Halkların Demokratik Kongresi HDK, 8 yıl hapis cezası verilen BDP Milletvekili ve HDK Divan Kurulu Üyesi Sebahat Tuncele destek açıklaması yaptı. Savaşın demokratik siyaset alanında da sürdüðüne dikkat çeken HDK temsilcileri mahkum edilen halk iradesidir dedi.
Halkların Demokratik Kongresi-HDK, BDP Ýstanbul Milletvekili ve HDK Divan Kurulu Üyesi Sebahat Tuncel'e bir basın toplantısıyla destek çıktı.
"Vekilimiz Sebahat Tuncel'e sahip çıkıyoruz" sloganıyla Makina Mühendisleri Odası'nda düzenlenen toplantıya Tuncel'in yanı sıra Ýstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Tuncel'in avukatı Ercan Kanar da katıldı. Toplantıda, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdað, BDP Ýstanbul Ýl Örgütü Eşbaşkanı Ali Rıza Bilgili, eski Milletvekili Ufuk Uras, Prof. Dr. Büşra Ersanlı, Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Garo Paylan gibi çok sayıda siyasetçi, gazeteci, sanatçı, STK ve Alevi örgütleri temsilcileri de hazır bulundu.
DAVANIN SONUNDA ORTAYA ÇIKAN GÝZLÝ TANIK!
Toplantıda söz alan Tuncel'in avukatı Ercan Kanar, kararın hukukun evrensel ilkeleriyle hiçbir ilgisinin olmadıðını, tamamen siyasi, Kürt halkının temsilcisine yönelik verilmiş bir karar olduðunu vurguladı. Kanar, kararın hukukun zehirli bir sapması olduðunu belirterek, dosyadaki hukuksuzlukları anlattı. Öncelikle Tuncel'in 302. maddeden yargılanması gerekirken, 314. maddeden yargılandıðına dikkat çeken Kanar, kararın da dosyaya bakılmadan verildiðini söyledi. Daha önce adli suçlar işlemiş Ýbrahim Çakmaz isimli bir kişinin sözleriyle Tuncel'in yargılandıðını aktaran Kanar, davanın bitimine doðru ortaya bir "gizli tanık" çıktıðını söyledi. Yine bu kararla yasama dokunulmazlıðının ihlal edildiðinin altını çizen Kanar, kararın delile dayanmadıðını, hakkaniyet ilkelerinin çiðnendiðini ifade etti. Kanar, kararın ayrıca infaz tamamlandıktan sonra da denetimli serbestlik getirdiðine dikkat çekerek, Özel Yetkili Mahkeme'nin "düşmanla savaş hukuku" çerçevesinde, yürütmenin direktifleriyle ceza verdiðini dile getirdi. Kanar, kararı temyiz edeceklerini, yurt dışına çıkış yasaðının kalkması için bir üst mahkeme olan Ýstanbul 11. Aðır Ceza Mahkemesi'ne başvuracaklarını, iç hukuk yollarının tükenmesi halinde AÝHM'e gideceklerini sözlerine ekledi.
DEVLET SAVAŞIN ÝNTÝKAMINI ALIYOR
Karara ilişkin açıklama yapan Levent Tüzel ise, intikam alırcasına bir karar verildiðini söyledi. TSK'nin sürdürdüðü savaşın demokratik siyaset alanında da sürdürüldüðünün bir göstergesi olduðuna dikkat çeken Tüzel, "Halkın oylarıyla seçilen vekilin örgüt üyesi suçlaması ile tutuklanması hiçbir şekilde gerekçelendirilemez. Mahkûm edilen halk iradesi, halkın temsiliyetidir. Dokunulmazlık kaldırılacaksa tüm vekillerin kaldırılmalı" dedi. Tüzel, "Hükümet siyasetçilerin siyaset yapma hakkını elinden almak yerine toplumu oyalamaktan vazgeçip, çocukların ölümünü önüne geçsin. Meclis açıldıðında tutuklu milletvekillerinin durumunu tartışıyorduk. Şimdi tutuklu vekillerin yerine yenilerini göndermeye çalışıyorlar" deðerlendirmesinde bulundu.
KANDÝLÝN YOLUNU GÖSTERÝYORLAR
Kendisine verilen cezaya ilişkin deðerlendirmelerde bulunan Sebahat Tuncel de, bunun kişisel bir konu olmadıðını, tamamen siyasi, Kürt sorununa yaklaşımla ilgili olduðunu vurguladı. "KCK" adı altında yürütülen operasyonlar kapsamında binlerce siyasetçi ve belediye başkanlarının da tutuklu olmasının hukuksuz olduðunun altını çizen Tuncel, iktidarın bu kararla önümüzdeki dönemde soruna nasıl yaklaşacaðını da ortaya koyduðunu dile getirdi. Ýstiklal Mahkemeleri'nden bu yana yargının iktidarın elinde olduðunu sadece isimlerin deðiştiðine işaret eden Tuncel, Kürt halkının 12 Eylül dönemindeki benzer bir sistemle yargılanmaya devam edildiðini kaydetti. Yargıtay'dan çıkacak kararın da siyasal olacaðını belirten Tuncel, "Yargının 'gereðini yapacaðı' konusunda bir ön kabulüm var, ama yine de hukuki tüm yolları deneyerek, hakkımızı arayacaðız" dedi.
Yurt dışına çıkış yasaðına ilişkin de, "Kaçmaya niyetim olsaydı 6 yılda 100 defa kaçardım. Başbakan 'ya Kandil ya Meclis' diyor. Kürtlere Kandil'in yolunu açıyor. Hukukçular Başbakan hakkında 'örgüte adam kazandırmaktan' suç duyurusunda bulunmalı. Demokratik siyasetin yolunu kapatıp daðın yolunu gösteriyorsun" dedi. 1 Ekim'de Meclis'te dokunulmazlıkların tartışılacaðına ve bu kararında da ön hazırlık olduðuna dikkat çeken Tuncel, şunları ifade etti: "Halkların kardeşliðinden bahsediyorsunuz. Siz terörist ilan ettiðiniz bir halkla yaşayamazsınız. Tüm Kürt halkı terörist ilan edildi. 90'lı yıllarda Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doðan'ı cezaevine koydunuz da ne oldu. Bu halk Zana'yı, Dicle'yi yine seçti. Siz, 'Suriye'de sandık yok Türkiye'de sandık var' diyorsunuz ama sandıktan çıkan iradeye neden saygınız yok."
Toplumdaki nefret söylemi ve Kürt sorununun çözülmesi çaðrısında bulunan Tuncel, "PKK bir gerçeklik. Yok sayamazsınız. 'PKK ayrı Kürt halkı ayrı' kocaman bir yalandır. Kürt sorunu çözülecekse PKK ve Sayın Abdullah Öcalan dikkate alınmalı. CHP, Oslo görüşmelerindeki protokollerin neden yerine getirilmediðini, tecridin neden devam ettiðini sormalı" dedi.