Başbakan Recep Tayyip Erdoðan, Washington Post gazetesine verdiði söyleşide basın ve ifade özgürlüðü konusundaki anlayışını ve baskıların kaynaðını da oraya koydu. Erdoðana göre basın kartı olmayanlar gazeteci deðil ve tutuklanmalarında bir sorun yok. Başbakan, gazetecilerin silah taşıma gibi nedenlerle tutuklu olduðunu da iddia etti, oysa tutuklu hiçbir gazeteci için böyle bir suçlama yok.
Başbakan Recep Tayyip Erdoðan, basın ve özgürlüðü düşmanı anlayışını bu kez yabancı bir medya yolu ile ortaya koydu.
Washington Post Gazetesi'nden Lally Weymouthe mülakat veren Erdoðana, tutuklu gazetecilerin durumuna ilişkin sorular yöneltildi.
''Ülkede nereye gidersem gideyim, hiçbir suçlama yöneltilmeden hapiste tutulan gazetecileri işitiyorum. Niçin onları hapisten çıkarmıyorsunuz? Bu Türkiye için iyi deðil. Niçin onların istediklerini ifade etmelerine izin vermiyorsunuz?'' şeklindeki bir soru üzerine Erdoðan, basından ne anladıðını gösterdi.
Erdoðan, "Bu gazeteciler, sarı basın kartı olan gazeteciler deðil. 9 tanesi var. Bunlar, terör örgütleriyle temasları olmuş ya da birlikte çalışmış kişiler. Diðerleri, bir terör örgütüne üye olmak ya da silah taşımak gibi nedenlerle cezaevindeler. Siz şimdi bu kişilerin gazeteci oldukları için serbest bırakılmaları gerektiðini mi söylüyorsunuz? Bu kişiler sarı basın kartı taşıyan kişiler olmasa bile?'' dedi.
Bu ifadelerin ardından Weymouth, Erdoðan'a kendisinin de şiir okuduðu için cezaevine girdiðini hatırlatınca şu cevabı aldı: ''Dolayısıyla cezaevinde olmanın ne demek olduðunu bilirim. Ancak bu insanların yaptıðı şeylerin, benim bir şiir okuma davranışımla hiçbir alakası yok. Benim durumumda, birini yaralama ya da öldürme veya silah taşıma gibi bir eyleme karışmamıştım. Ýstanbul'un belediye başkanıydım ve Milli Eðitim Bakanlıðı tarafından onaylanmış bir şiiri okuyordum, hapse atılmamın nedeni buydu.
Hızını alamayan Erdoðan, Bugünün Türkiye'si, ilk kez hükümete geldiðimiz 10 yıl önceki Türkiye'ye göre çok farklı. Şimdi ifade özgürlüðünün zirvede olduðu bir dönemden geçiyoruz" diye ekledi.
Türkiye bugün tutuklu gazeteciler açısından dünyanın en büyük cezaevi durumunda. Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformunun saptamasına göre 18 Eylül 2012 tarihi itibariyle 13ü imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü 81 gazeteci Türk cezaevlerinde bulunuyor.