Demirtaş’tan Meclis’te ‘çalışma toplantısı’ önerisi

Yaklaşık 9 yıldır Edirne Cezaevi’nde rehin tutulan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, son dönemde yaşanan gelişmelere ilişkin bir açıklama yaptı.

Demirtaş, “Hamaset değil cesaret zamanı” başlıklı mesajında, Ortadoğu’daki krizlerden Türkiye iç siyasetinde barış ve adalet çağrılarına kadar bir dizi başlıkta değerlendirmede bulundu.

Demirtaş, İran-İsrail gerilimine dair, İran’daki baskıcı rejimi eleştirirken, buna rağmen hiçbir emperyal müdahalenin meşrulaştırılamayacağını vurguladı. Krizlerin müzakereyle çözülmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, emperyalizmin “kazanım değil, viran” olduğunu belirtti.

Demirtaş, Önder Apo’nun 27 Şubat’taki çağrısına ve PKK’nin fesih kararına atıfta bulunarak, silahsızlanma sürecinin hızlı ve dengeli biçimde tamamlanması için herkesin sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini söyledi. Demirtaş, “İç cepheyi güçlendirme amacına da adalet duygusunun gelişmesine de hizmet etmediği açık olan siyasi görünümlü yargı tacizlerine kesinlikle son verilmelidir.” diye yazdı. 

Demirtaş ayrıca “seçilmiş belediye başkanlarının tutuksuz yargılanması gerektiğini”,  “yargıdaki siyasi baskıların sona ermesi gerektiğini”, ve “Türkiye’nin adil ve güven veren bir hukuk sistemine kavuşması gerektiğini” vurguladı.

Demirtaş, “maceracı ve felaket getirecek” siyasi hamlelere karşı uyarıda bulununurken, birlikte, özgür, laik ve eşitlikçi bir toplum için ortak direniş çağrısı yaptı.

Demirtaş, iç barışı sağlamak ve dış politikada ortak bir duruş belirlemek için Cumhurbaşkanı’nın davetiyle TBMM’de tüm parti liderlerinin bir araya gelmesini önerdi: “Ortadoğu yangınının kısa sürede sönmeyeceğini öngörerek kısa, orta ve uzun vadeli bir iç ve dış ortak politika hattının belirlenmesi ve her siyasi grubun bu hattı gönül rahatlığıyla savunabilmesi için Cumhurbaşkanı’nın davetiyle, TBMM’de tüm siyasi parti genel başkanlarıyla bir çalışma toplantısının en kısa zamanda yapılması yararlı olacaktır.”

Demirtaş şu mesajla noktaladı:

“Birlik ve beraberlik söylemiyle demokrasi dışı yönelimlerin aklanmasıdır esas tehlike. Mazlum doğmuş Türkiye’dir, adil doğmuş Türkiye’dir, barış içinde filizlenmiş Türkiye’dir ve bunun için söyleyecek sözümüz, gösterecek cesaretimiz, dayanışma irademiz olacaktır. Bu kasırga bir gün elbette dinecek ve bizler bu toprakların kadim halkları olarak burada, bir arada, özgür ve eşit yaşayacağız."