Gazeteci Altan, sistematik polis tacizine uğradı'

Gazeteci Berivan Altan’a yönelik sistematik polis tacizine tepki gösterildi. İHD, benzer 72 vaka tespit edildiğine de dikkat çekti.

Mezopotamya Ajansı (MA) Muhabiri Berivan Altan, 8 günlük gözaltı sürecinde yasa dışı sorguya maruz kalıp, çıkarıldığı savcılıkça ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmasına rağmen sistematik polis tacizine maruz kalmaya devam etti.
Altan, yaşadığı bu duruma dair İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Gazeteci-yazar Hüseyin Aykol ve HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç ile birlikte İHD Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.

'GÖZALTINDAN SONRA DA TACİZ EDİLDİM'

Toplantıda konuşan Gazeteci Altan, maruz kaldığı polis tacizlerine ilişkin, “Sürekli haberini yaptığımız bir konu ile bizzat ben de muhatap oldum. Bu meseleye dair birçok kişiyle görüştüm, onlarca haber yaptık. Bu uygulama özel bir kesime değil, bütün topluma uygulanıyor. Özellikle son 5 yıldır gözaltına herkese uygulanmaya başladı. Benzer uygulamaya, 26 Kasım’da gözaltına alındığım ve 8 gün gözaltında tutulduğum süreçte de bu uygulamaya maruz kaldım. Akabinde mesaj ile rahatsız edildim” dedi.
Kamuya açık gazetecilik faaliyeti yürüttüğünü söyleyen Altan, “Her gün onlarca basın açıklaması takip ediyoruz, adliyeye, Meclis'e giriyoruz. Girdiğimiz ortamlar kamuya açık. Özel bir çaba harcamalarına gerek yok. Buna rağmen böylesi bir uygulamaya maruz bırakıldık” dedi.

‘GERÇEKLERE DEVAM' MESAJI

Altan, “Bu uygulamalar, yaptığımız meslekten bizi geri adım attırmayacak. Yüzlerce arkadaşımız bugün cezaevinde. Bu uygulamaya maruz kalan onlarca gazeteci de olabilir. Ama asla bu uygulamalara boyun eğmedik” diye kaydetti.
Gazetecilik faaliyetlerini yürütmeye devam edeceğini vurgulayan Altan, “Gerçeğe bu kadar ihtiyaç olan süreçte, gerçekleri yazmaya ve mesleğimizi yürütmeye devam edeceğiz” mesajını verdi.

KOÇ: TÜRK MAHKEMELERİNİN KARARINI GİZLİ TANIKLAR VERİYOR!

Altan’ın ardından HDP Milletvekili Abdullah Koç konuştu. Anayasa’nın basın hürriyetini düzenleyen 28’inci maddesini hatırlatan Koç, “Anayasa askıya, ayaklar altına alınmış durumdadır. Türkiye mahkemeleri ne yazık ki gizli tanıklarla karar alıyor. Kanunsuz delil elde etme ve kanunsuz hüküm kurma ile karşı karşıyayız. Burada esas olan husus muhalefeti ezmek ve kendini iktidarda tutmak” diye belirtti.
Koç, faşizm uygulaması olan ikili hukuk sisteminin iktidarın uygulaması haline geldiğini kaydetti.
Koç, şunları söyledi:
"Mevcut olan muhalefeti yıldırmak, muhalefeti susturmak ile kalmıyor bu iktidar, eleştirdiğimiz darbe anayasasını da arar hale getirdi. Halkın haber alma hakkını ortadan kaldırıyorlar. Gerek ulusal gerek uluslararası yasalar çiğneniyor. Biz buradan yetkililer sesleniyoruz. Anayasayı kaldıran davranışlardan vazgeçin. Türkiye’nin önüne konulan doğru bir tablo değil. Türkiye halklarının bir arada yaşamaları için tercih yolu değil. İktidara hukuk ve demokrasi içinde kalmalarını öneriyoruz.”

AYKOL: SAHİP ÇIKMALIYIZ

Gazeteci-Yazar Hüseyin Aykol da şunları dile getirdi:
"Çalışmakta olan arkadaşlarımızın dikkat çekmeyen böylesi şeyler de yaşıyor. Her gün tacizle çalışıyor arkadaşlarımız. Bu isimsiz kahramanlar sayesinde gazeteler çıkıyor. O nedenle ben Berivan arkadaşımın nezlinde, haber taşıyan kahraman arkadaşlarımıza daha fazla sahip çıkmalıyız. Bu noktada İHD’nin ve HDP’nin dayanışmasını görüyoruz. Ama diğer değerli basının ve kamuoyunun bu konuda duyarlı olmasını bekliyoruz ve basın kurumlarımıza sahip çıkılmasını bekliyoruz."

TÜRKDOĞAN: BENZER 72 VAKA TESPİT ETTİK

İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise, 2019 yılında bu duruma benzer 72 vaka tespit ettiklerini paylaştı.
 “Berivan Altan’ı polis rahatsız etmemeli ve bu uygulamanın derhal son bulmasını istiyoruz” diyen Türkdoğan, konuya ilişkin Kolluk Gözetim Komisyonu’na başvuru yapacaklarını da aktardı.
Aynı zamanda Meclis Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’na başvuru yapacaklarını belirten Türkdoğan, “Geçen yıl da bu Komisyona başvuru yapmıştık. Fakat bu başvuru ile herhangi bir sonuç alamadık. Bu yıl Komisyon başkanı ile görüşerek başvuruyu yapmak isteyeceğim. Şayet görüşemezsem de Komisyon üyesi vekillerle görüşüp bu başvurumuz en kısa zamanda gündeme almalarını ve yeni kurulan bu Komisyonu görevini yapmaya davet edeceğiz” dedi.
Türkdoğan, 2014 yılında MİT Kanunu’nda yapılan değişiklik sonrası Meclis Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’nun kurulduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Görevleri devlet içindeki istihbarat örgütlerini denetlemek. Çünkü bunlara çok geniş yetkiler verildi. Birçok faaliyet yasa dışı faaliyetin özellikle kamu kurumlarındaki istihbaratlarla ilgili olduğu sonucuna ulaşıyoruz. Normal resmi polis yasadışı faaliyet yapmasının mümkün olmadığını düşünüyoruz. O halde Komisyon da görevin yapması gerekiyor."
Türkdoğan, yeni kurulan Kolluk Gözetim Komisyonu’nda bu vakalarla ilgili disiplin soruşturması başlatmasını talep etti.
Aynı zamanda Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun bir alt komisyon kurarak, yasadışı sorgu, kaçırma, ajanlaştırma ve taciz vakalarını incelemesi gerektiğini söyleyen Türkdoğan, şunları ifade etti: “Sadece bu meseleler değil. 2019 yılında Ankara’da 7 kişi kaçırıldı. 6’sı Ankara Emniyeti’nden çıktı. Bu insanlara ağır işkenceler yapıldı. Son dönemde iktidar işkence kelimesini kullanmıyor. Sözleşme zaten sadece işkenceyi tanımlıyor. Ceza Kanunu’nda işkence suçu düzenlenmiş durumda. Anayasa açık hüküm var. Kötü muamele kavramı nerden çıktı. İşkence yer ve mekan değiştirdi. Tehdit, dayatma işkence değil midir? 2016 bu yana 31 kişi kaçıldı, bunlara yapılan ağır işkencelere ne diyeceğiz. Rahatsız edilen 72 kişiye yapılan işkence değil mi? Çok sayıya işkence, kötü muamele ve onur kırıcı davranış ile karşı karşıyayız. Siyasi iktidarda bulunanlar kavramlarla oynamamalı.”