Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoðan, Suriye’nin düşürdüðü uçaða ilişkin yaptıðı açıkalmada “Türkiye’nin dostluðu ne kadar deðerliyse, herkes bilsin ki Türkiye’nin gazabı da o kadar şiddetlidir” diye tehdit ederken, kendi zulmünü göremeyerek dokuz asır öncesine gittti.
Erdaðan partisinin grup toplantısında yaptıðı konuşmada, “Bildiðiniz gibi 22 Haziran 2012 tarihinde Suriye’nin 13 deniz mili açıðında, uluslar arası hava sahasında RF-4 uçaðımıza saldırı düzenlendi, uçaðımız Suriye karasularına düştü” dedi.
Erdoðan, “Suriye kara sularında uçaðımız vurulmamıştır, uluslar arası sularda vurulmuştur” iddiasında bulunurken, Bunun bilinmesi lazım, bunun saptırma gayreti içinde olan içerde ve dışarıdakiler var” diyerek eleştirilere tahammülsüzlüðünü bir kez daha ortaya koydu.
ERDOÐAN’IN MUSUL’DA GAZZE’DE ATAN YÜREÐÝ!
Bir yandan Güney Kürdistan topraklarını her gün bombalayan, aradan altı ay geçmesine raðmen Roboski katliamının hesabını halen vermeyen Erdoðan, “Bu ülke yeri gelmiş Saraybosna için, Kosova için yüreðini ortaya koymuştur. Bu millet, Kabil, Baðdat, Erbil, Musul, Halepçe için yüreðini ortaya koymuştur. Bugün Filistin dediðimizde, Ramallah Gazze dediðimizde bir hesabın içinde deðiliz. Sadece yüreðimizdekileri söylüyoruz” dedi.
TEHDÝTLER
Erdoðan konuşmasında tehditlerde de bulundu “Şu noktanın altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum. Türkiye’nin dostluðu ne kadar deðerliyse, herkes bilsin ki Türkiye’nin gazabı da o kadar şiddetlidir.”
Erdoðan tehditlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin kardeşleriyle kucaklanmasından Türkiye’nin yüz yıllık hasreti sona erdirmesinden rahatsızlık duyanlar var. Bunların terörü desteklediklerini, kukla yönetimleri kışkırttıklarını çok iyi biliyoruz. Büyüyen güçlenen etkinliði artan bir Türkiye bu ülke için bir risk deðil bir fırsattır. Güçlü bir Türkiye’den rahatsızlık duyanlarda karşılarında nasıl bir devlet olduðunu iyi anlasınlar ve adımlarını ona göre atsınlar.”
ERDOÐAN, YAKICI BÝR AZAP OLDUÐUNU SÖYLEDÝ
Türk Başbakanı şunları ekledi: “Bu coðrafyadaki her oyunu, halklara masum insanlara kast eden her senaryoyu boşa çıkarmak için Türkiye var gücüyle mücadele edecektir. Bölgede kadastro mühendisliði yapılmasına asla müsaade etmeyecektir. Biz kanlı terör örgütüne karşı tek bir geri adım atmadan mücadele edeceðimiz gibi, Türkiye yakıcı bir azap olmaya devam edeceðiz.”
ELEŞTÝRENLERE TEPKÝ
Mart 2011’deki ayaklanma öncesine kadar Beşar El Esad’ın yakın dostu olan Erdoðan, bugün Suriye politikasını eleştirenlere de tepki gösterdi, kendi zulmünü unutarak dokuz asır öncesine gitti: “Bazıları bizim Suriye politikamızı eleştiriyorlar. Bir şeyi hatırlatmak durumundayım. 29 Ekim 1923 ülke olarak millet olarak bizim için tarihi bir dönüm noktasıdır. Bu millet yeniden yeni bir devletle tarih sahnesindeki yürüyüşüne kaldıðı yerden devam etmiştir. Ancak bu milletin tarihi 29 Ekim 1923’te başlamamıştır. Türkiye’nin Suriye politikasını cahilce eleştirenlere birkaç önemli sahneyi hatırlatmak istiyorum.
9 asır önce komşu ülkeler yaşanan katliamlara gerekli duyarlılıðı göstermezken, Anadolu’da bir kahraman Kudüs ve Şam’ı korumak için canını ortaya koyuyordu; Selçuklu Sultanı Kılıçarslan. Taa Ýznik’te mücadeleye başlamıştı. Kılıçarslan, Şam ve Kudüs’ü namus ve şeref olarak görüyor, güvenliðini Anadolu’dan muhafaza etmeye çalışıyordu. Selahaddin Eyyübi Şam ve Kudüs için destansı bir mücadele verdiler. Şam bizim için Mekke Medine kadar kutsal bir yerdi.”
“GEREKLÝ ADIMLAR ATILACAKTIR”
Erdoðan, atılacak adımlar konusunda ise şunları söyledi:
“Bu saldırının Suriye tarafından kasıtlı olarak yapıldıðına dair bilgilendirme çalışmalarımız devam etmektedir. Buradan tüm dünyaya açık açık şunu ifade ediyorum. Türkiye yerini zamanını ve yöntemini kendisi tayin ederek, bu haksızlıða karşı uluslar arası hukuka dayalı haklarını kullanacak ve gerekli adımları atacaktır.
Biz Suriye yönetiminin kendi halkı için bir tehdit haline geldiðini görüyoruz. Ama bu son olay Esed yönetiminin Türkiye’nin güvenliðine de açık tehdit haline geldiðini ortaya koymuştur. Artık yeni bir aşamaya geçilmiştir.
TSK’nın angajman kuralları artık yeni aşamaya göre deðişmiştir. Suriye’den Türkiye sınırına yaklaşan her askeri unsur bir tehdit olarak deðerlendirilecek ve askeri tehdit olarak hareket edilecektir. Buradan Suriye rejiminin bir hata yapmaması ve Türkiye yönetimini sınamaması yönünde uyarıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti ne yaptıðını da ne yapacaðını da gayet iyi bilmektedir. Türkiye olarak elbette savaş çıðırtkanlarının tuzaðına düşmeyiz. Ancak uluslar arası sularda uçaðımıza yapılan saldırı karşısında susacak, tepkisiz kalacak bir ülke deðiliz. Uluslar arası hukuk çerçevesinde bu hadisenin üzerine kararlılıkla gideceðiz. Suriye halkı bizim kardeşimizdir, Suriye halkı bu eli kanlı diktatörden kurtuluncaya kadar Türkiye onlara her türlü desteði verecektir. Buradan Suriyeli kardeşlerimizi yeniden selamlıyorum, muhakkak ki Allah’ın yardımı yakındır.”