Erdoğan’a İsveç’te El Nusra sorusu

Erdoğan’a İsveç’te El Nusra sorusu

Stockholm’de İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt ile birlikte düzenlediği basın toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin El Kaide bağlantılı çetelere verdiği desteği gündeme getiren bir gazeteciye de “Öyle bir grup mu varmış?” diyerek El Nusra ve Irak-Şam İslam Devleti gibi grupların varlığını önce inkar etti. Ancak gazetecinin ısrarı üzerine “Bu iddiaların hepsi yalandır, iftiradır” diyerek Türkiye’nin El Nusra gibi grupları desteklediğini reddetti.

Tekçi ve inkarcı anlayışını İsveç’te de sürdürmeye devam eden Erdoğan, “İsveç’te sayıları 100 bini bulan Türk toplumu” ifadesini kullanarak İsveç’te yaşayan Türkiye kökenli 100 bin civarındaki Kürt, Süryani-Asurinin varlığını inkar etmeyi sürdürdü.

Konuşmasına İsveç-Türkiye ilişkilerinin Osmanlı döneminde 17. yüzyıldan günümüze kadar gelişimini özetleyerek başlayan Erdoğan, son yıllarda Türkiye ile İsveç arasındaki ticari ilişkilerde önemli gelişmeler olduğunu, 192 işadamıyla birlikte İsveç’e geldiğini, Türkiye’de de 200’ü aşkın İsveç firmasının görev yaptığını söyledi. İki ülke arasındaki ticaret hacmının 2012 yılı itibariyle 3,5 milyar dolar civarında olduğunu ancak bunu yeterli görmediklerini ve daha ileriye taşımaya çalıştıklarını ifade etti.

 İsveç’in Avrupa Birliği sürecinde her zaman Türkiye’nin yanında olduğunu ve destek verdiğini , önceki gün yapılan 22. faslın açılışına İsveç Dışileri Bakanı Carl Bildt’in bulunmasının kendileri açısından çok anlamlı bulduklarını söyledi. İsveç’te 100 bini aşkın Türkiye kökenli Kürt, Asuri-Süryaninin varlığını inkar ederek 100 bini aşkın Türk toplumundan bahseden Erdoğan, bu toplumun yaşamın her alanında İsveç toplumuna katkıda bulunduğuna inandığını belirtti.

“BUNLARIN ELİNDE SİLAH MI VAR? NASIL OLUYOR BU TERÖRİST?”

Erdoğan’ın konuşmasının ardından İsveç TT ajansı muhabiri bir dönem Türkiye’nin en yakın müttefiklerinden biri olan Suriye’ye karşı tutumundaki değişikliğin nedenleri sordu. El Nusra çetelerini silahlandırıp Kürt Halkına saldırtan ve sınırda duvarlar örerek Suriye ve Türkiye’de yaşayan Kürtler arasındaki bağları koparmaya çalışan Erdoğan, “Bizim Suriye halkıyla bir sıkıntımız yok. Suriye Halkıyla tam aksine akrabalık bağları var. Bizde yaşayanlar var. Karşı tarafta yaşayanlar var” dedikten sonra demokrasi havarisi pozlarına Arap Baharının ardından Suriye’de “demokrasinin kurulması için” yaptığı girişimlerden övgüyle söz etti.

Aralarında milletvekilleri, belediye başkanları, avukat ve gazetecilerin de bulunduğu 10 bini aşkın kişiyi terörist suçlamalarıyla cezaevlerine dolduran Erdoğan, Esad’ın önerilerine kulak vermediği gibi tanklarla, toplarla insanları öldürmeye başladığını, mabette ibadetini yapan insanlara terörist diyerek saldırdığını belirtikten sonra “Bunların ellerinde silah var mı? Nasıl oluyor bu terörist?” sorularını sordu.

