HDP'li vekillerin nöbeti sürüyor: Tecridi kırmak için her şeyi yapacağız

HDP'li vekillerin İmralı tecridine karşı Adalet Nöbeti sürüyor. HDP Milletvekili Nuran İmir, "Tecridi kırmak için üzerimize düşen her şeyi yapacağız" dedi.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi için başlattığı Adalet Nöbeti, 14’üncü gününde devam ediyor. Milletvekilleri Remziye Tosun, Mehmet Rüştü Tiryaki, Mahmut Celadet Gaydalı, Erol Katırcıoğlu, Erdal Aydemir, Kemal Bülbül, Kemal Peköz, Hüseyin Kaçmaz, Muazzez Orhan Işık ve Nuran İmir, “İmralı’da hukuk uygulansın” ve “Tecrit insanlık suçudur” dövizleriyle Meclis Dikmen Kapısı’nda açıklama yaptı.

'İKTİDAR ÜLKENİN KARANLIK VE KAOSTA KALMASINI İSTİYOR'

Eylemde konuşan HDP Şirnex Milletvekili Nuran İmir, tecridin ülkenin siyasetine ve savaş siyasetine etkilerine değinerek, “AKP-MHP ittifakı, tecritte ısrardan, özellikle de bugün uyguladıkları savaş politikalarından yararlanarak, ülkenin karanlık ve kaos içinde kalmasını istiyor. Aynı zamanda insanlığa ve hukuka aykırı eylemlerini de buna dayanarak yürütmeyi sürdürüyorlar. Her koşulda, halka yönelik her türlü baskıya karşı mücadele içindeyiz. İmralı Adası’nda özel bir hukuk uygulanmaktadır. Bu özel hukukun dayanağını ve gücünü nereden aldığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Onlarca milletvekili, ‘İmralı Adası’nda neler oluyor, kapılar neden açılmıyor?’ diye bu nöbet eylemini gerçekleştiriyor, fakat AKP iktidarı sessiz kalmaya devam ediyor” diye konuştu.

Tecridin milyonlarca kişinin endişelerin neden olduğunu dile getiren İmir, “Sayın Öcalan, uluslararası bir komplo ile Türkiye’nin eline geçtiğinden beri tecrit edildi. Ama özellikle bu yıl Sayın Öcalan ailesi ve avukatıyla görüşemiyor. Yetkililerin öne sürdüğü bahanelerle haklarını ihlal ediyorlar. Bu daha da kaosa yol açacaktır. Bir uyarı yapıyoruz, Adalet Bakanlığı nasıl bir zihniyetin içinde olması gerektiği konusunda netleşsin. Sorumluluğu alamıyorlarsa, işgal ettikleri yeri terk etsinler. İktidarınızı savaş politikalarıyla sürdürmek ve genişletmek istediğinizi biliyoruz. İmralı’da yürüttüğünüz bu tecrit, aynı zamanda özel bir savaşın parçasıdır. Bu savaşta her gün yüzlerce insan hayatını kaybediyor. Bir yandan yoksulluk içindeler. Hem Türkiye kendi hukukunu hem de uluslararası hukuku ihlal ediyor” ifadelerini kullandı.

'TECRİDİ KIRMAK İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞEN HER ŞEYİ YAPACAĞIZ'

İmir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün görüyoruz ki, toplumda ahlaken bir yozlaşma meydana getirdiler ancak bugün kaç kanun ve düzenleme ihlal ediliyor. Bu keyfi uygulamalar derhal terk edilmelidir. Kaosu önlemek ve bu siyasi çıkmazın önüne geçmek istiyoruz. Dolayısıyla Sayın Öcalan Türkiye'nin bir gerçeğidir. Yasaklayarak, kriminalize ederek ve tecrit ederek onu durdurmaya çalışabilirsiniz, fakat o kadar çok ağırlığı var ki ağırlığıyla siyasi durumda büyük bir değişiklik yaratabilir. HDP olarak siyasi mücadelede hayatın her alanında hiçbir zaman savaşın yanında olmadığımızı söyledik. Mücadelemiz her zaman düşünce özgürlüğü, demokratik siyaset ve bu ülkenin kalkınması için oldu. Kürt düşmanlığı politikaları sonuç vermiyor.
İktidar Kürt düşmanlığından vazgeçmelidir. Tecridi kırmak için üzerimize düşen ne gerekiyorsa yapacağız. Biz milletvekilleri olarak her gün faaliyetler içerisindeyiz, herhangi bir ülkede bu faaliyetler yapılsa, yetkililer tüm çalışmalarını durdurur ve bir çözüm bulmak için harekete geçer. Ama bundan kazançlı çıktıkları için güçlerini genişletme emri verecekler. Bu tehlikeli duruma karşı önlem alıyoruz. Bu iki yıl içerisinde Sayın Öcalan'ın avukatları Adalet Bakanlığı'na 300'e yakın başvuruda bulundu, ancak ne olumlu ne de olumsuz bir yanıt verilmedi. Ayrıca CPT görüşme için İmralı Adası'na gittiğinde, Sayın Öcalan'ın görüşmediğini öğrendik. Endişe daha milyonlara neden olduğu için AKP iktidarının bir an önce bağımsız bir heyete İmralı’nın kapısını açmasını istiyoruz, heyetlerimiz İmralı Adası'na gitmelidir. Bu ülkenin düşünce özgürlüğü ile gelişmesini istiyoruz. Bu ülkenin kalkınması, güvenlik politikalarıyla sağlanamaz. Adalet Bakanlığı'na bir an önce bağımsız bir heyet oluşturarak, İmralı'ya barış ve çözüm kapısını açması çağrısında bulunuyoruz.”