Gazeteciler davası: Bu gaspa son verin!

Gazeteciler davası: Bu gaspa son verin!

Özgür basın davasının bugünkü duruşmasında konuşan Avukat Ercan Kanar, tüm KCK davalarında olduðu gibi gazetecilerin davasının da bir halkın kolektif haklarının hedeflendiðine dikkat çekti. “Hakları bir türlü kabul edilmek istenmeyen bir halkın elleri kolları baðlanarak teslim alınmak isteniyor. Bu özgürlük gaspına son verin” dedi.

20 Aralık 2011 tarihinde Kürt basın kurumlarına yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 34'ü tutuklu 44 gazetecinin yargılandıðı davanın ikinci duruşmasının son oturumu başladı. Ýddianamenin okunmasıyla devam eden duruşmada, talepler alınmaya başladı. Savunma avukatları tahliye taleplerini saat 15.00'a kadar iletecek. Ardından mahkeme heyeti ara karar için toplanacak. Duruşmada tutuksuz 7 gazeteci ile tutuklu gazeteciler, aileler ve avukatları hazır bulundu. Tutuksuz gazetecilerin ve avukatların kimlik tespitinin ardından talepler alınmaya başlandı. Avukat Ercan Kanar, Adalet Bakanlıðı verilerine göre parça davalarla birlikte 113 KCK davası açıldıðını, 992 tutuklu, 2 bin 146 tutuksuz sanık bulunduðunu, bunlardan 274 tanesinin belediye meclis üyesi, başkanlar, muhtarlar, Kürt siyasetçileri olduðunu söyledi. Kanar, tüm iddianamelerin sayfa sayısının da 12 bini bulduðunu dile getirerek, tüm KCK davalarında olduðu gibi gazetecilerin yargılandıðı davanın iddianamesinin de kopyala yapıştır yöntemiyle ve hukuki, bilimsel, realist deðerlerden kopuk bir şekilde hazırlandıðını söyledi.

‘BU DAVA ZÝNCÝRÝN BÝR HALKASIDIR’

KCK adı altında Kürt siyasetçilere, Kürt avukatlara yönelik operasyonun ardından Kürt gazetecilere yönelik operasyon düzenlendiðini ifade eden Kanar, tüm bunların bir halkın kolektif haklarını yadsımaya, bireysel haklarını minimalize etmeye yönelik yürütülen soruşturmalar olduðunu vurguladı. Gazetecilere yönelik bu davayla asıl hedef alınanın ifade, iletişim, halkın gerçekleri öðrenme, bilgilenme hakkı olduðuna dikkat çeken Kanar, "Bu dava zincirin bir halkasıdır. Meşru ve yasal Kürt siyasal hareketini tasfiyeye yöneliktir. Yargı ile savunma öncelikle bu paradigmada anlaşmalıdır. Yargılama hukukuna uygun olmayan, ötekilere uygulanan düşmanla savaş hukukuna uygun uygulamalar ortaya çıkar. Bu davalara bir laborant titizliðiyle yaklaşılıp, delillerin bu şekilde incelenmesi gerekir. Ama şuana kadar böyle bir şey görmedik. Anadilde savunma hakkı tanınmadıðı için müvekkillerimiz savunma dahi yapamadı. Yargılamanın esası olan sözlülük ve tartışma rafa kaldırıldı. Ortaçað tarzı egemen hale geldi" dedi.

'SUÇLAMALAR YAPAY, SUNÝ DELÝL YARATILDI’

