HDP Yerel Yönetimler Toplantısı: Bizim olanı geri alacağız

HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kurulundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, “31 Mart ve 1999’dan beri olduğu gibi bizim olanı geri alacağız” dedi.

HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Silopya Belediyesi Konferans Salonu'nda ara dönem toplantısını gerçekleştirdi.

‘BİZİM OLANI GERİ ALACAĞIZ

Demokratik Yerel Yönetimler Kurulundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki toplantıda yaptığı konuşmada, gasp edilen belediyeleri geri alacaklarını kaydetti.

Tiryaki, “Bu salonda Diyarbakır’dan Mardin’e Kars'tan Hakkari'ye, Urfa’dan Dêrsim’e her kentten ve ilçeden halkın gerçek temsilcileri var. Halkın gerçek temsilcilerini 6 yıldır kalıcı OHAL rejimi ile yok sayan bir kayyım rejimi ile karşı karşıyayız. Biz çok kısa bir süre içinde onları bu rüyadan uyandıracağız, tıpkı 31 Mart'ta yaptığımız gibi. 31 Mart ve 1999’dan beri olduğu gibi bizim olanı geri alacağız. Bunu hem 2023 seçimlerinde hem de 2024 yerel seçimlerinde yapacağız” dedi.

OHAL RESMİ OLARAK SÜRÜYOR

Tiryaki şöyle devam etti:

“Siyasi iktidar sadece kalıcı OHAL rejiminde, 2016’da başlayan OHAL rejimi sona erse de bütün KHK’ler yasallaştırılarak OHAL resmi olarak sürdürülüyor. Bugün herhagi bir eylem gerçekleştirelimiyorsa, kaymakam ve valilikler yasak kararı alıyorsa, bunun nedeni KHK’ler. İstedikleri kurumlara kayyım atayabiliyorlarsa, bu yasal hale getirdikleri KHK’Ler nedeniyledir. Siyasi iktidarın meşruiyete dayalı olmadığını herkes biliyor. Bir gasp ve yok sayma siyaseti ile çalışan bir yönetim var.

ALTERNATİF BELEDİYECİLİĞİN TEMELİ 1999’DA ATILDI

15 Temmuz’da ‘halkın iradesini yok sayamazsınız’ diyenler, onlarca yerde halkın iradesini yok sayabiliyorlar. Bu yönetimler hiçbir meşrutiyete dayanmıyor, halkın içine ancak polis koridorları ile girebilenler, halkın iradesi olamazlar ama bu sokakta bulunan herkes, her kente ve her sokağa gönül rahatlığı ile girebilir. Halkın iradesi buradadır. Sözde belediye başkanları gaspı devam ettirmektedir. 1999’da ilk kez alternatif belediyeciliğin temeli atıldı. O günden bugüne onlarca şey başarıldı. Arkadaşlarımız çokça şey başardılar, bugün kayyım rejiminin temel nedeni bu. Bugün bir çığ gibi büyüdüğünün farkında iktidar. Önüne barikat kurma çalışmalarının çığ gibi büyüyeceğinin farkında iktidar. Başka bahanelerin arkasına sığınarak belediyelerimizin, seçilmiş irademizin önüne kesmeye çalışıp bir kayyım rejimi oluşturmaya çalıştılar. Tek amaçları çığ gibi büyüyen belediyecilik hizmetlerini engellemek ama bunu başaramadılar. Her düzeyde görev almış arkadaşlarımızla bunun karşılığını daha fazla alacağız.

BEDELİNİ SANDIKTA ÇOK AĞIR ÖDETECEĞİZ

İl genel ve belediye meclislerinde hileyle arkadaşlarımızı görevden uzaklaştırarak çoğunluğu elde ettiler. Meclisleri fiilen lağvettiler, Amed, Van ve Mardin Büyükşehir meclisleri bir daha toplanmadı. Kayyım atananların tümünde meclis bir daha toplanmadı. Halkımızın bir bütün olarak siyasi iradesini yok sayıyorlar. Gerçekten arkadaşlarımıza yönelik suçlamalar kayyımın gerekçesi olsaydı o meclisler çalışmalarını yapardı ama amaçları bu değil. Halkın bir bütün olarak siyasi iradesini yok sayan bir faşist rejimle karşı karşıyayız. Bunun bedelini sandıkta çok ağır bir şekilde ödeteceğiz.

FİİLİ İDAM VAR

Cezaevlerinde devasa bir hukuksuzluk var. Her hafta bir iki siyasi mahkum fiili idamla ölüme mahkum ediliyor. Adli tıp eliyle hasta mahpusların cezaevinde kalması sağlanıyor. Serbest bırakılan yüzlerce arkadaşımız ise kısa bir süre sonra yaşamını yitiriyor. Siyasi iktidar otoritesini başka şekilde sağlayamıyor. Bu hukuksuzluğu Türkiye sınırları dışına da taşıyor. Bu hukuksuzluğu savaş rejimi ile sürdürmeye  çalışıyorlar. İktidar pek çok ülkede binlerce çeteye resmi olarak maaş ödüyor. Onları kanlı bir savaşa süren bir iktidar var. THY uçakları ile çeteler Libya'ya, oradan Ermenistan ve Azerbaycan'a taşındı.

