Günay: 14 Temmuz ruhuyla direnişi büyüteceğiz

HDP Sözcüsü Ebru Günay, Demokratik Mücadele Programı eylemlerinin ikinci aşamasını açıkladı. HDP, "14 Temmuz ruhuyla direnişi büyüteceğiz" derken, birçok kentte eylemler düzenleyecek.

HDP Sözcüsü Ebru Günay, haftalık olağan basın toplantısında, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Günay, HDP’nin Demokratik Mücadele Programı kapsamında başlayan eylem planının ikinci aşamasının detaylarını da duyurdu.

Günay'ın konuşmasının satır başları şöyle:

"24 Haziran seçimlerinde her türlü hakarete ve engellemeye rağmen hala dimdik ayakta olduğumuzu gösterdik. 31 Mart’ta bütün ayrıksı duruşlara rağmen birlikte hareket etmenin zorbaları, tek adamları nasıl gerilettiğini ve demokrasinin nasıl kazanabileceği ile gösterdik.

1 Haziran’dan bu yana sokakta, meydanda ve Meclis'te kesintisiz olarak sürdürdüğümüz Demokratik Mücadele Programımız bu konudaki kararlılığımız ve mücadele azmimizin somut göstergesidir. Elbette bizler bu konudaki ısrarımızı sürdürürken Saray ittifakı/iktidarı çatışma ve savaştan beslenerek yeni saldırı gerekçeleri oluşturmaya devam etti. İktidar, doğayı talan etmeye ve tüm ülke zenginliklerini sermayeye peşkeş çekmeye çalışarak gerçek yüzünü göstermeyi sürdürdü.

Toplum düşmanı yüzünü, emekçilerin haklarını daha fazla gasp ederek gösterdi. Erkek egemenliğini büyütmek için kadınlara saldırmaya, kameralar önünde, karakollarda ve evlerde işkence yapmayı sürdürdü. İktidar bilindik yüzünü bir kez deha cinsiyet kimliklerine ve cinsiyet yönelimlere nefretle bakarak gösterdi. Mültecilerin yaşamlarını pazarlık konusu yaparak gösterdi.

Partimiz tüm bunlara rağmen farklı bir mücadele yönteminin mümkün olduğunu; halka sadece nefes değil aynı zamanda cesaret aşılanabileceğini, umut verilebileceğini kanıtladı ve gösterdi.

MÜCADELE PROGRAMININ İKİNCİ AŞAMASI

Geçtiğimiz Pazartesi günü Meclis’te 3 aylık Demokratik Mücadele Programının ikinci aşamasının startı Meclis grubumuzun da katılımıyla Eşbaşkanlarımız tarafından verildi. Bu program 1 Haziran'da Eşbaşkanlarımızın açıkladığı 9 maddelik tutum belgesi ile başlamıştı. Mücadele programımızı Haziran ayı içinde Hakkari ve Edirne’den Ankara’ya bütün engellemelere, saldırılara rağmen kararlılıkla yürüyerek sürdürdük. Türkiye kamuoyu iktidarın zorba ve saygısız yöntemlerini değil bizim kararlılığımız, çözüm önerilerimizi konuştu. Çünkü bu yürüyüş Hakkari’den, Karadeniz’in tulumu ve horunu ile başladı, Edirne ve Kandıra hapishanesinden yükselen direniş ve özgürlük sesiyle başladı.

Birinci aşamada Türkiye’nin iki yakasından Ankara’ya yürümüştük, şimdi Ankara’dan yola çıkarak Türkiye’nin dört bir tarafında toplumun her kesimiyle buluşacağız. “Hep Birlikte” sloganıyla başlattığımız mücadele programımızın ikinci aşamasında da bu iktidara karşı büyük bir toplumsal muhalefet örebileceğimizi ve öncü güç olabileceğimiz göstereceğiz.

BARO DARBESİNE KARŞI DİRENİŞ KARARI

Bugün Demokrasi Buluşmaları temamızın bazı detaylarını da sizlerle paylaşmak istiyorum. Savunma Hakkını gasp etme konusunda kararlı olduğunu gösteren AKP-MHP blokuna karşı bizler de Hep Birlikte savunma hakkını korumak için program takvimimizi 6 Temmuz’da başlattık. Meclis’te iktidarın teklifini geri çekmesi veya Genel Kurul'dan geçmemesi için tüm gücümüzle çalışma ve direnme kararı aldık. Bu anlamıyla bu ucube yasa tasarısına karşı baro başkanlarının ve avukatların yaptığı Ankara yürüyüşünü bir kez daha kutluyoruz.

