Türk cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatıran siyasi tutsakların açlık grevlerinin 67. gününde, DTK binasında sürdürülen açlık grevlerini ziyaret eden HDK heyeti, bu direnişin Türkiyeye ayna tuttuðunu ifade etti.
Türk cezaevlerinde PKK ve PAJK'lı tutsaklar öncülüðünde başlayan ve ölüm sınırında olan açlık grevlerinin 67'inci gününe girildi. Dışarıda ise BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, DTK Eş Genel Başkanı Aysel Tuðluk, DTK Daimi Meclis üyeleri, BDP'li milletvekilleri ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile devam eden açlık grevlerine siyasi iktidarın duyarsızlıðı devam ediyor.
ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdað, EHP Genel Başkanı Sibel Uzun, SDP Genel Bakanı Rıdvan Turanın da aralarında bulunduðu HDK heyeti DTK binasında sürmekte olan açlık grevini ziyaret etti.
HDK Yürütme Kurulu adına açıklamada bulunan Selda Akdað, Türk cezaevlerinde 67 gündür açlık grevinde olan siyasi tutsakların taleplerinin kabul edilmesi gerektiðini söyleyerek başladıðı konuşmasında, 67 gündür süren açlık grevleri kritik aşamadayken bu insani, kabul edilebilir talepler karşısında hükümetin tavrı son derece aymazlıktır dedi.
Taleplerin kabul edilmesi için mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Akdað, Buradan bir ölüm çıkarsa bunun altından kimse kalkamaz. Başta hükümet olarak siz bu ülkede bir iç savaşın pimini çekmiş olursunuz diyerek siyasi iktidara seslendi.
Akdað, Türkiye halklarına ise seslerini yükseltme çaðrısında bulundu.
YÜKSEKDAÐ: ÖLÜMLE YAŞAYAN BÝR HALKI ÖLÜMLE KORKUTABÝLÝR MÝSÝNÝZ?
ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdað yaptıðı konuşmada, BDPnin açlık grevlerine ilişkin yayınladıðı genelge kapsamında 48 saatlik açlık grevine başlayacak olan Diyarbakır halkına yönelik polis şiddetine dikkat çekerek konuşmasına başladı.
Kürt halkının sürdürdüðü mücadele insanlık, vicdan dramının sembolü haline gelmiştir diyen Yüksekdað, Türkiye ve batıdan gelenler olarak direnişçilerin mesajlarını açıkça gördüklerini söyledi. Yüksekdað, Direnişçilerin bu talebi, halkların birliðinin saðlanabileceðinin göstergesidir. AKP Hükümetinin tavrı ortada, karşısında direniş yükseldikçe faşizmini büyütmektedir dedi ve bunun son örneðinin Türk Başbakan Erdoðanın idam tehdidi olduðunu belirtti.
Ölümle yaşayan bir halkı ölümle korkutabilir misiniz? Bu halkı ölümle teslim alamazsınız diyen Yüksekdað, Bu tarihsel bir eylemdir. Bugün sokakları hapishaneye çevirmeye çalışan bir devletle karşı karşıyayız diyerek Diyarbakır sokaklarının bugün polisler, zırhlı araçlar ve panzerlerle ablukaya alındıðı görüntüye işaret etti.
Yüksekdað sözlerini şöyle tamamladı: Bu direniş bizim direnişimizdir. Bu direniş tüm Türkiye halklarının direnişidir. Bu direnişin sesini her yerde duyurmak boynumuzun borcudur.
AKPNÝN YAPTIÐI NEFRET SÝYASETÝDÝR
Diyarbakır sokaklarının devlet işgalinde olduðunu dikkat çekerek sözlerine başlayan SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan ise, Sistem Diyarbakır sokaklarını açık bir cezaevine dönüştürmüştür dedi.
Türk Başbakanı Erdoðanın demokrasi yerine idamdan bahsetmesini manidar bulan Turan, siyasi iktidarın Ýsraile ilişkin açıklamalarını da eleştirerek, Peki siz ne yapıyorsunuz? diye sordu.
Turan, Süngü ile bir yere gelebilirler ancak sonra süngüyle oturulur. Cumhurbaşkanlıða gelmenin yolu Kürt halkını ezmek, yok etmek deðildir şeklinde sürdürdüðü konuşmasında, Türk Başbakanının kendi çıkarları doðrultusunda Türkiyeyi çıkmaza soktuðunu söyleyerek, Tayyip Erdoðan durdurulmalıdır ifadesini kullandı.
Bugün AKPnin yaptıðı nefret siyaseti geri dönülmez bir siyasettir diyen EHP Genel Başkanı Sibel Uzun ise, bu nefret siyasetine karşı toplumsal tepkinin büyüdüðünü ifade etti.
Son olarak konuşan açlık grevindeki DTK Eş Genel Başkanı Aysel Tuðluk, ortak bir güç birlikteliðinin önemine dikkat çekerek, Halklarımıza bu zalim iktidarı reva görmeyeceðiz. Bu halkın bedelleri, acıları var. Umarı AKPde bu sesi duyar. Biz hükümeti aklı selim olmaya çaðırıyoruz dedi.