis'teki çoğunluğu Ayetullah Behesti'nin İslam Cumhuriyeti Partisi kazanır ve sol ve milliyetçi gruplar politik arenanın dışına itilmeye başlar. Yeni seçilen Başbakan, Ebu'l Hasan Beni Sadr, başlangıçta Humeyni'ye yakın bir isim olarak, politik gelişmeler karşısında giderek muhalefete kayarak İran politikasına hakim olmaya başlayanlara ve dini fraksiyonlara karşı koyar.

1981'de İslami Cumhuriyet Partisi'nin hakim olduğu Meclis, Beni Sadr'ı görevinden uzaklaşmaya zorlandı. Bu olay halkın tüm kesimleri arasında bir protesto ve gösteriler dalgasının ortaya çıkmasına yol açar.

Beni Sadr ülkeden kaçması sonrasında Humeyni'ye sadık olan Silahlı Devrimci Komiteler (Pasdaran olarak tanındı) hem milliyetçi hem de sol gruplardan binlerce genci ve politik eylemciyi tutuklar. Bunlar daha sonra aslında bir Azeri olan Ayetullah Sadiqi Xelxali tarafından yargılanır ve infaz edilir. Bu yargılamalarda verdiği kararlarla Halhali sonradan "Cellat Yargıç" diye anılmaya başlanır.

O sıralarda neredeyse tüm sol gruplar İslami güçlere karşıyken TUDEH lider kadrosu yeni rejimde yer alma ve rejimle işbirliğine gitme kararı alır.

1982'de hükümet ise TUDEH gazetelerini kapatarak tüm TUDEH üyesi memurları işten çıkarır. İran ordusunun saldırgan Irak ordusunu püskürterek Irak topraklarında ilerlemeye başlaması üzerine TUDEH hükümete Birleşmiş Milletler’in sunduğu barış teklifini kabul etme çağrısında bulunarak, savaşı devam ettirmenin emperyalistlerin işine yarayacağı uyarısında bulunur. Bunun üzerine hükümet derhal öncelikle lider kadroları daha sonrasında ise 5000'i bulan Tudeh üyesi ve destekçisini tutuklayarak hapse attı. Parti 1983'te resmen yasaklandı.

Bu tasfiyelerin sonucunda parti giderek çöktü, çok sayıda üyesi ülkeyi terk ederek sürgün hayatı yaşamaya başlar. 1988 İran siyasi suçlu idamları esnasında binlerce mücahit ve solcu tutuklu ile beraber çok sayıda TUDEH üyesi de idam edilir.

Yine de parti tamamen yok edilememiştir ve İran'da 1992 yılında sürgünde seçilen yeni bir Merkez Komiteyle bir yeraltı politik örgütü olarak faaliyetini sürdürmektedir. Parti günümüzde Ali Havari liderliğindedir.

Son on gündür İran’da başlayan ve giderek kitleselleşen halk ayaklanmasının nedenleri İran rejimi iktidara geldiği 1979 yılından bu yana toplumsal ve siyasal muhalefet ve halklar, uluslar ve azınlıklara yönelik uyguladığı baskıcı, inkarcı politikalarının bir sonucu olduğunu görülüyor.