YAPILANLARIN KÜRT DÜŞMANLIĞI OLDUĞUNU HERKES BİLİYOR

Her ülkeye çete transfer eden bir iktidar bu kanlı rejimi Orta Doğu'nun tamamına yaymak istiyor. Siyasi iktidar varlığını kanla sürdürmeye çalışıyor. Kürt düşmanlığını, Kürdün yaşadığı her karış toprağa taşıyorlar. Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne atılan bombaların nedeni Kürt düşmanlığıdır, Rojava’ya saldırıların nedeni de budur. Dünyanın neresinde olursa olsun Kürdün herhangi bir şeye sahip olmaması için yürütülen bir siyasi operasyon ile karşı karşıyayız. Kürdistan'ın dört parçasında yaşananlar, herkes bunun canlı tanığı. Ama bunda başarılı olamayacaklar. Kürdistan'ın dört bir yanında halkımız uyanmış durumda, artık yaptıklarını gizleyemezler, hukuksuzluklarının karşısında milyonlar ayakta. Kobanî direnişi çok uzakta değil. Bunu hep birlikte yaşadık. Bu büyük direnişi hep birlikte gördük. Herkes yapılanların Kürt düşmanlığı olduğunu biliyor.

İMRALI’DAKİ TECRİT REJİMİNE KARŞI ÇIKMALIYIZ

Gün geçmiyor ki cezaevlerinden işkence haberleri gelmesin. Milletvekili olarak sorduğumuz 10 sorunun 7’si cezaevleriyle ilgili. Karşı çıkmamız gereken rejim İmralı’daki tecrit rejimidir. İmralı rejimi sürdükçe her kente yayılacağını göreceğiz. İmralı’da tecride son verebilirsek Türkiye’de sadece demokrasinin kapısını açmayacağız, Orta Doğu’daki barış için yeni bir kapının aralanmasını da sağlayacağız. HDP’liler olarak her toplantıda bunun altını kalın harflerle çiziyoruz. Tecrit sürdükçe Orta Doğu'daki kan ve gözyaşı devam edecek. Rojava'ya yönelik tehdit saldırılarını sadece sosyal medyadan bir tweet atarak durduramayız. Parti binaları önünde basın açıklamaları ile durduramayız. Bu kan ve gözyaşının durmasını istiyorsak, topyekun direnmek zorundayız. Her birimiz yüreğimizde bunu doldurabileceğimize inanmalıyız. ABD ve Rusya’ya bakarak bu operasyonun başlayacağını düşünüyorsak büyük yanılığı içinde oluruz. Bu savaşı sadece halklarımız durdurabilir. Ve emin olun bunu başaracağız. Bu işgale hayır demeye bütün arkadaşımızın hazır olduğunu düşünüyorum. IŞİD'in Kobanî'ye yapmak istediklerini AKP-MHP iktidarının tamamlanmasına izin vermeyeceğiz.

HDP’Yİ BÜYÜTECEĞİZ

AKP-MHP rejimi 12 Eylül darbecileri gibi darbeci rejim olarak tarihte yer alacak. Bunu başarmanın yolu haziranda yapılacak seçimlere şimdiden hazırlanmak. Yapacağımız seçim çalışması ile bu iktidara son verebiliriz. Onun için bu pazar seçim olacak gibi çalışmalarımızı yapmalıyız. Genel Merkez olarak seçime profesyonel olarak hazırız. Seçim çalışmasını bir örgütlenme kampanyası gibi görmek zorundayız. 31 Mart'ta yarım bıraktığımız işi 2023'te tamamlamak zorundayız. 2023 seçimlerinde HDP’nin alacağı her oy, her yüzde 1'lik artışı Meclis'te hayati öneme sahiptir. Üçüncü yolu ancak bu şekilde hayata geçirebiliriz. Bu yolun Türkiye’nin geleceğinde aydınlık bir yol olmasını istiyorsak HDP’yi büyütmeli ve birinci hedefimiz ana muhalefet partisi olarak Meclis'e en az 100 milletvekili ile girmeliyiz. Yerel seçimlerde en az 100 belediye ve 3000 belediye meclis üyesi ile temsil edileceğiz. 2024 yerel seçimlerine bu ruh ile çalışmalıyız. Hayallerimizi gerçekleştirecek potansiyel ve güce sahibiz. Halkımız bu kadrolara sonuna kadar güveniyor. Yeter ki sahada gücümüzü gösterelim.”