Arkadaşlıkları ilkokulda başladı. Zamanla yoldaşlaştılar. Kobanê'nin çağrısını duyup düş yolculuğuna çıktılar. DAİŞ'in bombasıyla birlikte ölümsüzleştiler ve birlikte toprağa düştüler. Geriye iyilik, güzellik ve insanlık bıraktılar.
Emrullah Akhamur ve Murat Yurtgül, Kobanê'nin yeniden inşasına katkı sunmak için SGDF'nin çağrısıyla yola çıktılar ve iki ay önce bugün 31 devrimciyle birlikte AKP destekli DAİŞ'in saldırısında katledildiler.
Akhamur'un ağabeyi Ümran Akhamur, Yurtgül'ün amcası Yusuf Yurtgül, Suruç Şehitleri İnisiyatifi'nin basın toplantısı için geldikleri İstanbul'da Emrullah ve Murat'ı anlattı.
Emrullah, Akhamur ailesinin 4 çocuğundan 2.siydi. Suruç'ta 32 devrimci ile birlikte katledilmeseydi 25 yaşında olacaktı. Mersin'de tarih bölümünden mezun olmuştu. Murat da aynı yaştaydı. İlkokulda başlayan arkadaşlıkları, bir ömür devam etti.
‘EMRULLAH KÜFÜR ETMEYİ BİLE BİLMEYEN BİR ÇOCUKTU’
Ağabey Ümran Akhamur anlattı kardeşini: "Biz 20 yıl kardeşimle aynı odada yatıp kalktık. Son 4-5 yıl üniversite nedeniyle evden ayrıydı. Emrullah duygusal olarak içine kapanık bir çocuktu. Sürekli okurdu. Şimdi evde bir dolu kitap var. Hümanistti, ayrımcılık yapmazdı. En katı radikallere bile öfkeyle bakmayan bir insandı, hep 'Bir gün değişirler' umudu vardı. Üniversite hayatı boyunca çeşitli çalışmaların içinde yer aldı. Aktif bir insandı. Ancak bizim gördüğümüzden çok daha fazla aktif ve ilerlemiş bir insan olduğunu sonradan öğrendik. Çocukluğumuz şen şakrak geçti. Onunla iyi geçinirdik. Benimle birçok şeyi paylaşırdı. İlkokulu birlikte okuduk. O sırada Murat'la tanıştı, onunla da kardeş gibiydiler. Birlikte büyüdüler. Emrullah küfür etmeyi bile bilmeyen bir çocuktu."
Ümran Akhamur'un ardından sözü Murat'ın amcası Yusuf Yurtgül aldı: "Bir aradaydık. Aynı binada oturuyorduk. Murat'ın en belirgin özelliği çok kitap okumasıydı. Çok disiplinli bir çocuktu. Günde 5 saat uyurdu, diğer zamanlarında sürekli bir işle meşgul olurdu. Üniversitede de demokrasi ve insan hakları grubunun eşbaşkanı olmuş. Cezaevleri ile ilgili çalışmış. Bunları sonradan öğrendik. Murat tüm insanları severdi, insan ayrımı yapmazdı. Soma'da katledilen işçilerin ailelerinin de yanına gitti. Katledilen kim varsa, onun yanındaydı."
ZAMAN GEÇTİKCE ACI DAHA DA DERİNLEŞİYOR
Emrullah ve Murat, Kobanê için yola çıkmadan önce babalarına söylüyorlar.
Ağabey Ümran Akhamur, yol hikayesini anlattı: "İnsanlarımızın yaralarını sarmak için daha önce on kez yardım malzemeleri ile Suruç'a gitmiştim, bölgeyi biliyordum bu nedenle. Emrullah gideceğini bana söylemedi. Babama söylemiş, inşa sürecine öncülük edeceklerini anlatmış. Güvenlik konusunda da babamı ikna etmiş. Ancak haberim olsaydı engellemeye çalışırdım, çünkü orada can güvenliği yoktu. Gitmesine gönlüm elvermezdi. Kardeşime kızgın değilim ama içim buruk. İki ay geçmesine rağmen acısı taptaze duruyor. Unutulamıyor. Zaman her şeyi unutturmuyor. Zaman geçtikçe daha da derinleşiyor acısı. Yaptığı şey doğruydu, yapmak istediği çalışma doğruydu. Zamanlama yanlıştı."