Soruşturmada, arama, gözaltına alma, iletişim denetlemelerinin hukuka aykırı şekilde yapıldıðını ve suni deliller yaratıldıðını vurgulayan Kanar, suçlamaların gizli tanık ve itirafçıların ifadelerine dayandırıldıðını söyledi. Gizli tanıkların bir kısmının operasyondan sonra ifadesinin alındıðını, bir kısmının ise operasyon sürecinde ya da kısa bir süre önce ifadelerinin alınmasının yapay suçlamaları ortaya çıkardıðına dikkat çeken Kanar, itirafçı Besime Mordeniz'in kendi ifadesinde 2. Konferansta olmadıðını söylemesine raðmen o konferansa dair ifadelerinin olmasının çelişkileri ortaya koyduðunu söyledi. Yine gazetecilerin PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununun çözümünde muhatap alınması, anadilde eðitim gibi konularda yaptıkları haberlerin iddianameye suç delili olarak yerleştirildiðini belirten Kanar, "Bu davada hukuki bir tutuklama yok. Yargıcın memur yargıç olarak deðil, iktidardan baðımsız, kendi ideolojisinden baðımsız deðerlendirme yapması gerektiðini söyledik ama böylesi bir uygulamaya tanık olmadık. Savunmanın önemini en başta yargı kavramalı. Savcının de en az savunma makamı kadar savunma hakkını önemsemesi gerekiyor. Bu davada hukukun yazılı ve örfi kuralları yaşama geçmedi. Birinci yıl doldu hala iddianame bitmedi, savunma alınamıyor. Yazılı talep isteniyor" dedi.

‘BASIN MUHALÝF OLMAZSA SARAY GAZETECÝSÝ OLUR’

Ana akım medyaya tanınan faaliyet hakkının muhalif basına yasaklanması mantıðıyla düzenlenen bir iddianame olduðunu belirten Kanar, "Aynı yayın organında çalışanların kendi aralarında gündem toplantısı yapması örgüt toplantısı olarak deðerlendiriliyor. Özgür Gündem gazetesi, DTK illegal bir kurum gibi gösteriliyor. Hukukçuların dünyadan kopuk olmaması gerekiyor. DTK meşru ana akım medyanın da çalışmalarını takip ettiði bir oluşum. Özgür Gündem gazetesi Basın Yasası teminatı altında çıkarılan bir gazetedir. Zihin taramasıyla, muhtemel suçlu mantıðıyla ötekilere uygulanan mantıkla yorumlar yapılıyor" dedi. Gazetecilerin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın muhatap alınmasıyla ilgili yazılarının da suç gösterildiðini belirten Kanar, "Bugün AKP yandaşı medya bile Abdullah Öcalan'ın Türkiye'deki 3-4 politikacıdan biri olduðunu söylüyor. Faili meçhuller, köy yakmalar, sınır ölümleriyle ilgili haberler yapılmış. Muhalif basın bunu yapmayacak da ne yapacak? Aksi halde saray gazeteciliði olur, iktidar gazeteciliði olur" dedi.

‘ÖZGÜRLÜK GASPINA SON VERÝLSÝN’

"1. KCK davasında Kürt politikacılar, 2. KCK davasında Kürt avukatlar ardından da Kürt gazeteciler tutuklandı. Demek ki hakları bir türlü kabul edilmek istenmeyen bir halkın elleri kolları baðlanarak teslim alınmak isteniyor" diyen Kanar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun hukukla ilgisi yoktur. Yürütmenin düðmeye basmasıyla açılmış, konjonktürel davalardır. Çalakalem, varsayımlarla ortaya konan, hukuki deðeri olmayan bir metin. Ýddianame, siyaseti dizayn etme amacıyla yazılmıştır. Ýktidarın da gerisinde 90'lardaki savaş yıllarının mantıðıyla hazırlanmış iddianamedir. Oslo görüşmelerini yazmak suç sayılıyor. Oslo'yu yazmayan televizyon, gazete mi kaldı? Ana akım medyanın tüm faaliyetleri muhalif olarak yaptıkları için suçlanıyorlar. Haksız suçlamalar, tuzak davalardır bunlar. Tahliye talebi bir yana haksız yere, yargı eliyle özgürlüklerin gaspı var. Rehin niteliðinde tutuklamadır. Tutukluluðun devamı sanıklarda deðil toplumda travma yaratır. Güvenlik; baskıyla, tehditle, tutuklamayla, militer tehditlerle yargılama yaparak deðil eşitlikçi, herkes için özgürlükle oluşur. Özgürlük gaspına son verilmesini talep ediyorum" dedi.

Duruşma taleplerin alınmasıyla devam ediyor.