Savunma hakkını gasp etmek isteyenlerin getirdiği çoklu baro yasası ve 20 Temmuz OHAL darbesinin yıldönümünde büyük bir Adalet Buluşması yapmamız siyasallaşmış yargı yerine hukukun bağımsızlığı ve üstünlüğüne olan inancımızdandır. Ankara’da yapacağımız bu buluşmada aynı zamanda Türkiye’nin her yerinden KHK ile işinden edilen öğretmenleri, akademisyenleri, emekçileri buluşturacağız.

Herkese yönelen saldırılara karşı hep birlikte karşı çıkmak zorundayız.

TİMTİK VE ÜNSAL'IN ÖLÜM ORUCU

Bu hukuksuzluk ve adaletsizlik insanları canından ediyor, toplumu çürütüyor. Çeteler serbest bırakılırken siyasi düşüncelerinden dolayı cezaevlerinde binlerce hasta tutuklu ölüme mahkum edildi. Milletvekili, belediye eşbaşkanı, siyasetçi, akademisyen, gazeteci, yazar, aydın, yani muhalefet eden on binlerce kişi hala tutsak. Meslektaşlarımız Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal, aylardır ölüm orucu eylemi ile adalet talebinde bulunmaktadır ve bu eylem artık kritik aşamaya gelmiştir. Bu vesileyle bir kez daha Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın talepleri yerine getirilmesi çağrısı yapıyoruz.

ŞENYAŞAR AİLESİ'NİN KATLEDİLMESİ

14 Haziran 2018 tarihinde Şenyaşar Ailesi'ne yönelik gerçekleştirilen katliam davası dün Malatya Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. Esvet Şenyaşar ve iki oğlunun katledilmesi siyasi nedenlerle planlı bir katliamdı. Dün milletvekili arkadaşlarımız bu davayı takip ettiler. AKP milletvekilinin devletin gücünü arkasına alarak sebep olduğu bu katliam sorumlularının adil bir şekilde yargılanacağı ve hak ettikleri cezaları alacağı konusunda son derece kuşkuluyuz. Çünkü şimdiye kadar benzer durumda olan binlerce katliam davasında sorumlular aklandı, katliamcılara cesaret verildi. Her ne olursa olsun Şenyaşar Ailesi'nin yanında olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum.

DEMOKRASİ BULUŞMALARI

Demokrasi Buluşmamız beş temel başlıktan oluşuyor. Halklar-İnançlar, Adalet, İş-Aş, Gençlik, Ekoloji ve bu başlıkları destekleyecek etkinlikler ile demokrasi mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz.

Saray iktidarının kutuplaşmayı etnik ve inanç üzerinden büyüttüğü bu dönemde Hatay’da yapacağımız Halklar ve İnançlar Buluşması birlikteliğin, çoğulculuğun, rengin önemine dikkat çekecek. Türk'ü, Kürd'ü, Arab'ı, Ermeni'si, Süryani'si, Sünni'si, Alevi'si, Hristiyan'ı, Êzidî'si, inanmayanı ile halklar ve inançlar bahçesi olan partimizin bu buluşma ile kutuplaştırıcı zihniyete karşı birlikteliği sarmalayacak bir tutkal görevi göreceğini düşünüyoruz.

Kıdem tazminatına karşı gaspın yeniden gündeme geldiği, güvencesiz çalışma yelpazesinin genişletildiği ve sermayeye yeni peşkeş paketlerinin hazırlandığı bugünlerde emeğin hakkını savunacak İş-Aş Buluşması, Demokrasi Buluşmalarının omurgası niteliğindedir. Emek ile ilgili iki farklı etkinliğimiz var. Birincisi tarımın öneminin ve mevsimlik işçiliğin yakıcılığının yoğun olduğu kentlerden biri olan Urfa’da büyük bir buluşma ile yapılacak. İkincisi büyük buluşma fabrikalarda hayatları hiçe sayılan işçilerin emeklerinin gasp edildiği bir fabrika buluşması olacak.

BÜYÜK GENÇLİK BULUŞMASI

Bir diğer temel başlığımız ise Gençlik Buluşması olacaktır. Yaz dönemine girdik. Milyonlarca yeni mezun genç işsizler ordusuna katıldı maalesef. Milyonlarca genç güvencesiz koşullarda çalışıyor. Z kuşağı ile ilgili tartışmalar tüm mecraları sardı. Ayrıca hazırlığı yapılan yasa tekliflerinden birinin içeriğinde 25 yaş altı emekçilerin haklarını gasp etmeyi planlayan düzenlemeler var. Bunlarla birlikte gençler tüm topluma direnmenin metotları konusunda yeni yöntemlerin olduğunu gösteriyor ve öğretiyorlar. Gençler Saray'ın yaptığı etkinlikte ‘Oy Yok’ diyerek cesareti büyütebiliyorlar. Bu nedenle Gençlik Meclisimiz öncülüğünde İstanbul’da büyük bir Gençlik Buluşması yapacağız.