Amca Yusuf Yurtgül, Murat'la geçen son diyaloğunu anlattı: "Murat ve Emrullah yola çıkmadan bir ay kadar önce, kardeşim yanıma gelip, 'Abi, Murat, Emrullah ile beraber Kobanê'ye gitmek istiyor. Ne diyorsun?' dedi. Ayrıntılarını anlattı. Murat annesinin itirazlarını 'Anne ben gitmezsem, kim gidecek? Kim çocuklara yardımcı olacak' diye gidermiş. Kardeşimle yaptığımız bu konuşmadan bir ay kadar sonra, Murat'ın kız kardeşi geldi, 'Amca abim gidiyor' dedi. Yanına gittim. Murat, Emrullah ile birlikte evde oturuyor. Nereye gittiklerini sordum, 'Amca işimiz var' dedi. Yemeğe çağırdım, arabaya yetişeceklerini söyleyerek gelmediler. 'Yolun açık olsun' dedim. Ama biraz da içerledim. Annesi benim alındığımı söylemiş. Sonra eve çıktım, baktım arkamdan Emrullah ile birlikte geldi. Çok evindim. Özür diledi. Hiçbir zaman kimseyi kırmazdı. Benim gönlümü hoş etmek için bir iki lokma yediler. Hatır istedi, elimi öptü. Sorunca Kobanê'ye gideceklerini söyledi. Helalleşti hepimizle. Gittiler. Murat, kardeşlik ve insanlık için, halkı için en güzel şeyi yaptı. Çok üzgünüz. Çok büyük bir acı yaşadık ancak kardeşlik yolunu seçtiler.
‘KATLİAM İLE KARDEŞLİK HEDEFLENDİ’
Amca Yurtgül, Türk ve Kürt halkları arasında kurdukları köprü nedeniyle katledildiklerinin altını çiziyor ve ekliyor: "Antep'e cenazemizi almak için gittiğimizde gördük ki Türkiye'nin dört bir yanına cenaze gidiyordu. Trabzon'a, İstanbul'a, Hatay'a, Van'a, Bursa'ya cenazeler gitti. Bu saldırı sadece Kürtlere yönelik bir değildi. Bu saldırı halklar ve mezhepler arasında kurulan kardeşliğin ortadan kaldırılması için düzenlendi."
Amca Yurtgül, tetikçi DAİŞ olsa da, katliamın ardından siyasi iktidarın olduğunu düşünüyor ve DAİŞ'in yaptıklarının hiçbirinin din ve insanlıkla bağdaşmadığını anlatıyor, "Bombayı patlatan da, arkasında duran da Allah'ın adını ve insanlığı kirletiyorlar. Müslümanlara düşen 'Bunlar münafıktır, bunlardan uzak durun' demektir."
Katliamın ardından Cumhurbakanı ve Başbakan'ın kendilerini arayıp "başınız sağolsun" bile demediğini hatırlatan Amca Yurtgül, "Cumhurbaşkanı, Başbakan, asker ailelerini arayıp başsağlığı diledi. Madem 70 milyonun Cumhurbaşkanı beni de aramalıydı. Bunu Vali ve kaymakamdan da bekledim. Eğer kardeşlik ve barış istiyorlarsa o zaman Cizre için de Dağlıca içinde kol kola gireceğiz. Barış ve kardeşlik istiyorlarsa, o zaman devrilen müzakere masasına döneceğiz. O masayı Recep Tayyip Erdoğan devirdi."
Katliamın üzerinden iki ay geçti. Ancak zaman acıyı henüz eksiltmiş değil.
Emrullah'ın ağabeyi Ümran Akhamur, 20 Temmuz'la hayatından kayıp gideni anlattı: "Eğer ben çok ünlü bir futbolcu olsaydım, benim iki ayağımın birden kesildiğini düşünün. Şu anda o durumdayım. Umutlarım kırıldı. Geleceğe yönelik hayallerim bitti. Şu an hiç bir şey yapmak istiyorum. Biraz zamana ihtiyacım var. Çünkü derinden bir sarsıntı geçirdim. Hayatımız tümden değişti."
İKİ AİLE KÜTÜPHANE AÇMAK İSTİYOR
Akhamur ve Yurtgül ailesi, iki devrimci gencin anısını yaşatmak için Kızıltepe'de bir kütüphane açmak istiyor. Amca Yurtgül son olarak "İkisi de okumayı çok seviyorlardı. Bu nedenle onları yaşatmanın yollarından biri kütüphane açmak olabilir. Böyle adlarını yaşatacağız. Bu konuda yerel yönetimlerden destek bekliyoruz" diyor.