Kürt özgürlük mücadelesinde ilk kurşun olarak ifadelendirilen 15 Aðustosun yirmi sekizinci yıl dönümünün kutlamaları gerilla alanlarında da devam ediyor. Medya savunma alanlarında gerçekleşen bir kutlamada konuşan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, 15 Aðustos atılımının ulusal olmaktan, yerel olmaktan çok öteye bölgesel olma, evrensel olma, küresel olma boyutları var dedi. Gerilla alanlarında gerçekleşen bu yıl ki 15 Aðustos kutlamalarına gerillanın coşkusu ve heyecanı damgasını vurdu.
Kürt özgürlük mücadelesinde ilk kurşun olara ifadelendirilen silahlı mücadelenin başladıðı gün olan 15 Aðustosun yirmi sekizinci yıl dönümü Kürtlerin yaşadıðı bütün alanlarda coşku ile kutlandıðı gibi gerilla alanlarında da aynı heyecan ve coşku ile kutlanıyor. Medya savunma alanlarında gerçekleşen kutlamalara KCK yürütme konseyi üyeleri Duran Kalkan ve Cemil Amed, YJA Star Anakarargah Komutanı Delal Amed, YJA Star Meclis Üyesi Koçerin Mardin HPG komutanlarından Koçero Urfanın da aralarında bulunduðu çok sayıda gerilla komutanı ile gerilla katıldı.
Gerilla alanlarında gerçekleşen askeri tören bir dakikalık saygı duruşu ardından gerilla komutanları ve gerillaların bir birlerinin 15 Aðustosunu kutlamasıyla devam etti. Kutlamanın ardında KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan gerillalara hitaben bir konuşma yaptı.
15 Aðustos büyük atılımının yirmi dokuzuncu yılına girdiklerini belirterek sözlerine başlayan Duran Kalkan, Yeni atılım yılının ulusal diriliş bayramını başta Önder Apo olmak üzere tüm yoldaşlara ve halkımıza kutluyorum. Yirmi dokuzuncu atılım yılında özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten herkese başarılar diliyorum. Büyük atılımın ölümsüz komutanı Mahsum Korkmaz yoldaş şahsında tüm 15 Aðustos şehitlerimizi, özgürlük ve demokrasi mücadelemizin tüm kahraman şehitlerini saygı ve minnetle anıyorum. Şehitlerimize verdiðimiz başarı sözünü bir kere daha yineliyorum dedi.
YÝRMÝ DOKUZUNCU YILA DAHA COŞKULU GÝRÝYORUZ
15 Aðustos atılımının yirmi dokuzuncu yılına hareket ve halk olarak daha coşkulu, daha örgütlü ve mücadeleci olarak girdiklerini ifade eden Kalkan sözlerini şöyle sürdürdü: Bu zaten günlük olarak halkın yürüyüşünde, kutlamalarında, coşkusunda, sevincinde kendisini gösteriyor. Bu gerçek günlük olarak gerillanın geliştirdiði direnişlerde temsilini buluyor. Yirmi sekizinci atılımın yıl dönümünde sadece Türkiye siyasetinin deðil, neredeyse bölge siyasetinin en çok tartışılan konulardan biri, belki de başta geleni bu atılımın açıða çıkardıðı ve çözümünü dayattıðı Kürt sorunu oluyor. Bu da yirmi sekiz yılda ortaya çıkartılan gelişmelerin gücünü gösteriyor. 15 Aðustos atılımının sadece ulusal düzeyde deðil, bölgesel ve uluslar arası düzeyde de ne kadar etkili olduðunu, siyasi süreci ne denli etkileyen önemli gelişmeler ortaya çıkardıðını gösteriyor. Demek ki yirmi sekiz yıl boyunca verilen mücadele boşuna gitmemiş. Harcanan emek, akıtılan kan, tüketilen zaman anlam bulmuş, deðer bulmuş. Büyük bir gerçeklik, gelişme bunlar temelinde ortaya çıkmış. Şimdi 15 Aðustos atılımı işte bu oluyor. 15 Aðustos atılımı karşımıza dünya siyasetini etkileyen bir halk direnişini, gerilla savaşını, özgürlük mücadelesini yaratmış, var etmiş oluyor.
YÝRMÝ SEKÝZ YILLIK DÝRENÝŞ ÖZGÜR YAŞAM ÝRADESÝNÝ GÖSTERÝYOR
Yirmi sekiz yıllık bir direniş yaşandıðına dikkat çeken Kalkan, bu kadar uzun süre mücadele eden, direniş gösteren halk sayısının az hem de parmakla sayılacak kadar az olduðunu belirtti. Kürt halkının yirmi sekiz yıllık mücadelesinin ciddi bir tutum olduðunu ifade eden Kalkan devamla şunları ifade etti: Demek ki yirmi sekiz yıl boyunca özgürlük için direnmek, özgür yaşam tutkusundan, amacından vazgeçmemek, böyle bir yaşamı elde edebilmek için ödenmesi gereken bedelin hepsini ödeme gücü göstermek çok önemli, ciddi bir tutum. Bu Kürt halkının özgür yaşam ilkesini gösteriyor. Özgür yaşam ruhunun, bilincinin, iradesinin ne kadar güçlü bir biçimde oluştuðunu ifade ediyor. Özgürlük için her türlü bedeli ödeme iradesine, gücüne kavuştuðunu gösteriyor. Direnme kararlılıðını ifade ediyor.