'AKP'NİN ÇÖLLEŞTİRME SİYASETİNE KARŞI...'

Başka bir temamız ise ekolojidir. Tüm dünyanın temel gündemlerinden biri olduğu gibi bu ülkenin de başat gündemlerinden biri doğa katliamları ve talanıdır. Doğa talanı büyük bir kapitalizm sorunu olduğu kadar iktidarların yaşama, hayata, kültüre ve toprağa nasıl baktığının da göstergesidir. AKP iktidarı kadar kendi coğrafyasına, tarihine, ağacına, hayvanına, suyuna, taşına düşman bir parti dünyada görülmemiştir. AKP’nin tüm Türkiye’yi çölleştirme ve patronlara peşkeş çekme anlayışına karşı partimiz HDP tüm Türkiye’yi koruma misyonunu sonuna kadar yerine getirecektir.

'ÜLKENİN HER TARAFINDA TALAN POLİTİKASI VAR'

Karadeniz’de yol ve santral projeleriyle; İstanbul’da 3. Havalimanı, köprü uygulamaları ve Kanal İstanbul hayaliyle; Ege’de Kaz Dağları’nın meşesini, çınarını, çamını, keçisini, geyiğini, yaban hayatını maden şirketlerine tercih etmesiyle ya da Aydın’da incir ağaçlarını kurutan Jeotermal santralleri ile; Kürdistan’da Munzur’un yeşilinin ve maneviyatının yok edilmesiyle ya da Cudi’nin, Gabar’ın yakılması veya Hasankeyf’te tarihi belleğin betona gömülmesi ile; Akdeniz’in suyuna ve geleceğine düşman bir şekilde nükleere teslim edilmeye çalışılması ile ülkenin her yanında talan politikası sürdürülmektedir.

Karadeniz’den Akdeniz’e, Ege’den Kürdistan coğrafyasına bütün dereler akarsu yatakları Baraj- HES’lerin istilası altında. Baraj-HES projeleri, çıkartılan orman yangınları, maden ve taş ocakları yerel toplulukları ve halkların geçim kaynakları ellerinden alınmakta, zorunlu göçe ve asimilasyona tabii tutulmaktadır.

Hasankeyf’te yaşananlar ekolojik, tarihi, kültürel soykırım fotoğrafı utanç vericidir.

Kültürel, sosyal ve ekolojik olarak Yukarı ve Aşağı Mezopotamya’da büyük yıkımları getirecek olan Ilısu Projesi’nin iktidarın iddia ettiği gibi sosyo-ekonomik hiçbir getirisi yoktur; tam aksine, talan, yıkım ve tahakküm projesidir. 12 bin yıllık bir tarih, onlarca medeniyet ve silinen insanlık hafızası.

DAĞ KEÇİLERİNİN HEDEF ALINMASI

İktidarın akıl almaz doğa düşmanlığından yaban hayvanları da payına düşeni alıyor. Daha dün Tarım ve Orman Bakanlığı 15’inci Bölge Müdürlüğü, Dêrsim’de kutsal kabul edilen ve kimilerinin ‘Xızır’ın davarı’ diye tanımladığı dağ keçilerini avlatmak için ihale açtı. Müdürlüğün aldığı karara göre, Dêrsim’in Aliboğazı ve Salördek bölgesinde 5, Darıkent ve Gökçek bölgesinde 5, Büyükyurt ve Çıralı bölgesinde 5 ve Derindere ile Kocatepe bölgesinde 2 olmak üzere toplamda 17 dağ keçisinin katledilmesinin planlandığı ihale, 13 Temmuz günü yapılacak.

BÜYÜK EKOLOJİ BULUŞMASI

Tüm bunlara karşı partimiz ekoloji mücadelesini dün yaptığı gibi bugünde sürdürmeye ve daha önemlisi büyütmeye kararlı olduğunu göstermek için Demokrasi Buluşmalarının bir ayağını bu başlığa ayırmıştır. İstanbul’da yapacağımız bu etkinlikte Derelerin Kardeşliğini savunanlar ile 'Munzur Özgür Aksın' diyenler; Mezopotamya Ekoloji Hareketi ile Kaz Dağlarını Korumak isteyenleri ve Kanal İstanbul projesine karşı çıkmak isteyenlerin buluşmasına öncülük edeceğiz.

