Avrupa Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Türk hükümetine çaðrıda bulunarak cezaevinde tutulan tüm gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.
EFJ tarafından yayınlanan açıklamada cezaevindeki gazetecilerin çoðunun sol eðilimli yayınlar ya da Kürt medyasında çalıştıðı dile getirilerek 20 Aralık 2011 tarihinde düzenlenen operasyonla bu gazetecilerin tutuklandıðı dile getirildi.
EFJ Başkanı Arne König yaptıðı açıklamada Bu davalar, sözde terörle mücadele paravanı altında, Türkiyede eleştirel medyayı susturmaya yönelik zalimce bir teşebbüs anlamına gelmektedir. Gazeteci camiası ve ifade özgürlüðü örgütleri Türkiyedeki gelişmeleri yakından izliyor ve bu davalara odaklanıyor dedi.
Türk hükümetinin bu davaların yakından izlendiði ve Avrupa ve uluslararası kuruluşları bu konuda bilgilendirdiklerini bilmesinin önemli olduðunu dile getiren König Ortadoðuda, özellikle Suriye kriziyle ilgili olarak Türkiyenin önemli rolü, ülke içinde eleştirel seslere yapılanları gölgelememeli deðerlendirmesinde bulundu.
Açıklamada, Königin 13 Eylülde, Türkiye Gazeteciler Sendikasının desteklediði bir proje olan Tutuklu Gazetenin yayımlanmasına önayak olan gazeteci Bedri Adanırın Diyarbakırda yapılan duruşmasına katıldıðı, 14 Eylülde, Odatv davasında tutukluluk süreleri 20 ayını tamamlamış olan 4 gazeteci Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoðlu ve Yalçın Küçükün duruşmalarının öðleden önceki oturumunu izlediði belirtildi.
AKP'NÝN TUTUKLADIÐI GAZETECÝLER
Kürt basınına yönelik 2011'in sonundaki gözaltı operasyonunun sonucunda, 36 gazeteci tutuklandı. Haberleri ve haber merkezleriyle yaptıkları görüşmelerinden yola çıkılarak hazırlanan iddianamede; 'KCK Basın Komitesi'ne üye oldukları iddia edildi.
Ýstanbul 9. Aðır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gazetecilerin ifadeleri için iki hakim görevlendirildi. Gazetecilere sorguda, hazırladıkları haberler dışında herhangi soru yöneltilmedi. Ýfade işlemlerinin başladıðı sabah, Özgür Gündem Gazetesi çalışanı Hatice Bozkurt serbest bırakılırken; daha sonra Celal Kaya, Evrim Kepenek, Üfliye Özcan, Hamza Sümeli, Mustafa Özer ve Murat Eroðlu savcılık işlemleri ardından serbest bırakılanlar arasındaydı.
Yargılama sonucunda, 24 Aralık 2011'de birinci gruptan Eylem Sürmeli, Güneş Ünsal ve Enis Yalçın; ikinci gruptan ise, Şeref Sümeli Sevinç Tuncelli ile Arzu Demir tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, 36 gazeteci de "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklandı. Tutuklanan gazetecilerden erkek olanlar, yani 22'si 27 aralıkta Kocaeli'de bulunan Kandıra 1 ve 2 No'lu F Tipi Cezaevi'ne sevk edildiler. Tutuklanan kadın gazeteciler ise Bakırköy Kadın ve Çocuk Cezaevi'nde tutuldular.
TANZANYA DAHA ÖZGÜRLÜKÇÜ!
Kamuoyu, gazetecilerin tutuklanmasıyla birlikte ülkenin düşünce özgürlüðü açısından ne denli gerilediðini daha iyi görür oldu. Kürt gazetecilerin tutuklanmasının ardından dünyanın önde gelen pek çok kuruluşu da, AKP rejiminde düşünmenin ve yazmanın yasaklandıðını ilan eden açıklama ve kınamalarda bulundular. Örneðin "Türkiye'nin dünyada en fazla tutuklu gazetecinin bulunduðu ülkelerden biri olduðu", ABD merkezli Özgürlük Evi (Freedom House) tarafından yayınlanan 2012 basın özgürlüðü raporunda dile getirildi.
Dünya Basın Özgürlüðü sıralamasında Türkiye; Kolombiya, Kongo, Nepal ve Senegal gibi ülkelerle aynı sıraları paylaşıyor. Nijerya, Mali, Tanzanya gibi üçüncü dünya ülkeleri, Türkiye'den daha özgürlükçü sayılıyor.