HDP Yüksekova’daki olayı meclise taşıdı

HDP Yüksekova’da Türk asker ve polisi tarafından 5 Ağustos günü 52 kişiyi gözaltına alması ve hakaret, işkence ve kötü muameleye maruz bırakılmasını Meclis gündemine taşıdı.

HDP Yüksekova’da Türk asker ve polisi tarafından 5 Ağustos günü 52 kişiyi gözaltına alması ve hakaret, işkence ve kötü muameleye maruz bırakılmasını Meclis gündemine taşıdı.

HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk tarafından yanıtlaması için verdiği soru önergesinde, “Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde kolluk görevlilerince 5 Ağustos 2015 günü, Selahattin Eyyubi Havalimanının kuzeyinde yer alan özel bir şantiyeye yapılan baskında 52 kişi gözaltına alınmış olup, bu baskın esnasında kolluk görevlilerinin işçilere uyguladıkları işkence ve kötü muamele görüntüleri servis edilmiştir. Bahse konu görüntüde, bir kolluk görevlisinin yüz üstü elleri arkadan bağlanmış ve yan yana dizilmiş işçilere ‘Ne yaptı lan size bu devlet? Hepinizi tanıyorum ben. Kim ki hainlik yapıyor karşılığını görecek. Türk'ün gücünü göreceksiniz’ şeklinde tehditler savurduğu görülmektedir” dedi.

Beştaş’ın soru önergesinde şunlar yer aldı:

Bahse konu olay hakkında ne zaman bilgi sahibi oldunuz? Olayın gerçekleşme aşamasında bu bilgi sizde mevcut muydu? Yoksa görüntülerin ortaya çıkması ile mi haberdar oldunuz?

Söz konusu uygulama Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşme ve hukuki normlara göre işkence ve kötü muamele olarak değerlendirilecek vasıfta olup bu konuda kolluk görevlilerine gerekli eğitim verilmemiş midir? Yoksa tüm gözaltı operasyonlarında işkence ve kötü muamele söz konusu olmakta mıdır?

Yüksekova'da çalışan şantiye işçilerine uygulanan şiddet ve kötü muamelenin nedeni nedir? Kolluk güçleri bu uygulama için talimat almakta mıdır? Yoksa işkence ve kötü muamele kolluk güçlerinin görev kapsamında yer alan bir uygulama mıdır?

Kişilerin yere yatırılarak ve elleri bağlanarak gözaltına alınmasının nedeni nedir? İnsan haklarına ve evrensel hukuk kaidelerine aykırı bu fiilleri gerçekleştiren, yürüten ve kolluk güçlerinin bağlı bulunduğu üst kademe bürokratlar hakkında hukuki, idari bir işlem başlatılmış mıdır? Sorumlular hakkında cezai yaptırım uygulanması söz konusu olacak mıdır?

Kolluk güçleri; kişilere uyguladıkları işkence ve kötü muameleye ilişkin yetki ve gücü nereden almaktadırlar? Hukuka aykırı uygulamaları rahatlıkla yapabilmelerinin nedeni nedir? Bu konuda özel eğitim almakta mıdırlar? Özel yetkileri var mıdır?

Operasyona esas teşkil eden konu kapsamında, mülkiye müfettişleri eliyle yürütülen idari soruşturmada yapılan kolluk faaliyetinin bu boyutta, hukuka ve Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmelere aykırı bir müdahaleyi gerektirecek düzeyde olup olmadığı değerlendirilmiş midir? Elleri arkadan bağlanıp yere yatırılmak suretiyle gözaltına alınan 52 kişiden sadece 4 kişi hakkında tutuklama verildiği nazara alındığında ve o esnada kolluğun amiri olduğu anlaşılan şahıs tarafından yapılan hamasi ve ayrımcı konuşmanın içeriği ile bütün bu safahatin video kaydı altına alınarak sosyal   medya üzerinden servis edilmesi de bir arada değerlendirildiğinde, gerçekleştirilen bu kolluk faaliyetinin amacı asayişin sağlanmasına yönelik midir yoksa psikolojik harp olarak literatürde adlandırılan özel bir maksada mı yöneliktir?

Bu görüntülerin bizzat operasyonda görev alan kolluk görevlileri tarafından sosyal medyada servis edildiği dikkate alındığında yapılan bu uygulamanın 1990'lı yıllarda sıklıkla başvurulan psikolojik harp yöntemlerinden biri olduğu Bakanlığınızca da kabul edilmekte midir?

Görüntülerde yer alan işkencenin vehameti ortada iken şu ana kadar failin tutuklanmasının anlamı nedir? Hala görevden alınmamış olmasının nedeni nedir?

Kolluk görevlisince yapılan işkence ve kötü muameleye genel olarak güvenlik personeline uygulanan cezasızlık politikasının etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?

Söz konusu görüntüler devletin gücünü gösterme yöntemlerinden midir?

İşkence görüntüleri ile internet erişiminin engellenmesi arasındaki bağ nedir? İşkence görüntülerinin ortaya çıkması ile hem zamanlı olarak muhalif basın- yayın organlarına getirilen erişim engelinin nedeni nedir?

Bazı basın yayın organlarına getirilen erişim yasağının; işkence ve kötü muamele uygulamalarının artması ve uygulamaların desteklendiği anlamlarına gelmesi konusundaki düşünceniz nedir? Bazı basın yayın organlarının yaptığı haberlere getirilen erşim engeli bu uygulamaların artacağının ön hazırlığı mıdır?

Failler hakkında inceleme yapıldığına dair Başbakanlıkça açıklama yapılmış ise de olayın boyutları ile kıyas edildiğinde sadece inceleme başlatılması yeterli midir?