ESP ve SGDF'nin tecride karşı açlık grevi İstanbul'da sürüyor

ESP ve SGDF üyeleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı açlık grevine İstanbul'da devam ediyor.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun (SGDF), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ile cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı başlattığı açlık grevi devam ediyor. 16 Ocak’ta İzmir Kırıklar Cezaevi önünde başlatılan 3 günlük açlık grevinin ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde bir araya gelen ESP ve SGDF üyeleri, eylemlerini İstanbul’da devam ettireceğini açıkladı.
“Dayanışmayı yükseltelim, tecridi kıralım” şiarıyla dernek binası içerisinde gerçekleştirilen basın toplantısına ESP ve SGDF üyelerinin yanı sıra İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, ÖHD’li Avukat Baran Çelik katıldı.

'TUTSAKLAR BİR BİR ÖLÜYOR!'

Toplantıda ilk konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, tutsaklara yönelik hak ihlallerinin her geçen gün arttığına işaret etti.
Yoleri’nin ardından ESP İstanbul İl Örgütü adına konuya ilişkin basın metnini okuyan Züleyha Müldür ise tutsakların infazının yakılarak tahliye edilmediğini ve hasta tutsakların bir bir yaşamını yitirdiğini belirtti.

 'EN AĞIR İHLAL İMRALI'DA'

Bahsi geçen hak ihlallerinin en ağırının ise İmralı Cezaevi’nde tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan üzerinde uygulandığına dikkat çeken Müldür, “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın dünyayla bağlantısı tümden koparılmış durumda. Çünkü faşist Saray rejiminin beka sorununu çözmek için, baskı ve terörü artırmaktan, hapishaneleri çoğaltmaktan, tecridi katmerleştirmekten başka çaresi yok” diye belirtti.

'EYLEMLERİMİZİ HER YERE TAŞIYALIM'

Müldür, tüm siyasi parti ve kitle örgütlerine dayanışma çağrısında bulundu.
Müldür, şöyle dedi: “Mahallelerde, işçi havzalarında, kampüslerde, kent merkezlerinde, ATK önlerinde eylemlerimizi yaygınlaştıralım. Yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla, açlık grevleriyle, duvar yazılarıyla, pankartla tutukluların sesini büyütelim. Mektup arkadaşlığımızla, tutuklulara görüşçü olma görevini omuzlamakla, cezaevleri önlerinde yaşanan hak gasplarına alacağımız tutum, tutukluları sahiplenme tavrıyla duvarları aşalım, tutuklu ve yakınlarıyla dayanışmamızı geliştirelim.”