DEMOKRASİ KÜRSÜSÜ

Tüm bu buluşmaların yanında cenazelerle beraber insanlığı da Kilyos’ta kaldırıma gömenlere karşı durmak için bir araya geleceğiz. İzmir’de büyük bir Demokrasi Kürsüsü kurarak her kesimin tepkisini, talebini, isyanını ve hayalindeki demokratik Türkiye’nin ne olduğunu duyuracağız beraber konuşacağız. Kürt coğrafyasının her yerinde süren saldırı, zulüm ve işgal girişimlerine karşı tüm Kürt siyasi yapılarıyla beraber tepkimizi Amed’de göstereceğiz.

İŞKENCE KARŞITI EYLEMLER

Ayrıca bizleri insan hakları mücadelesinde bugünlere getiren hafızanın bir parçası olan Diyarbakır E Tipi Cezaevi ve Ulucanlar önünde tarihi bir günde 14 Temmuz'da açıklama yapacağız. Bu açıklama tarihe sahip çıkmak ve o dönemlerden bugünlere işkenceyi savunanları teşhir etmek için oldukça önemlidir. Bu vesileyle 14 Temmuz’da işkencedeki insan çığlıklarını dünyaya duyurmak için bedenini ölüm orucuna yatıran devrimcileri Kemal Pir şahsında saygıyla anıyoruz...

'İKTİDAR CENAZEYE, CANLIYA, MEZARA İŞKENCE YAPIYOR!'

Biliyorsunuz, 12 Eylül faşizmi Diyarbakır E Tipi ve Ulucan Mahpushanelerini işkencehanelere çevirmişti. AKP-MHP iktidarı bugün Kenan Evren’in yaptıklarına taş çıkaracak uygulamaları devreye koydu. Cenazeye, canlıya, mezara işkence yapılıyor. Görüntüler, fotoğraflar yayınlanıyor. Ama AKP temsilcileri, valiler, emniyet müdürleri açıklama yapma gereği duymadan işkencecileri savunuyorlar. Bu utanç tablosundan hiç mi rahatsız olmuyor bunlar? Olmuyorlar, çünkü bu işkenceler iktidarın onayı ile gerçekleşiyor.

'14 TEMMUZ'UN DİRENİŞ RUHUYLA...'

Seçilmişlerin rehin alınması ve insanlık dışı işkence uygulamalarını o günlerde yapanlar deneyimlerini bugünkü iktidara aktarmıştır. O dönem yapılanlar sadece format değiştirerek bir bütünsellik içinde bugünde devam etmektedir. Bizler de geçmişin bütünselliği ve öğrettikleri ile bu mekanların önünden 14 Temmuz’un direngen ruhu ile direniş gücümüzü haykıracağız.

Geniş bir şekilde sizlerle paylaştığımız Demokrasi Buluşmalarının bir diğer özelliği ise tüm bu eylemleri, etkinlikleri sadece parti olarak biz yapmayacağız. Biz toplumsal muhalefetin öncü görevimizi görerek her konu ile ilgili mücadele veren kesimlerle birlikte hareket edeceğiz. Hep Birlikte dememizin sebebi budur.

İŞGALCİ SALDIRILAR

Buradan açık bir şekilde tekrardan altını çizerek vurgulamak istiyorum. HDP olarak AKP hükümetinin bölgede sürdürdüğü yayılmacı, maceracı savaş politikasına karşıyız. Bu yayılmacı siyasetin Türkiye toplumuna kazandıracağı bir şey yoktur. Tam tersi, AKP hükümetini uyarıyoruz, Kürde düşmanlık siyaseti temelinde sınırların dışına taşıdığınız savaş siyasetine karşı Kürt halkının rızası yoktur. Türkiye toplumu bu siyasetinizi onaylamıyor. Ülke dışındaki tüm askeri üsleri kapatın, operasyonları durdurun, ülke içinde ve dışında sorunları diyalog ve müzakere ile çözmenin yolunu bulmalısınız. Aksi takdirde Türkiye’yi içeride ve dışarıda mecbur ettiğiniz karanlık yolculuğunuzun sonu iktidarınız için hüsran ve yenilgidir.

'SAYIN ÖCALAN'IN ÖNERİLERİ DİKKATE ALINMALI'

Örneğin Sayın Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen hukuk dışı, siyasi tecridi kaldırıp, onun Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümüne dair düşüncelerinden yararlanarak bu çatışma ve savaş siyasetine son vermeye başlayabilirsiniz.

Daha sonra barolara müdahale yasasını geri çekin, infaz eşitliğini sağlayın ki siyasi tutsaklar özgürlüklerine kavuşsun, ihraç ettiğiniz emekçilerin işlerini iade edin, mezarlardan elinizi çekin. Kadına karşı suç işleme özgürlüğüne son verin ve kadın kazanımlarına el uzatmaktan vazgeçin. El koyduğunuz belediyeleri halkın iradesine saygının gereği gerçek sahiplerine iade edin."