Günay: Komplo süreci, 17 yıllık uygulamayı da belirledi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın avukatlarından Ebru Günay, "Komplo süreci İmralı'daki 17 yıllık uygulamayı da belirledi. Başlangıç ve son, ara süreç komple bu mantık üzerinden şekillendi" dedi.
ANF
ATİNA
Salı, 10 Kasım 2015, 07:21
1999 yılında gerçekleştirilen Uluslararası Komplo'da Yunanistan devletinin rolünün açığa çıkarılması amacıyla Atina'da başlayan hukuki sürece ilişkin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın avukatlarından Ebru Günay ANF'ye konuştu.
2002-2004 yılları arasında ceza yargılanması sürecini gördüklerini, o dönemde yargılananlar konumunda olduklarını söyleyen Günay, Uluslararası Komplo'nun gerçekleştiği sürecin açığa çıkması amacıyla bu dava sürecini başlattıklarını belirtti. Tazminatı en düşük ve sembolik olan bir davayı da bu amaçla açtıklarını vurgulayan Günay, "Bu sürecin aydınlanmasını, sorumluların açığa çıkmasını istiyoruz. Bunun için de hukuki bütün yolları denemeliyiz. Türkiye'deki hukuk mantığını düşündüğümüzde devletin hizmet kusurundan kaynaklı tam yargı davası mantığı ile düşünmek gerekiyor. Sayın Öcalan 9 Ekim'de Şam'dan çıktı, Yunanistan'a geldi, kabul edilmeyip Rusya, İtalya yeniden Rusya, Yunanistan ve Kenya ile sonuçlanan bir süreç var" dedi.
İtalya ve Rusya dışındaki süreçlerin tamamında Yunanlı yetkililerin olduğunu da hatırlatan Günay, şunları belirtti: "Bunlar sıradan yetkililer değil. Hiçbir hukuki işlemin yapılmaması çok çarpıcı, dikkat çekici. Devletin EP'li bir kurumun başkanı ve EP'li yetkililer Sayın Öcalan'ın yanında ve gözaltı işlemi de dahil olmak üzere hiçbir hukuki süreç başlatmıyor. Kenya büyükelçiliğinde 5 Şubat'ta vekilimizin imzaladığı iltica talepli belge var. Bu da işleme konulmuyor."
Bir kişinin sığınma talebi, iltica talebi, elçiliğin özel gönderdiği belgenin bile işleme konulmadığına dikkat çeken Günay, "Hiçbir cevap verme ihtiyacı dahi yok, resmi kayıtlar da yok. Nereden tutarsak tutalım, ciddi bir hukuksuzluk var" dedi.
'KORSAN, İŞİN İÇERİSİNE GİRMEYEN, KEYFİ BİR SÜREÇ UYGULANDI'
Öcalan'ın o dönemde sınır ihlali yapıp Yunanistan'a geldiğini de vurgulayarak neden gözaltına alınmadığını, neden hakkında işlem yapılmadığını da sordu. Yunanistan'ın korsan, işin içerisine girmeyen, keyfi bir süreç işlettiğini de sözlerine ekleyen Günay, "O süreç İmralı'daki 17 yıllık süreci de belirledi. Söz konusu müvekkilimiz Öcalan olduğunda artık fiili ve keyfi uygulamalar kendisini gösterdi. Başlangıç ve son, ara süreç komple bu mantık üzerinden şekillendi" diye devam etti.
Avrupa Birliği'nin özellikle sığınmacılar ve mülteciler konusundaki ilkelerini de hatırlatan Günay, idam uygulandığı bir ülkeye, hiçbir kişinin iade edilemeyeceğini de vurguladı. Öcalan gibi, politik bir kimliği olan bir kişinin Türkiye'ye geldiğinde karşılaşacağı uygulamaların çok net olmasına rağmen, iade edilmesini ise, "Başka bir şey" diye niteleyen Günay, bu durumun Yunanistan şahsında somutlaştığını belirtti.
"Bu süreçteki araştırmalarımızda Yunanistan'ın işin biraz görülen yüzü olduğu net bir şekilde açığa çıkıyor" diyen Günay, özellikle o dönem itibariyle Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin gergin olduğunu, bu durumun da ilişkileri düzeltmek için kullanıldığını da vurguladı. Yine Büyük Ortadoğu Projesi'nin de o dönemde uygulamaya konulduğunu hatırlatan Günay, "Yunanistan'ın Kenya büyükelçiliğindeyken çıkartılması, yani Yunanistan'dan çıkartılması, Türkiye'ye iade edilmesi bir anlam ifade ediyor" dedi.
'YUNANİSTAN 1999'DAKİ TUTUMUNU SÜRDÜRÜYOR'
"Ben hala o anlam ve mesajın devam ettiğini düşünüyorum" diye devam eden Günay, hükümetin değişmiş olabileceğini, ancak ulus devlet mantığının değişmediğinin de net bir şekilde açığa çıktığını sözlerine ekledi.
"Biz hala 99'da ilk durduğumuz yerdeyiz" mesajı verdiğini de belirten Günay, Yunanistan başbakanı Tsipras'ın birkaç gün sonra Türkiye'ye gitmesinin, davanın da 22 Şubat 2016'ya ertelenmesinin tesadüf olmadığını, bir anlam ifade ettiğini söyledi.
Yunan devletinin, "Ben hala ilk durduğum yerdeyim" mesajı verdiğini de kaydeden Günay, tabii bütün bunlardan Yunan halkını ayrıştırdıklarını da belirtti. Devletlerin her zaman iktidarı, çıkarı için hareket ettiğini de vurguladı.
"Muhtemelen bu dönem devleti de bu mantıkla hareket edecektir" diyen Günay, Kürt-Yunan dostluğunun zedelenmemesi için de uğraşmak gerektiğini sözlerine ekledi.
'İLİŞKİLERİ GERER SÖYLEMİ DOĞRU DEĞİL'
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Atina Savunması'ndan, "Benim Yunanistan'a gelişimin kabul edilmemesine gerekçe olarak, 'Yunanistan'ı savaşa sürükler' deniyordu. Ama ben Yunanistan'a gelseydim barış için bir milat olacaktı" alıntısını da yapan Günay Kürtlerin ve Öcalan'ın barış için bir kimliği olduğunu kaydetti.
"Bunlar doğru temelde kullanılsaydı çok güçlü bir barış mesajı verilecekti" diye devam eden Günay, dava ile ilgili sürecin devam ettiğini, 22 Şubat'ta neler olacağını bilmediklerini, ancak hazırlıklarını yürütmeye devam edeceklerini de sözlerine ekledi.