KÜRT SOYKIRIMIYLA VARLIÐINI TESÝS EDEN DEVLET SÝSTEMÝYLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Kürdistandaki sömürgeci rejimin dünyanın diðer alanlarındaki sömürgecilikten çok faklı olduðunu, bir soykırım sistemi olduðuna dikkat çeken Kalkan, bu soykırımın, fiziki katliamdan asimilasyona kadar her tür yöntemle uygulandıðını vurguladı. Soykırım ile ekonomik siyasi sömürgecilik arasında farklar olduðunu belirten Kalkan: Soykırım yürüten bir gücün ekonomik, sosyal, kültürel, askeri yaklaşımları çok daha farklı. Bu bakımdan Kürdistan üzerindeki egemenlik çok daha bütünlüklü, çok daha zalim, çok faşist, çok daha saldırgan ve yok edicidir. Kürt soykırımı üzerinde kendi varlıðını tesis eden bir devlet sistemiyle karşı karşıyayız. Bu devlet sadece siyasi bir erk olarak kendini ortaya koymuyor. Kendini bir ulus olarak tanımlıyor, bir toplum yapmak istiyor. Devlet ulusu, devlet toplumu yaratıyor. Dolayısıyla Kürdün varlıðını kendi varlıðı için tehlike görüyor. Kendi varlıðının yok edilmesi olarak algılıyor ve kendini var etme hedefini güden bir saldırı savaşı yürütüyor. Bu ciddi bir durum. Doðru yanlış ayrı bir konu fakat Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kürdistana, Kürt toplumuna böyle yaklaştıðı, kendisini de bu biçimde tanımladıðı tartışma götürmüyor. Bu bakımdan tabii ki Kürdistan üzerindeki egemenlik sistemi diðer halklar üzerindeki ulusal baskı sistemlerinden, sömürgeci sistemlerden çok farklı oluyor.
15 AÐUSTOS ATILIMININ EVRENSEL BOYUTLARI VAR
Kürt halkının özgürlük bilincini, duygusunu, düşüncesini, fedakarlıðını, örgütlülüðünü, siyasetini, askerliðini, silahını, silahsızını her şeyini 15 Aðustosun yaratmış olduðu çizgiden aldıðını belirten Kalkan sözlerini şöyle sürdürdü: Özgürlük için direnen bir halk, bu çizgi temellinde, bu direniş içinde yaratıldı. Özgür birey özgür kişilik böyle gelişti. Kadın özgürlük devrimi, özgür kadın hareketi böyle ortaya çıktı. Kürt insanının, toplumunun özgür olarak kendini yeniden var etmesi, dolayısıyla Kürdistanın dünya gericiliðinin güç aldıðı, egemenlik kurarak baskı oluşturduðu bir alan olmaktan çıkartılarak insanlık için, Ortadoðu halkları için özgürlük, eşitlik ve demokrasi kalesi haline getirilmesi, bugün bütün halkların umudu olması, heyecan duyduðu, güç aldıðı alan haline gelmesi böyle saðlandı. Bu gerçeði görelim. Bu boyutuyla tabii 15 Aðustos atılımının ulusal olmaktan, yerel olmaktan çok öteye bölgesel olma, evrensel olma, küresel olma boyutları var. Kürdistan için ne kadar ulusal kimlik, bilinç, irade, özgürlük hareketiydiyse Türkiye için de o düzeyde bir özgürlük ve demokrasi hareketidir.
TÜRKÝYEDEKÝ GELÝŞMELER 15 AÐUSTOS ATILIMI TEMELÝNDE OLUYOR
15 Aðustos atılımı kesinlikle 12 Eylül faşist askeri rejimine karşı bir demokratik Türkiye atılımıydı, demokratik Türkiye direnişiydi diyen Kalkan: Yirmi sekiz yıllık direniş bu temelde gelişti. Türkiyede demokrasi adına ne varsa her şey bir yönüyle temsilini burada buldu. Bu da bu demokratik duruşun hem düşünsel baðını, çizgisini yarattı, hem mücadele duruşunu ortaya çıkardı, hem de siyasi gücünü yarattı. Bugün bunu herkes görüyor. Şunu kimse inkar edemez: 12 Eylül faşist askeri rejiminin çözülme, darbe yeme, aşınmasına dair Türkiyedeki her tür gelişme 15 Aðustos atılımı temelinde Kürdistanda yürütülen direniş sayesinde oluyor. O direnişin etkisiyle oluyor. Ya bu direniş kırıyor deðiştiriyor, ya da bu direnişe karşı mücadele edebilmek için özel savaş kapsamında deðişiklik yapmak zorunda kalıyorlar. Ya doðrudan direniş deðiştiriyor ya da direnişin dolaylı etkisi olarak ortaya çıkıyor. Şimdi herkes bu gerçeði daha fazla görüyor şeklinde ifade etti.
