Hasta tutsaklara işkence

Cezaevlerinde tutuklulara yönelik baskı ve hak ihlali kesintisiz devam ediyor. Gönderdikleri mektuplarla yaşadıklarını aktaran tutuklular, keyfi uygulamaların sınırsızlığına dikkat çekiyor.

Bandırma 2 No'lu T Tipi Kapalı Cezaevi'nden yaşadıklarını aktaran Aziz Alp, 12 Nisan’da mahkemeye götürüldüklerinde kendisi ile birlikte Nihat Malgaz ve Delil Ufak'ın baskı ve kötü muameleye maruz kaldığını yazdı. Alp, "Mahkemeye götürülünce bin bir sorunla karşılaştık. Planlı ve düzenlenmiş bir işkenceye uğradık. Kapıda bizim zorla arkadan ellerimizi kelepçelemek istediler. Biz de buna karşı tepki gösterdik. Normal, rutin olan önden ellerimizin kelepçelenmesini istedik. Ama asker bunu dinlemeyerek saldırdı. Fiziki baskıya, işkenceye uğradık. Boğazımız sıkıldı, arkadan tekmeler ve yumruklar bize vuruldu. Ellerimiz arkadan kelepçelenerek zorla mahkemeye götürüldük. İşkence ve darp burada da sürdü. Cezaevine dönünce aynı baskı ve işkenceden geçirildik, zorla üzerimizdeki elbiseler çıkarıldı. İç çamaşırla odamıza aldılar. Gün geçtikçe baskılar artmakta ve derinleşmektedir" diye belirtti.

KİTAP YASAĞI!

Bursa Yenişehir Kadın Kapalı Cezaevi'nde mektup gönderen Filiz Gencer de, bulunduğu cezaevinde kitap satın alma veya ailenin gönderdiği kitapların yasaklandığını söyledi. Gencer, kamuoyuna, "Sesimize ses verin" diye seslendi.

ELAZIĞ’DA TEDAVİ ENGELİ

Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan Dilşad Şengül de, gönderdiği mektupta cezaevinde yaşanan hak ihlallerini yazdı. Kadın tutukluların kaldığı koğuşların hemen arkasındaki koğuşlara Gülen cemaatine üye olanların kaldığını ve kendilerini rahatsız ettiğini belirten Şengül, koğuşlarına elma, soğan ve ekmek gibi yiyecekler ile saldırdıklarını aktardı. Şengül, bu tutukluların İstiklal Marşı ve dini içerikli sloganlarla provokasyon yarattıklarını belirtti. Şengül, “Cezaevi idaresi de bu duruma karşı herhangi bir tutum sergilemiyor. Aksine onları destekler nitelikte konuşuyor. İlerleyen süreçte farklı şeyler atmamalarının garantisi yoktur” dedi.

Hasta tutukluların tedavileri engellendiğini revire ayın sadece iki günü çıkarıldıklarını vurgulayan Şengül, şunları yazdı: “Elimize alakası olmayan ilaçlar verilerek geçiştiriliyor. Örneğin migreni olan arkadaşın migren ilacı getirileceğine soğuk algınlığı için kullanılan ‘Aferin’ ilacı getiriliyor. Buna benzer birçok trajikomik durumlar yaşanıyor. Fiziki muayene yok. Acil hastaların sevkleri 3 haftadan önce yapılmıyor. Gerekçe olarak da sayı fazlalığını önümüze sürüp ‘sıranızı bekleyin’ diyorlar.”