Bir Türk gazeteci İsveç Başbakanı Reinfeldt’e ve Erdoğan’a Avrupa’nın çözüm sürecine verdiği desteği yeterli bulup bulmadığı sorusunu yöneltti. Çeviride meydana gelen bir aksaklıktan dolayı soruyu tam anlayamayan Reinfeldt, İsveç ve AB’nin PKK’yı terör örgütü olarak gördüğünü belirttikten sonra, “Şiddet ile siyasi çözüm bulunmaz. Kürt Halkına yönelik pek çok reform yapıldı. Bunların önemli olduğunu düşünüyoruz. Avrupa’da farklı bakışlar var. İsveç her zaman Türkiye’nin AB’ye katılması yönünde görüş belirtmiştir” şeklinde cevapladı.

Erdoğan ise, Avrupa’nın çözüm sürecine katkısı sorusuna cevap verme yerine çözüm sürecinin iki boyutu olduğunu belirttikten sonra konuşmasını şöyle sürdürü.

“Bunlardan birisi bildiğiniz gibi yürütme tarafından yapılacak olanlar. Diğerleri yasamayla alakalı olan kısım. Onu da parlamentoya sevk ediyoruz ve süratle parlamentoda onların görüşülmesi sürecine başlayacağız ve hedefimiz çok kısa bir zaman içerisinde bunu bitirmek. Yani bütçe öncesine yetiştirebilir miyiz bilemem ama akabinde onu hemen neticelendirip uygulamaya koyacağız.”

EL NUSRA SORUSUNDA ÇUVALLADI

İsveç Devlet Radyosu Muhabiri, El Kaide bağlantılı grupların Türkiye tarafından desteklendiği ve sınırları rahatça geçerek Suriye’ye girdikleri iddialarıyla ilgili sorusuna “Önce tabii şunu sormam lazım. Öyle bir grup mu varmış? Ellerindeki belgeleri nedir?” diyerek tepki gösteren ve bu grupların varlıklarını inkar eden Erdoğan, gazetecin “Evet var. Bunlar El Nusra ve Irak-Şam islam Devletidir” demesi ve onlarla söyleşiler yaptığını söylemesi üzerine “Bir defa Nusra gibi, Kaide gibi örgütler şu anda bizim ülkemizde bir defa barınmaları söz konusu olamaz. Tam aksine bunlara yönelik herhangi bir yapılanma olması halinde orada zaten bölücü terör örgütleriyle verdiğimiz mücadele neyse onlar da aynı mücadeleye tabidir.” şeklinde konuştu.

Bu ifadelerinin hemen ardından da “Onlara da bugüne kadar aynı muameleyi yapmışızdır ve yaparız” diyerek El Nusra’ya terörist muamelesi yaptıklarını iddia etme çelişkisine düşen Erdoğan, “ Ama şunu bilmenizi isterim. Suriye’de el Kaide Bağlantılı hangi örgüt olursa olsun, hiç birisiyle Türkiye’nin ilişkisi yoktur. Tam tersine bunları dışlamıştır, dışlamaktadır.” dedi.

Türkiye’nin Özgür Suriye Ordusu’yla irtibat halinde olduğunu, onlara insani yardım ve destek verdiğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü. “Suriyeli sığınmacılara da desteğimizi sürdüreceğiz ama bizim tarafımızdan asla aşırı uçlara bizim yer vermemiz, onları güvence, koruma altına almamız kesinlikle mümkün değildir. Böyle bir şeyi kabul edemeyiz. Bunların hepsi iftiradır ve yalandır. Bunu özellikle bilmenizi istiyorum.”

Erdoğan basın toplantısının ardından parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin dış politika sözcüleriyle bir araya geldi. Basına kapalı olarak yapılan toplantıda Sol Parti’den Hans Linde, Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nden Urban Ahlin ve Çevre Partisi Yeşiller’den Valter Mutt’un Türkiye ve Kürdistan’da yaşanan insan hakları ihlallerini, cezaevlerinde tutulan gazeteci, avukat ve politikacıların durumlarını gündeme getirdikleri belirtiliyor.