KÜRT ÖZGÜRLÜK ÝRADESÝ ESAS ALINMAZSA SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ
Kürt özgürlük iradesinin esas alınmadıðı sürece Türkiyenin sorunlarının çözülemeyeceðine dikkat çeken Kalkan: Aslında Kürdün bu 15 Aðustos atılımı ile ortaya çıkan özgürlük iradesi esas alınmadıkça Türkiyenin sorunları çözülmez. Türkiyede gerçek demokrasi gelişmez. Özgürlük olmaz, eşitlik olmaz, demokrasi olmaz. Ezilenler özgürlüðe kavuşamaz. Emekçiler, işçiler, memurlar emeklerini, haklarını aldıðı, demokratik bir yaşama kavuşamazlar. Gençler gerçekten de ülkelerinin imkanlarını kendi geleceklerine baðlanmış, seferber edilmiş bir özgür gelecek edinemezler. Kadınlar özgürlük duruşu, bilinci, direnişi yürütemezler. Türkiye toplumu bir demokrasiye ulaşamaz.
15 AÐUSTOSUN ORTADOÐU DEVRÝMÝ KARAKTERÝ VAR
15 Aðustos atılımının Türkiye demokratik devrim atılımı olduðu kadar, Ortadoðu devrim atılımı olma karakteri de var diyen Kalkan Kürt atılımının Arap alemine, Arap demokrasisine bu son dönemde çok daha fazla yansıdıðını belitti. Suriyedeki gelişmelere dikkat çeken Kalkan, Kürt-Arap ilişkilerini, ittifaklarını geliştirdiði gibi Kürdistandaki özgürlük devrimini Arabistana, Arap toplumuna etkisini daha fazla arttırıyor, yayıyor. Bu gittikçe daha çok da güçlenecek. Mevcut Arap baharı denen isyan hareketinin Kürdistanda yirmi sekiz yıldır süren özgürlük direnişiyle kopmaz baðı var. Belki bu sübjektif bir bað deðil, örgütsel bir bað deðil ama objektif olarak bu bað kesinlikle var şeklinde belirtti.
SEZARIN HAKKINI SEZARA VERELÝM
Ortadoðuda yaşanan gelişmelerin temel dinamiðinin Kürt özgürlük hareketi olduðuna dikkat çeken Kalkan: Öyle ABDnin tavır alması, büyük Ortadoðu projesi temelinde Ortadoðuda deðişiklik yaratmasıyla gelişmeler olmuyor. Tam tersine Kürt halkının, Birinci Dünya savaşının ortaya çıkardıðı Ortadoðu statükosunu ret etmesi, bu statükoyu yıkmak üzere yirmi sekiz yıllık savaş yürütmesi sonucunda bu gelişmeler oluyor. Statükoyu yıkan, parçalayan Kürt devrimidir, Kürdistan devrimdir, Kürdistan özgürlük direnişidir. Yanlış anlamamak lazım. Sezarın hakkını Sezara verelim. ABDnin ne payı var? Bir de kalkıp deniliyor, ABD bölgedeki statükoyu parçalıyor, şu bu. ABD Kürdistan Özgürlük Devriminin Ortadoðudaki bu ulus devletçi statükoyu parçalayarak Demokratik Ortadoðu devrimi yapması karşısında bu gelişmeleri engellemek, Ortadoðuda kapitalist hegemonyayı yeniden tesis etmek, sürdürebilmek için saldırı yürütüyor.
Kürt özgürlük hareketinin yirmi dokuzuncu 15 Aðustos yılında da özgürlük direnişini daha da büyüteceðini ifade eden Kalkan sözlerini bîji serok Apo sloganıyla bitirdi.
Konuşmasını sloganlarla bitiren Kalkana gerillalar da büyük bir coşku ile katıldılar. KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkanın konuşmasının ardından gerillalar hazırladıkları moral etkinliðine geçtiler.
Moral etkinliðinde gerillalar hazırladıkları skeçleri, tiyatroları, şarkıları sundular. Moral sırasında bir taraftan büyük bir heyecan yaşanırken diðer taraftan da duygusal anlar yaşandı. Özellikle 14 Temmuz ölüm orucu direnişini ve 15 Aðustos 1984 eylemini ve sonrasını anlatan tiyatro gösterisi gerillalar da duygulu anlar yaşattı. Yine moral etkinliðinde sahne alan Koma Rojiyan müzik grubunun söylediði şarkılar gerillaların coşkusunu ve heyecanını daha da arttırdı. Gerillaların sık sık slogan atmaları da dikkat çeken bir husus oldu. 15 Aðustos kutlaması gerillaların çektikleri halaylarla sonlandı.