ERDOĞAN VE AKP PROTESTO EDİLDİ

Erdoğan’ın parlamentoda temaslarını sürdürdüğü sırada parlamento binasının önündeki meydanda toplanan Türkiyeli ve Kürdistanlılar AKP iktidarı ve Erdoğan’ı protesto etti.

İsveç Kürt Konseyi, İsveç Alevi Federasyonu, Süryani-Asuri-Keldani Derneği, -Türkiyeliler Dayanışma Kültür Derneği ve Mukavamet Grubu tarafından örgütlenen gösteride konuşmalar yapan Sol Parti Milletvekilleri Jacob Johnson, Amineh Kakabaveh, Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Bodil Cebellos, Sol Parti Stockholm Belediye Grup Başkanı Ann-Margareth Livh, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri AKP İktidarı ve Erdoğan’ın barış sürecini çıkmaza sürükleyen tutumunu, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırılarını, El Nusra çetelerini silahlandırmasını eleştiren içerikte konuşmalar yaptılar.

Gezi ve Taksim direnişlerini destekleyen, inşa edilen duvarları protesto eden içerikte pankratlar, PKK, PYD, PJAK bayraklarıyla üzerinde Abdullah Öcalan’ın resminin bulunduğu pankratların taşıdığı gösterinin ilk konuşmacısı Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabaveh, Erdoğan’ın açıkladığı “Demokrasi Paketi”nin toplumun hiç bir kesiminin talep ve beklentilerine karşılık vermediğini belirttikten sonra Erdoğan2’n Türkiye’sinde 7 bini BDP’li olmak üzere 10 bini aşkın politik tutsak bulunduğunu söyledi. Pakette PKK’nın Türkiye dışına çıkardığı gerillaların ülkeye geri dönüşleri ve politik ve sosyal yaşama katılmalarını sağlayacak her hangi bir düzenleme yapılmadığını söyleyen Kakabaveh, böylesi bir sürecin demokratik bir süreç olamayacağını ifade etti.

“Her yer Nusaybin her yer direniş”, “Terörist Erdoğan, Yaşasın Öcalan”, “Türk Ordusu Kürdistan’dan defol”, “Her yer Taksim Her yer direniş”, “Utanç duvara hayır, barışa evet” gibi sloganların atıldığı gösteride Rojava’da YPG ve Kürt Halkının verdiği direniş selamlandı.

SÄPO GÖSTERİYİ İZLEYEN TÜRK POLİSLERİNİ UZAKLAŞTIRDI

Ann-Margareth Livh, Erdoğan’ın şimdi de erkek ve kız öğrencilerin aynı evlerde kalmalarına karşı çıkarak insanların özel yaşamlarına yönelik yeni bir müdahalede bulunduğunu belirtti. AKP iktidarının Kürdistan’a duvar inşa ederek Birleşmiş Milletler’in sözleşmelerini ihlal ettiğini vurgulayan Livh, tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmalarını talep etti.

Bodil Cebellos, Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini sıraladıktan sonra kendilerinin parti olarak Erdoğan’la yapacakları görüşmede konuyu gündeme getireceklerini söylerken, Sol Parti Milletvekili Jacob johnson, Türkiye’nin El kaide bağlantılı çetelere destek vermeye son vermesini, Kürt sorununun çözümü için somut adımlar atmasını ve tüm politik tutsakların serbest bırakılmasını talep ettiklerini dile getirdi.

Türk polisi gösterinin yapıldığı saatlerde görev başındaydı. Gösterinin yakınlarına gelen ve göstericileri izleyen Türkiye’den gelen Erdoğan’ın kafilesinde yer alan bir grup polise İsveç Güvenlik Polisi (Säpo) müdahale ederek gösterinin yapıldığı yerden uzaklaştırdı. Säpo görevlileri İsveç topraklarında Türk polisinin gösterileri izleme yetkisi olmadığını belirterek, bu tür davranışlara izin vermeyeceklerini söylediler.